Tarımı öldürürsek Soma'da ölürüz

  • GİRİŞ22.05.2014 07:37
  • GÜNCELLEME22.05.2014 07:37

Kanal 7'ye yaptığım bir ziyarette Süleyman Çobanoğlu'nun odasında Mustafa Kutlu ile sohbet ederken konu “özelleştirme”ye gelmişti.
Ve o günlerde IMF'ye verilen niyet mektupları gündemdeydi.
O niyet mektuplarında, Türkiye “şeker pancarı üretiminden, buğday üretimine” kadar birçok tarımsal ürünün üretiminin azaltılacağını taahhüt ediyordu.
Tam da öyle bir atmosferde Mustafa ağabey ile sohbet ediyorduk.
Ben, çok atarlı bir halde, hatta biraz da zıpçıkça “Özelleştirmenin önemli olduğunu. Kamu iktisadi teşekküllerinin (KİT) arpalık haline geldiğini. Mutlaka özelleştirilmesi gerektiğini” filan anlatıyordum.
Mustafa Kutlu, yüzüme baktı ve soruyu sordu, “Söyler misin, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin özelleştirilmesini de savunuyor musun?”
Bu soruyu sorduğunda ben “evet” cevabını vermiştim ve Mustafa Kutlu sitemkar bir halde kafasını sağa sola sallamıştı. Bana kızdığını yüzünden anlamıştım..!
Çok haklıymışsın Mustafa Kutlu ağabey… Çok haklı!
Kutlu'nun sorusunun üzerinden 14 yıl geçti.
Köprülerin altından çok sular aktı.
Türkiye 2001 krizinin ardından Kemal Derviş'in IMF ve Dünya Bankası'na verdiği taahhütleri yerine getirdi.
Neticede onlarca yasa çıkartılıp, toprağı “işlemez” hale geldik.
Tarım, hayvancılık, kırsal hayat, çiftçilik demode oldu!
Şehirlerde “yeni yaşam alanları” adı altında üretilen “ucube siteler” tarım arazileri üzerine inşa edildi!
xxx
Türkiye bugün dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek üzere.
Yıldızı parlayan, büyüyen gelişen bir ekonomiden bahsediyoruz.
Satın alma gücü açısından kişi başına 17 bin dolar gayri safi milli hasıladan filan söz ediyoruz.
Oysa, tarım ve hayvancılıkta hiç de iç açıcı değiliz.
Dahası, ekilebilir tarım arazilerimizi yeterince değerlendiremiyoruz.
Pamuğu, pancarı, arpayı, buğdayı yeterince ekip biçemiyoruz.
Tütün, haşhaş gibi konvansiyonel ürünlerin üretiminde zaten kısıtlamalar var.
(Geçtiğimiz hafta Adıyaman'daydım. Mihmandarım Besni tütünününün kalitesini anlattıktan sonra artık üretimin yapılmadığından söz etti.)
Üstüne üstlük, ürettiğini yüksek maliyetle üretmek zorundasın; mazot, tohum, gübreyi düşününce..!
Her geçen gün tarım ürünlerindeki ithalat kalemi büyüyor..!
Hal böyle olunca, Soma'da tarım arazilerini ekmeyip ya da şöyle diyelim ekemeyip günlük 40 tl'ye ocağa girmeyi kabullenmiş köylülerin trajedisiyle yüzleşiyoruz!
Eğer Somalı çiftçiler, tarımla uğraşıyor olsa bu kadar ucuza iş gücü bulamayacak olan maden işletmecileri madende bunca kusura imza atamazlardı!
İşte bu yüzden Mustafa Kutlu ağabeyin “Toprak Mahsulleri Ofisi'nin özelleştirilmesini savunuyor musun?” sorusunun bugün bendeki anlamı çok başka.
Devlet, “teşvik” ya da özendirme yapacaksa ki Tarım Bakanlığı'nın son yıllarda yapmaya çalıştığı bir takım projeler var.
Hız verilmeli.
Ekip -biçmeye elverişli arazilerin imara açılmasına mutlaka dur denilmeli.
Çiftçi, köylü mutlaka pozitif ayrımcılığa tabi tutulmalı.
Pozitif ayrımcılık derken, şehirde memurluk yapan adama, dedesinden kalan ama hiç ekilmeyen tarlaları için yıllık harçlık babından para verilmesini kastetmiyorum.
Diyeceğim o ki, çiftçinin çiftçi olarak para kazanmasına mutlaka imkan verilmeli.
Yoksa Soma'da 301 madencimize mezar olan ocak yakında yeniden çalışmaya başlar ve kapısında günlük 40 liraya için sıraya dizilmiş köylüleri buluruz..!
Yakıcı ama gerçek!
Mustafa Kutlu'nun sorusunun üzerinden 14 yıl geçmiş olmasına rağmen hala güncelliğini koruyor.
Sahi biz, “Toprak Mahsulleri Ofisi'nin özelleştirilmesi”ni neden isteriz ki?

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat