Waldo sen neden burada değilsin?

  • GİRİŞ08.10.2013 09:21
  • GÜNCELLEME08.10.2013 09:21

Waldo sen neden burada değilsin?

1988 yılında şair İsmet Özel, “Waldo sen neden burada değilsin” isimli kitabını neşrettiğinde nereden bilirdim ki 15 yıl sonra bir dostuma Özel'in kitabının bahsettiği o tarihi olayı hatırlatıp aynı soruyu soracağım!

Tam 15 yıl sonra, bir vesileyle görüştüğüm dostum hiç gereği yokken şöyle sordu:

“Mısır konusunda Siyasal İslamcı refleksler vermek zorunda mıydın?”

Kastettiği Ülke Tv'deki Mısır özel yayınlarıydı.

Ve, Mısır'daki darbeye karşı direnenleri tabiri caizse ekrandan “gaza getirmek”le itham ediliyordum.

Mısır'da İhvan'ın darbe karşıtı gösterilerini gün gün, saat saat ekrana taşıyan Ülke Tv'nin bu muazzam refleksinin tamamının sorumlusu elbette ben değildim.

Lakin, dostum sorumluluğun tümünü bana yükledi.

Beni yaptığımız yayınlar dolayısıyla “Siyasal İslamcı refleks vermekle” itham etti.

Ona sadece, “Waldo sen neden burada değilsin?” diyebildim.

Zira, İsmet Özel'in aynı adlı eserinin finalinde bir hikaye anlatılır.

Hikayenin özeti kısaca şöyledir:

Amerika'da Meksika'yla yapılan savaşı protesto etmek için ödemesi gereken 1 dolarlık seçmen vergisini ödemeyip 1 gecelik hapse düşen Henry David Thoreau'nun ziyaretine çok sevdiği dostu gelir.

Kendisinden 14 yaş büyük olan ve birçok özgürlükçü düşünceyi kendisiyle paylaşan Raplh Waldo Emerson, telaşla arkadaşını görmek üzere onun hücresine girdiğinde aralarında şöyle bir konuşma geçer:
"- Henry, neden buradasın?"
"- Waldo, sen neden burada değilsin?"

Lafın tamamını söylememe gerek yok..!

Ancak şu kadarla iktifa edeyim;

Darbeciye darbe diyemeyenlerle aynı safta yer almaktansa, yönümüz belli olsun diye Mısır'da İhvan'ın sivil itaatsizliğini sonuna kadar destekledik.

Demokrasi, özgürlük ve “öteki” konusunda belirgin bir tavır sergilemesine rağmen, “Kurulu düzenle uzlaşmayı” bir yaşam felsefesi olarak benimseyen dostum ve dostumun dostları gibi, “darbecilerle anlaşsınlar ölmesinler” diyenlerden olmadım.

O yüzden dostuma, “Waldo sen neden burada değilsin?” demekle yetindim.

Gürsel Tekin mi Mustafa Sarıgül mü

CHP'li Gürsel Tekin'in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan aday adaylığını açıklaması bana sürpriz olmadı.

Zira Tekin, Kemal Kılıçdaroğlu ile 2012'nin Mayıs ayında “teşkilatlar konusunda” ters düştüğü andan bu yana bugünü bekliyordu.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun partiyi belli bir kliğe teslim etmesinin ardından en büyük kopuş her daim yanında olan Gürsel Tekin ile olmuştu.

2012'nin Mayıs ayındaki bu kopuştan sonra Gürsel Tekin potansiyel CHP Genel Başkan adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan aday adayıydı.

Tekin, ilk tercihini aday adaylığından yana kullandı.

O da biliyor ki, İstanbul'da bir önceki seçimde Kılıçdaroğlu'nun aldığı oyun 1 puan üzerinde oy alması durumunda Ankara yürüyüşü başlayacak.

Peki Mustafa Sarıgül faktörü ne olacak?

Mustafa Sarıgül'ü izleyebildiğim kadarıyla çok temkinli ve garanti adımlarla yol alıyor.

Serüveninde sürprizler yaşamak istemiyor. Gürsel Tekin'in aday adaylığını açıklaması Sarıgül'ü tedirgin etmiş görünüyor.

Lakin, Sarıgül, Tekin'in aksine tüm kesimlerin oyuna talip.

Oysa Tekin, ilk açıklamasında, “varoşlara” selam göndermekle yetindi.

Mustafa Sarıgül ise tüm kesimlerin oyunu nasıl alabilirim, veya safları nasıl sıklaştırabilirim hesabında.

Bana kalırsa, Mustafa Sarıgül'ün CHP'den İstanbul'dan Büyükşehir Belediye Başkan aday adaylığı mutlak görünüyor.

“Kaderin onu buna zorladığını” düşünüyor..!

Bu durumda Gürsel Tekin'in durumu ne olacak hep birlikte göreceğiz.

Kemal Kılıçdaroğlu'nu soracak olursanız, onun CHP genel başkanlığı artık tarih olmak üzere.

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar1

  • ö.hoca 11 yıl önce Şikayet Et
    Safların netleşmesi. Zalimlerin tarih içersindeki en önemli rollerinden birisi de safların netleşmesidir
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat