Hayret, ATA ile Neoconlar aynı safta

“Kalemi kırılan adam” öyle mi?

“Uluslararası güç odakları, bir yerde karar verdiler ve Tayyip Erdoğan'ın kalemini kırdılar” öyle mi?

Ya da, “Dünya egemenleri, onu gözden çıkardı. O halde yapılacak şey bir an önce gitmesi gerektiğini koro halinde söylemek” öyle mi?

Öyle mi?

Mısır İhvanı'nı “şiddet” ile özdeşleştiren, Başbakan Erdoğan'ı Tevrat'tan aktardığı efsane ile tehdit eden Ahmet Turan Alkan (ATA), CNN Türk'te Aslı Aydıntaşbaş'ın konuğu oldu ve bombayı patlattı!

“Ak Parti ile sorun yok. Sorun Başbakan'ın şahsıyla ilgili.”

Dert Başbakan Erdoğan'mış!

Daha biz anlamamışız..!

Biliyorduk da bu kadar açıktan söylendiğine yeni şahit olduk.

“Erdoğan partisini rehin aldı” sözü de “Ak Parti'de sorun yok, sorun Erdoğan'da” sözü de CNN'nin canlı yayınında Ahmet Turan Alkan'dan (ATA) sadır oldu.

Ahmet Turan Alkan (ATA) gibi bir denemeci olmadığımdan onun kadar kıvrak yazamam.

Lakin en azından meramımı anlatabilirim!

Ne diyelim, Ahmet Turan Alkan (ATA) bey, senin bu dediğini İsrail aşırı sağına ve Neocon ırkçılara çalışan Morton Abramowits, Eric Edelman ve Blaise Misztal de söylüyor.

Zaten kıyamette buradan kopuyor Ahmet Turan Alkan (ATA) ağabey!

Gerçekten de kıyamet burada kopuyor..!

Neoconlarla, İsrail aşırı sağcılarıyla aynı perspektiften aynı noktaya ateş etmek; mesele bu olsa gerek!

Dünya hegemonyasının “silahlı kanadını” bu çevreler temsil etmiyor mu?

Dünya hegemonyasının “sermaye kanadını” bu çevreler temsil etmiyor mu?

Dünya hegemonyasının “iletişim kanadını” bu çevreler temsil etmiyor mu?

Dünya hegemonyasının “imtiyaz kanadını” bu çevreler temsil etmiyor mu?

Bu çevreler ki, stabilizasyonunu istedikleri bölgelere -ülkelere önce El-Kaide terör örgütünün girmesine sessiz kalıyor…

Sanki “Akıncı birlikler” gibi onların o bölgelerde-ülkelerde terör estirmesine göz yumuluyor...

Ardından El-Kaide ve türevi örgütler bahane edilerek o bölgelere-ülkelere müdahale ediliyor!

Bu çatışmacı stratejiden nedense hep silah tüccarları, dünya egemenleri galip çıkıyor.

Dün Yeni Şafak gazetesinde “Türkiye'yi Erdoğan'dan kurtaracak ittifak!” başlıklı yazısında İbrahim Karagül, Neocon-sağcı isimleri yani ki yukarıda andığım isimleri zikrediyor ve şöyle diyordu:

“2003 yılından beri aynı cümleler kullanıyorlar. Erdoğan'a, Türkiye'nin Başbakanı'na ağır küfürler, hakaretler ediyorlar. Onu ABD için ‘El Kaide'den daha büyük tehdit' ilan ediyorlar. Neredeyse ‘ortadan kaldırılması' işareti veriyorlar.

Mesele bu üç ismin yazdığı yazı değil. Bu yazı ve tavır, Neocon-İsrail aşırı sağınını oluşturduğu ittifakın sadece bir yansıması.

…

Bugün Abramowitsz , Edelman gibi isimler söz konusun yazıyı yazmış olabilir. Ama başkaları da var. Yakında onlardan da kampanyanın ateşini besleyecek yazılar bekliyoruz. Göreceksiniz ABD ve Avrupa medyasındaki hemen bütün neocon ve İsrail aşırı sağına mensup gazeteciler yakında koroya katılacak, Erdoğan'a ve hükümete karşı histerik saldırılara başlayacak.”

İbrahim Karagül, Başbakan Erdoğan'ın iktidar olduğu günden bu yana hedefe koyan dış güçlere atıf yapıyor ve yakın gelecekte onların yine harekete geçeceğine işaret ediyor.

Peki ya Türkiye içinde Erdoğan'ı uzun zamandır önce ima, sonra doğrudan ifadelerle hedefe koyanları ne yapmalı?
Onlar hakkında ne düşünmeli?

Başbakan Erdoğan'ın “ruh sağlığı”ndan tutun da, “amansız hastalıkla mücadele ettiği” tezviratına kadar…

Ya da “diktatörleşme eğilimi”nden tutun da, “istişareyi unuttuğu”, “tek adam” yalanına kadar…

Bir çok yaftayı boynuna geçirdikleri Erdoğan'ı en son canlı yayında “Mesele sensin daha anlamadın mı?” demeye getirecek cüreti göstermeye kadar…!

Ak Parti iktidarı döneminde görülmedik büyümeye imza atanların sırf dışarıda bir yerlerde “kalemi kırıldı” iddiasıyla Başbakan Erdoğan'ın ipini çekmek için sıraya girmişliğini anlamakta zorluk çekiyorum.

Neydi o Tevrat'taki efsanedeki 3'ncü gelişme?

Benim de Ahmet Turan Alkan gibi dilim varmıyor!

Ama benim dilim bir şeye daha varmıyor:

Müslümanlar ne vakit dünya egemenlerine bu kadar teslim oldu?

Herkesin hesabı var.

Allah'ın da bir hesabı var.

Ve biz biliriz ki O, hesabı kolay görendir!

Not: Kraliçenin adamları, Süleyman mabedinde ne yapar? Ya da Mescid-i Aksa bizim neyimiz olur?