Bu millete yazık ettiniz
- GİRİŞ24.07.2014 08:31
- GÜNCELLEME25.07.2014 08:53
Sembol üretme ve o sembol üzerinden kamuoyu oluşturma maharetine sahiplerin bugünlerde yine ne kadar aktif olduklarının farkında mısınız?
Oysa bu kez, durum biraz daha farklı!
Ayakkabı kutusu…
Para sayma makinesi…
Veya çelik kasa ile oluşturulan “imaj…”
Ve bu imaj çerçevesinde tahrip edilen değerleri…
Erozyona uğrayan kıymetleri bir kenara bırakırsak…
Bugün yeniden “imaj” ve sembol üretme derdinde olanların yakında “panik atak” görünümüne bürünmesi çok da anlaşılır değildir.
Bu cümleyi biraz açmalıyım ki anlaşılsın..!
Son birkaç gündür sözüm ona “Selam-Tevhit” terör örgütü bağlamında faaliyet gösteren…
Bir takım istihbari bilgileri yurt dışı ile paylaştığı öne sürülen…
Ve çoğunluğu aynı orijinden gelen…
(Ki en medyatikleri “asla öyle değil” demesine rağmen, savunucuları açısından bakıldığında dışarıdan görebildiğimiz kadarıyla tam da öyle olan HÖ)
polis ve polis şeflerine yönelik operasyon…
Aslında “çok rahat olması gereken” bazı kesimleri…
Çok “incitmiş”..!
“Ürkütmüş”..!
“Korkutmuş”..!
“Panikletmiş” görünüyor..!
SAHİCİLİK SORUNUNUZ YOK MU
Görünüyor diyorum, zira bu kesimin gerçekten “üzüldüğünü”, gerçekten “korktuğunu” , gerçekten “paniklediğini” bile bilecek veriye ya da hissiyata şahsen ben haiz değilim.
Zira bu kesimin “sahicilik” gibi çok olağan insani bir vasfı uzun zamandır üzerinden attığı kanaatindeyim.
Çünkü, “tek doğru” ve “mutlak hakikatin” kendilerine ait olduğu vehmindeki bu kesim,
Gözümüzün önünde olan…
Kulaklarımızın şahitlik ettiği…
Bir çok meseleyi bile “inkar” ya da “kendi tevil pencerelerinden görmemiz gerektiği” tezini bize dikte ediyor..!
Onlara inanmazsanız, “kaybedenlerden” olacağınız…
Onlar gibi düşünmezseniz, eninde sonunda “kodesi” boylayacağınız…
Bu dünyada olmazsa bile ahirette mutlaka müstahakkınızı bulacağınız…
Anlatılıyor, konuşuluyor, söyleniyor..!
Tehdit etmek onların literatüründe “uyarı” mahiyetinde.
Yalan onların lügatinde “mübah” vechesinde.
HAKİKATİ TEKELLERİNDE GÖRENLER
Ve dahası bu kesimin yılmaz savaşçılarına göre “doğru” ve “hakikat” kendi tekellerinde!
İşte bu yüzden, İstanbul merkezli son “casusluk” operasyonunda pozisyon alanların bu kez “mağdurum ama gururluyum” ya da “onurlu memleket evladıyım” imajı çizmeye çalışması öyle kolayca benimsenebilecek ya da “yutulabilecek” türden değil!
Sahi, kripto telefonları dinleyip o görüşmeleri servis edenler siz değilsiniz tamam da o kripto telefonlardan sızan bilgileri faş edenlere alkış tutanlar kimlerdi?
Sahi, özel hayatı ilgilendiren birçok telefon tapesinin yayılmasında sizin etkiniz yoktu da o tapeleri yayanları koruyup gözetenler kimlerdi?
Sahi, Rahmetli Erbakan’dan başlayıp her kesimden binlerce insanı “terör faaliyeti” kapsamında dinleyip, o dinlemeler üzerinden operasyon yapmak isteyenler siz değilsiniz de her önüne gelene “İrancı” yaftası yapıştıranlara alkış tutanlar kimlerdi?
İnsanların özel hayatlarının videolarını paylaşanlar sizler değildiniz tamam da, o görüntüleri paylaşanları parlatanlar kimlerdi?
KULAKLARIMLA DUYDUĞUMA İNANMAMAMI SÖYLEYENLERE
Kulaklarımla duyduğumu inkar etmemi istiyorsunuz tamam da…
Tayyip Erdoğan’ı, Beşir Atalay’ı, Hakan Fidan’ı, Ahmet Davutoğlu’nu hülasa bir çok etkin siyasetçi ve bürokratı “Şia oldular, muta ile kadınlarla birlikteler, İran’da evleri var” diyerek tezvirat üretenleri alkışlayanlar kimlerdi?
Ben bir Müslüman olarak bu kadar “genetiği ile oynanmış” bir yapı hayatımda görmedim.
Ne elinizden, ne dilinizden emin değilim..!
Şimdi de çıkmış, operasyondan “mağdurum ama gururluyum” imajı üretmeye çalışıyorsunuz.
Aslında bu son imaj çalışmanızın altında bir şey aramak lazım..!
Bir zanlı suçu ispat edilene kadar masumdur.
Mahkeme kararını açıklayıncaya kadar, zanlı zanlı olarak kalır. Masumiyet karinesi esastır.
Bunların hepsine eyvallah.
Adil yargılamaya, gözaltı sürecinde insan haklarına uyulmasına eyvallah.
Kelepçeye, kötü muameleye elbette hayır.
Lakin, atasözü neydi hani “Kışın yediğin hurmalar …”
Geçmişinizde o kadar “kara” alanlar var ki “etme bulma, dünyası” diyesim var.
Hayır hayır, Aliya İzzet Begoviç’in o muazzam sözü hepimize şiar olmalı; “Düşmanınız dahi olsa onlara adalet borcumuz var!”
Oysa ne düşmandık ne de sımsıkı dost!
İktidar alanınızı nereye kadar taşırabileceğinizi kestirememenizin sonuçlarını yaşıyorsunuz.
Daha yolun başındasınız.
İnandık dediğiniz değerlere ve bu millete yazık ettiniz!
Yorumlar5