Mefisto'nun hangi çocuğu en kötücül
- GİRİŞ06.05.2014 06:49
- GÜNCELLEME06.05.2014 06:49
“Öncelikle bilmek lazım ki devlet zırhına bürünerek suç uydurmak isteyenler için işin en kolay kısmı tesmiyedir. Gerisi için can atan güvenlik bürokratlarını, ruhunu Mefisto'ya satmış medya mensuplarını bulmak çok da zor değil bu ülkede...” (Zaman 05,05,2014)
Yazının bu bölümündeki “tesmiye” ve “Mefisto”nun ne olduğunu merak etmedim değil!
Merakımın sonucunda kendimce çok ilginç çıkarımlar buldum.
Tesmiyenin sözlük anlamı, “isim koyma, ad koyma, adlandırma” olarak geçiyor.
Öyleyse söz konusu yazıdaki “işin en kolay kısmı isim koyma” ise, bu memlekette uzunca süredir dolaşımda olan bir çok “şucu”, “bucu” gibi isimlerin kimler tarafından türetildiğine; dolaşıma sokulduğuna dikkatinizi çekmekle yetineyim..!
Ancak asıl benim ilgimi çeken “Ruhunu Mefisto'ya satmış medya mensupları” cümleciğidir..!
Mefisto ne mi?
Bildiğimiz “İblis!”
Gothe'nin o ünlü Faust (Mutluluk) isimli şaheserinde “insanoğlunu, baştan çıkartmak isteyen” baş şeytanın ismi Mefisto!
“Ruhunu Mefisto'ya satmış medya mensupları” cümlesi bu açıdan yeterince anlamlı ve önemli.
Ekrem Dumanlı, bu cümleyi taammüden kurmuş; belli!
Yani ki Savcı Sayan'ın Ülke Tv'deki En Sıra Dışı programında sıklıkla kullandığı kalıpla söyleyecek olursak, “Bilerek, tasarlayarak, taammüden” kurulmuş bir cümle..!
Peki Mefisto'ya ruhunu satacakların varlığından söz ederken; Mefisto'nun çocukları arasında en yaramazı ya da şöyle diyelim en “şeytanca işler tasarlayanı” kim olabilir?
Bu sorunun cevabı da şu aşağıya aldığım darbımeselde saklı sanırım.
KARI KOCANIN ARASINI AÇAN MEFİSTO'NUN OĞLU
Mefisto bir gün evlatlarını toplamış…
Onları bir yarışmaya teşvik etmiş.
Yarışmanın konusun, “Kim insanlara en büyük hatayı işletecek” sorusuymuş.
Mefisto'nun çocukları dünyanın her bir köşesine dağılmış ve daha sonra denizlerin üzerinde bir araya gelmiş.
Mefisto sormuş tek tek, “insanoğluna hanginiz, hangi hatayı yaptırdınız?”
Biri demiş, “Ben bir insana boş vakit geçirttim.”
Mefisto, “Normal mesaide kalmışsın” diyerek karşılık vermiş.
Bir diğeri, “Ben insanlara tartıda hile yaptırdım. Kandırdı insanları” demiş.
Mefisto, “Kandıran bizdendir. Ancak bunlar kolay tuzaklar” diyerek karşılık vermiş.
Bir başkası, “Bugün takibe aldığım kişiye ibadetlerini yaptırmadım. Uykuya özendirdim” demiş.
Mefisto, “Normal mesaide kalmışsın” diyerek başını sallamış.
Mefisto, çocuklarının getirdiği haberlerin hiç birisine itibar etmemiş..!
Sonunda birisine dönüp Mefisto'ya seslenmiş!
“Rutin bir iş yaptım. Bir karı - kocanın arasını açtım!”
Mefisto, “Bu mu rutin iş dediğin? Sen bugün en önemli işi yaptın. En güzel mefistoluk bugün sende. Aferin sana” demiş..!
Şimdi başa dönüp, Ekrem Dumanlı'nın “Ruhunu Mefisto'ya satacmışlar…” cümleciğini yeniden düşünme zamanı sanırım!
Acaba, özel hayatın gizliliğine inananmayanların, bu gizliliği hiçe sayıp, ortalığı “tabe'lere, kaset'lere” boğanların ruhlarını nereye sattığını da sormamız gerekmeyecek mi?
Ya da insanların en mahrem hallerini kaydedip servis edenlerin kimler olduğunu bilmesek de o kasetleri kulaktan kulağa anlatıp gizli bir haz duyanların ruhlarını nereye sattıklarını düşünmemiz gerekmiyor mu?
Ya da Başbakan Erdoğan'ın deyimiyle, son dönemin güncel tartışmaları nedeniyle, “karı - kocanın arasının açılıp, birbirlerini “boşanma” ile tehdit ettikleri”ni duyunca, Mefisto'nun hangi çocuğunun hangimizi ne kadar kandırdığını düşünmemiz gerekmiyor mu?
Son söz niyetine bir cümle ile bitireyim!
Maksat için, mübah olanın ne olduğunu bilenler sağ'dan yürüsün!
Kalın sağlıcakla.
Yorumlar2