Erdoğan - Gül ismi etrafında tartışmanın ötesine geçmek
- GİRİŞ23.04.2014 09:23
- GÜNCELLEME23.04.2014 15:46
Yazdıkları ses getiren, duayen sıfatını üzerlerinde taşıyanlar da cabası..!
Böyle bir sıfatları olunca elbette dikkatle takip ediliyorlar.
Dikkatle takip edilen yazarlar dün öyle yazılar kaleme aldılar ki "Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda kim kimi neyle itham ediyor? Kim kime nasıl bir üslupla yaklaşıyor?" sorularını peş peşe sıralama ihtiyacı hasıl oluyor.
"Duayen" gazeteci Fehmi Koru, bir başka yazardan yaptığı alıntılarla Başbakan Erdoğan'a "Cumhurbaşkanı adayımız Abdullah Gül" dedirtmeye çalışırken, Yalçın Akdoğan Koru'nun referans aldığı yazı için "açıkça saçmalamadır" diyor.
FEHMİ KORU, TARHAN ERDEM'İ REFERANS VEREREK…
Fehmi Koru, dünkü yazısına ( http://haber.stargazete.com/yazar/fotografta-gulun-eksikliginin-bir-de-bu-yonu-var/yazi-873367 ) referans aldığı KONDA'nın sahibi Tarhan Erdem'i ve şirketini önce şu cümlelerle yüceltme ihtiyacı hissediyor.
"KONDA araştırma şirketinin seçmen davranışlarını tahlil etmede kaydettiği isabet... KONDA'yı yöneten Tarhan Erdem-Bekir Ağırdır ikilisi bu bakımdan övgüye değer..."
Koru bu övgünün ardından, Tarhan Erdem'in Radikal'deki yazılarına atıf yapıyor. Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına aday olmaması gerektiğini şu cümlelerle duyurma ihtiyacı hissediyor:
"Tarhan Erdem, … Abdullah Gül'ün fotoğraf-dışı kalmasını doğru bulmuyor. Beklediği, Tayyip Erdoğan'ın her fırsatta ‘kardeşim' diye andığı Abdullah Gül'e "Kal ve cumhurbaşkanı adayı sen ol" demesi..."
Fehmi Koru'nun yazısında, Tarhan Erdem'in Tayyip Erdoğan'ın Gül'e "Kal ve cumhurbaşkanı adayı sen ol" demesi gerektiği düşüncesinin altını çizmesi dikkate değer sanırım.
Koru, yazısında "tehlike ve cezalandırma" ifadelerine de yer veriyor. Elbette yine Tarhan Erdem'e atıf yaparak…
"Son yazısının öncekilerden farkı, içinde ‘tehlike' ve ‘cezalandırma' sözcükleri geçtiği için, Ak Parti açısından ciddi bir ‘uyarı' içermesidir."
Tayyip Erdoğan'ın Köşk'e çıkması halinde "tek adamlığa yürüyeceği"ni de ima ederken Tarhan Erdem'e atıf yapıyor Koru, "Bunu ‘ülke için birçok yanlışın, düzeltilemeyecek kötülüklerin başlangıcı' olarak görüyor Tarhan Erdem..."
Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması durumunda halkın mutlaka Ak Parti'yi ve Erdoğan'ı cezalandıracağı fikrini de Tarhan Erdem'in cümlesiyle köşesine taşıyor Koru,
"Halk bu yetki gasbını önleyecektir; şimdi önleyemezse, 2015 baharında veya hemen ertesinde çok acı biçimde cezalandıracaktır diyor..."
"Tarhan Erdem'in uyarılarla dolu yazısını ben böyle yorumluyorum" diyerek yazısını bitiren Koru'nun "Çantada keklik" iması da kayda değer doğrusu.
YALÇIN AKDOĞAN: AÇIK BİR SAÇMALAMADIR
"Nasıl bir devlet başkanı" başlıklı yazısıyla tartışmaya giren Yalçın Akdoğan, Tarhan Erdem'in düşüncelerini yerden yere vuruyor Star gazetesinde.
"Erdoğan'ın adaylığını ilan etmesini anayasayı ihlal ve meydan okuma olarak tanımlayan Tarhan Erdem, uzun zamandır keskin ve şık olmayan cümlelerle Erdoğan'ın adaylığına karşı çıkıyor, "Erdoğan olursa ülkede huzur kalmaz" diyor" cümleleri Yalçın Akdoğan'ın dünkü yazısından. (http://haber.stargazete.com/yazar/nasil-bir-devlet-baskani/yazi-873400 )
"11 yıldır ülkeyi idare eden Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması halinde ‘ülkeyi huzursuzluğa sürükleyeceği, kötülüklerin başlangıcı olacağı' tezi açık bir önyargıdır" diyen Akdoğan, "Anayasayı ihlal ve meydan okuma lafları ise açık bir saçmalamadır" diyerek, Tarhan Erdem'e dolaylı yoldan da Fehmi Koru'ya cevap veriyor.
"Milletin takdir ettiği ve yetki verdiği her makam anasının ak sütü kadar Erdoğan'a helaldir. Daha ‘kim olsun' sorusuna cevap arandığı bir dönemde Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması halinde yetki gaspında bulunup yürütmeyi kontrolüne alacağı yaygarası yapmak, emanetçi sıfatı yapıştırıp AK Parti kadrolarını aşağılamak kimsenin haddi değildir" cümleleri de Yalçın Akdoğan'ın yazısından.
Fehmi Koru ve Yalçın Akdoğan ikilisinin hangi siyasetçiye daha yakın olduğuna bakıldığında bu iki farklı görüşün ne anlama geldiğini anlamak güç olmasa gerek.
AHMET TAŞGETİREN: KIYAMAM
Star gazetesinin dünkü nüshası fikir bakımından oldukça verimli köşe yazılarına sahipti. O yazılardan biri de Ahmet Taşgetiren'e ait.
Taşgetiren, her zamanki itidaliyle kaleme aldığı yazısında, "Hani anne kıvamındaki kadınların diline çok yakışan bir ifade vardır: ‘Kıyamam' derler şefkatle" diyerek (http://haber.stargazete.com/yazar/nasil-bir-devlet-baskani/yazi-873400 ) ne Tayyip Erdoğan'a ne de Abdullah Gül'e kıyamamaktan söz ediyor.
Taşgetiren'in yazısı Erdoğan ve Gül'ün son günlerdeki açıklamalarını doğru okuma çabasıyla dolu. Yazının sonunda Ahmet Taşgetiren konuyu yine "kıyamam" mevzuuna getiriyor:
"Yeniden "kıyamam"a gelirsek...
Az çok ülkemizin insanını tanıyorsam, çok geniş bir kesimin, "Tayyip Bey'e ve Abdullah Bey'e kıyamam" diyeceğini düşünüyorum.
Onların birbiri ile derin çelişkiler yaşadığı bir sürecin her iki ismi seven tabanda, ciddi üzüntü doğuracağı muhakkaktır. Anadolu'da her ortamın ana konusu bu. Gözler Erdoğan ve Gül'de."
ÜLKE İÇİN HAYIRLISI YA DA KRİZİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRMEK
Yukarıda alıntıladığım yazıların ilk ikisi iki keskin düşüncenin çatışmasının örnekleridir kanaatimce.
Taşgetiren'in ortayı yumuşatmaya çalışmasını da anlamak gerekiyor.
Elbette benim de düşüncelerim var.
Daha önce, "Ülkeyi dar kapıdan çıkarma formülü" olarak düşündüğüm ve Tayyip Erdoğan'ın "savaş ortamı"nda yürütmenin başında kalmasını savunduğum yazılarım oldu.
Lakin o eşiğin geçildiği kanaatindeyim artık.
Ağustos ayında Türk Milleti ilk kez doğrudan bir cumhurbaşkanı seçerek Köşk'e gönderecek. Bu cumhurbaşkanı diğerlerinden çok farklı olacak. Zira yüzde 50 artı 1 ile Çankaya'ya çıkacak. 12 Eylül Anayasası'nın ona tanıdığı birçok yetkiyi de halkın seçtiği cumhurbaşkanı kullanacak. Meclis'te grubu bulunan partilerin yapamadığı Anayasa değişikliği yüzünden "yetki kargaşası" endişesi olsa da "fiili" bir durum oluşacak.
Bakarsınız bu "fiili" durum memleketin hayrınadır.
Ne dersiniz?
Anayasa'nın amir hükmünü hatırlatıp, "koşan - terleyen cumhurbaşkanı" tanımı yapan Erdoğan'ın bu tanımına kim uyuyor?
hasan.ozturk@ulketv.com.tr
Yorumlar3