Buçuklu rakamlarla AK Parti'yi geriletme komplosu
- GİRİŞ28.02.2014 07:59
- GÜNCELLEME28.02.2014 08:24
Hilal Kaplan'ın Yeni Şafak gazetesindeki köşesinden şu satırları okuyordum:
"Refah'ın kapatılması sürecinde verdiği röportajda Gülen'in izah ettiği gibi:
'Refah Partisi'nden kurtulmak isteyenler için kapamak bir iştir. 5 sene de bunlar seçme seçilme hakkını kaybederler (...) Bunu yapmak isteyenlerin kendileri açısından, makul olanı Refah'ı kapatmamak, mahkemeyi devam ettirmek, mahkeme devam ederken seçime girmek. Seçim sath-ı mailine girilirken Refah'ın mahkemesinin devam etmesi, Refah'a olan güveni sarsar, kapatılacak bir parti mülahazası hasıl eder, oy verilmez ona. Daha demokratik bir yolla... Fakat o oylar Refah'a yakın partilere kayar büyük ölçüde, maksat hasıl olur.'*
Maksat hasıl olur, her şey çook güzel olur; değil mi 'merkez'?
ELDE HESAP MAKİNESİ OY DAĞITIYORLAR
Yazıyı tam bitirmiştim ki cep telefonum çaldı.
Çok uzun zamandır görüşmediğim dostum, selam kelamdan sonra, "Her ne kadar Selam terör örgütü adı altında dinlenenler listesinde adın yoksa da ne olur ne olmaz! Telefonda anlatamam. Gel sana çay kahve eşliğinde anlatacaklarım var" dedi.
Atlayıp gittim.
Odasına girdiğimde elinde bir hesap makinası hesap yaparken buldum dostumu!
"Hayırdır, düzmece ses yakıtlarıyla telaffuz edilen milyonlarca dolar ve euro'nun adet olarak kaç tane olduğunu mu hesaplıyorsun" diye latife yapacak oldum!
Ciddileşti.
"Yok" dedi.
"Daha ciddi, hayat memat meselelerinin hesabını yapıyorum!"
"Hayırdır" diyebildim..!
"Hayır mı; şer mi göreceğiz ama durum vahim" dedi!
"Sana gelecekten haberim var" dediğinde irkildim!
"Gaybı ve geleceği ancak Allah bilir" diyebildim.
Dedi ki, "Şerrin türlü türlü oyunu var, ben gelecekten haber var derken kurulan oyundan bahsediyorum."
SEÇİME ŞAİBE BULAŞTIRMAK
Dedim, "Ne iş! Söyle Allah aşkına merakta koma."
Dedi ki önce "YE SE KA!"
"Hayırdır ne olmuş Yüksek Seçim Kurulu'na" dedim!
Dedi ki, "YSK'da seçimin hemen ertesi günü ne olacağını hadi tahmin et."
Dedim ki, "Türkiye'de propaganda dönemleri kıran kırana geçer. Ama seçim günü sandığa giden milletimiz sonuçları uhulet ve suhuletle kabullenir. Birkaç küçük belde ya da muhtarlıkta çıkan patırtı kütürtü de işin sosudur."
Yok dedi!
Yok!
Yaklaş dedi.
AK PARTİ'Yİ YÜZDE 38'İN ALTINA DÜŞÜRME PROJESİ
Masasına hafifçe uzandım, baktım ki hesap makinesindeki rakam 37!
"Şimdi de elimdeki şu kağıda bak" diye ısrar etti.
Elindeki kağıttaki rakamların hepsini yazacak değilim.
Ama gördüklerimden bazıları şöyleydi:
BDP: 7
BDP ekleme: 7,9
MHP: 14
MHP ekleme: 14,9
CHP: 27
CHP ekleme: 28
BBP ve SP'nin karşısında da rakamlar vardı.
Son gördüğüm AKP: 42
AKP eksiltme: 37!!
"Bu ne böyle" diyecek oldum.
Dedi ki, "Seçim akşamı ve ertesi günü Yüksek Seçim Kurulu'na yapılacak onlarca itiraz sonrasında partilerin oy dağılımı bu!"
Dedim "Bu biraz toto" değil mi?
Dedi, "Sen öyle düşün!"
"Yüksek Seçim Kurulu'ndaki bazı üyelerin ne yapacağını kestirebiliyor musun?" diye bir soru sordu.
"Ben bu tür komplo teorilerine inanmam, hadi bana eyvallah" deyip kapıya yöneldiydim ki arkamdan seslendi.
"Çağlayan Adliyesi'nde, Beşiktaş Adliyesi'nde olanlardan ders almamışsın. Bari TÜBİTAK'ta olanlara bir şey demiyor musun" dedi.
Ve sonra nereden aklına estiyse,
"Askeri bir hakim"in ismini telaffuz etti.
"Askeri hakim" dedi!
"İzmir" dedi!
"Casusluk davasını Askeri Mahkemeye almak istemek" dedi!
"Sen anlarsın" dediğinde ben kapıyı kapatıp çoktan yürümeye başlamıştım..!
Yürürken aklım, hesap makinasındaki 37 rakamında;
Kağıtta yazılı partilerin oy oranlarında…
Ve elbet Askeri Hakim ve İzmir ve casuslu davasındaydı!
Şerde oyun çok!
Lakin,
Hak şerleri hayr eyler
Zannetme ki gayr eyler
Ârif anı seyreyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler (Erzurumlu İbrahim Hakkı)
Yazının başında Hilal Kaplan'ın yazısına konu olan konuşmanın bir yerinde ne geçiyordu hatırlayın:
"Daha demokratik bir yolla... Fakat o oylar Refah'a yakın partilere kayar büyük ölçüde, maksat hasıl olur."
Yorumlar14