Yeni Türkiye'yi kavramak

  • GİRİŞ04.09.2014 13:34
  • GÜNCELLEME04.09.2014 13:34

Örnek mi?

Çankaya Köşk'ü Başbakan Davutoğlu'nun kullanımına, yeni Başbakanlık yerleşkesi de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kullanımına veriliyor.

Yani, bir süre önce söylediğimiz sözün gereği yerine geliyor.

"Tayyip Erdoğan bize, eski teamülleri unutun, yeni teamüllere alışın diyor!"

Biz çok yakın gelecekte, daha çoğu konuda "yeni bir teamülün oluştuğuna" tanık olacağız.

Zaten, yemin töreninde frag giymemek...

30 Ağustos Zafar Bayramı Resepsiyonu'na her rütbeden asker çağırmak...

Resepsiyonu Çanka Köşkü'nün bahçesinde yapmak...

İlk göze çarpan teamüller olarak kayıtlara geçmişti.

Lakin bunların çok daha ötesinde, devlet aygıtının işleyişini de doğrudan ilgilendirecek yeni teamüllerin hızla devreye gireceği de muhakkak.

DAVUTOĞLU NASIL BİR PROFİL ÇİZECEK

'Ahmet Davutoğlu nasıl bir Başbakan olacak?' sorusu gündemin önemli sorularından biri elbet.

Bu sorunun cevabını görmek için biraz daha sabretmemiz gerekecek. Davutoğlu, "kollektif akla, kollektif bilince" sürekli atıf yapıyor ve kendisini bu kollektivitenin "koordinasyonu"ndan sorumlu kılıyor!

Oysa, öyle anlarda öyle hamleler yapmak durumunda kalacak ki o zaman koordinatörlükten çok daha öte bir Başbakanlık profili göreceğiz.

Ahmet Davutoğlu'nun koordinatörlükten çok daha öte bir kurmay zekaya sahip olduğunu düşünüyorum. Yanılmayacağımı yakın gelecek ispatlayacaktır.

Sözün tam burasında, Köşk'teki resepsiyon esnasında, gazeteci Erhan Çelik'in Başbakan Davutoğlu'na telefon uzatması hadisesinin birincil tanıklarından biriyim.

Olay benim gözümün önünde olmasa, Erhan Çelik de Hadi Özışık da haklı diyeceğim!

Lakin ikisi de haksız!

İkisi de meseleyi çarpıtıyor.

İkisi de tam olarak doğruyu söylemiyor.

Çünkü ikisi de birbirinden nefret ediyor.

İşin aslı, ne Hadi Özışık'ın yazdığı kadar vahim, ne de Erhan Çelik'in anlattığı kadar masum!

"Siyaset geçici, hocalık baki. Bu nedenle bana Hocam deyin" diyerek bizlerle sıcak bir iletişim kurmayı deneyen Başbakan Davutoğlu o gece kendisine yapılandan sonra çok daha mesafeli bir iletişim kuracaktır diye düşünüyorum.

İŞİD ÜZERİNDEN MÜSLÜMANLIĞI HORLAMAK

Yeni Dünya düzeni, ya da düzensizliğinde devam edegelen savaşların çoğu 'asimetrik" savaş..!

Bu savaşların en belirgin özelliği, "insan soyuna" yönelik acımasızlığının yanı sıra, insanın ürettiği-inandığı değerleri de tüketiyor olması.

Daha anlaşılır söyleyelim.

El Kaide ve türevleri örgütler üzerinden "dünya egemenleri" istikrarsızlaştırmak istedikleri tüm bölgeleri bir şekilde kontrol altına aldılar. Ancak bir şey daha yaptılar. El Kaide üzerinden, İslam dünyasının neredeyse tüm bireylerini "öteki" haline getirdiler ve özellikle oluşturulan "imaj" ile Müslümanları diğer insanlar gözünde korkulacak insanlar haline getirdiler.

Bugün aynı yöntemi İŞİD üzerinden yapıyorlar. İŞİD'in neredeyse görsel bir seramoni ile sosyal ağlara yüklediği görüntülerle "kafa kesme" seyansları düzenlemesi tam da bahsettiğim ikinci meseleye hizmet etmektedir.

Nereden nasıl çıktığı tam bilinmeyen bu örgtün, arkasındaki kurmay aklın gücüne ve manevra kaabiliyetine bakıldığında hiç de yabana atılmayacağını görüyoruz.

İŞİD üzerinden hem Irak ve Suriye parçalanıyor, hem Müslüman imajı yerlebir ediliyor.

VESAYET DÜZENİ BİR İNGİLİZ AKLIDIR

Okumayanlar için şiddetle tavsiye ederim Taha Dağlı, haber7.com'da yazdığı "Sırrı kraliçedeymiş" başlıklı yazıda bir "İngiliz kuklasını" deşifre etti.

( http://www.haber7.com/yazarlar/taha-dagli/1196938-sirri-kralicedeymis ) Pakistan'da bugünlerde "darbe" yapmaya kadar süreci taşımaya çalışan sözüm ona bir "din adamı"nın deşifresiydi yazı. Yazının özeti şu, bir adam çıkıyor ve "dindar" görünüp bir örgüt kuruyor ve bu örgüt üzerinden Pakistan'ı kontrol etmeye çalışıyor.

Lakin Taha Dağlı öyle bir deşifre etti ki meseleyi, "din adamı" görünümlü Pakistanlı'nın aslında "Kraliçe"ye bağlı bir ajan olduğu ortaya çıkıyor.

İngiliz hegemonyasının en belirgin özelliği, hinderlantındaki ülkelere adam "taiyin" etmesidir. Öyle ki Hilafetin bu topraklardan kaldırılmasının altındaki gerçeklik de, yıllarca "vesayet" denen düzenin devamı da aynı İngiliz aklının ürünü olarak karşımızda durmaktadır.

Pakistan'da olup  biten hikaye ne çok tanıdık öyle değil mi?

Xxx

PAX AMERİKACANA ÇAĞININ SONU

Sözün burasında, Yeni Şafak yazarı Bercan Tutar'ın Pax Americana çağının sonuna gelindiğine işaret eden yazısına da değinmek gerekir. Henry Kissinger'in WSJ'deki son makalesini yorumlayan Tutar bize "Yeni bir dünyanın" kurulduğunu ve bu dünyanın aktörlerinden birinin de Türkiye olduğunu örnekleriyle anlatıyor. Neo Konfiçyus Çin, Neo Sovyet Rusya ve Neo Osmanlı Türkiye'den söz ediyor.

Okumayanlar için şiddetle tavsiye ediyorum.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat