Rusya liderinin Ankara ziyaretini önemli kılan sizce nedir?

Akkuyu Nükleer Santralı’nın önündeki engellerin kaldırılması mı?

100 milyar dolarlık ticaret hacminin olması mı?

Rusya vatandaşlarına sunulan vizesiz konaklama süresinin uzatılması mı?

Ne?

Sizce Rusya lideri Putin’in Ankara ziyaretini önemli kılan nedir?

Xxx

Putin-Rusya ile Erdoğan-Türkiye arasındaki “küresel aktörler” bağlamında bir takım benzerlikler var sizin de dikkatinizi çekiyor mu?

Nasuhi Güngör Star gazetesindeki köşesinde Putin’in şu sözlerini aktardı:

“Dünya bugün çelişkilerle dolu.  Ne yazık ki mevcut küresel ve bölgesel güvenliğin bizi bu tür çalkantılardan koruyacağına dair herhangi bir güvence ve netlik söz konusu değil. Bu sistem ciddi biçimde zayıfladı, parçalandı ve deforme oldu.” (1 Aralık 2014 Star)

Küresel güçlere yönelik, bu cümlelere benzer ifadeleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan da duyuyoruz.

“DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR”

Hatırlayın, “Dünya 5’ten büyüktür” diyen bir Cumhurbaşkanımız var.

Putin, “Dünya 5’ten büyüktür” cümlesini kendi veçhesinden, “Dünya bugün çelişkilerle dolu” diye ifade ediyor.

Putin, Nasuhi Güngör’ün köşesinden aktardığı şu cümle ile de bize bir şey söylüyor!

“Aynı zamanda küresel kitle medyasının topyekun denetimi, arzu edildiğinde beyazı siyah, siyahı da beyaz olarak betimlemeyi mümkün hale getirdi.” (1 Aralık 2014 Star)

Tam da bu noktada bugün BBC Türkçe servisinin yayımladığı analiz yazıdan söz etmemiz gerekiyor.

Zira Suat Taşpınar imzalı yazıda, Putin’in Türkiye ziyareti, “değerli yalnızlıklar zirvesi” olarak nitelendiriliyor.

“Uluslarası ilişkilerde sorunlar yaşayan iki lider” olarak Putin ve Erdoğan’ı anan yazıda, “Batı’dan gelen eleştirileri dikkate almıyorlar” şeklinde bir ifade de var!

Oysa biz çok uzun bir süredir özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dilinden “İsteseler de istemeseler de bağımsızlaşacağız; özgürleşeceğiz” cümlesini duyuyoruz.

“Üst akıl” nitelemesi de yine Erdoğan’a ait!

Bu sözlerin Batı kampındaki anlamı BBC’nin Türkçe servisinin yaptığı değerlendirmede sanırım tam da anlaşılıyor.

“SİYAHI BEYAZ, BEYAZI SİYAH GÖSTEREN MEDYA”

 

Batı kampı, Soğuk Savaş sonrası Rusya’nın “tek kutuplu dünya” söylemine karşı “başkaldırı”sını anlamakta güçlük çekiyor; ya da Rusya’yı yalnızlaştırmak için “Siyahı beyaz, beyazı siyah gösteren BBC gibi medya kuruluşlarını devreye sokuyor!”

Tıpkı son “Kobani provokasyonu”nda Türkiye’ye yaptıkları gibi!

Ya da Putin’in ifadesiyle, “Siyahı beyaz, beyazı siyah gösterebilen bir küresel kitle medyasının topyekun denetimi” sayesinde gerçeği gizleyip, “algıları” yönetiyorlar..!

Xxx

Putin’in Türkiye ziyareti aslında Soğuk Savaş sonrası “tek kutuplu dünya”ya karşı, yerli iki duruşunun ifadesidir.

Türkiye ve Rusya, hegemonik  Batı’nın bu tutumuna “baş kaldırıyor.”

Zira, 100 milyar dolarlık ticaret hacmine rağmen, Rusya ve Türkiye’nin birbiriyle mücadele ettiği alanlar da ziyadesiyle var. Örneğin Ukrayna krizinde “Kırım’ın ilhakı” meselesinde Türkiye Rusya’nın tam karşısında pozisyon aldı.

Suriye’de ise, Esad’ın gitmesini savunan Türkiye tezine karşı çıkan ana aktörlerden biri Rusya!

Bu iki olay bile İbrahim Karagül’ün ifadesiyle,

“Ama aslında iki müdahale de Atlantik İttifakı’nın küresel hesaplarında oyunun kurallarını değiştirecek türden. Ankara ve Moskova, her ne kadar iki konuda kriz yaşasa da iki ülke de Batı’nın yaptırımlarıyla, oyuna müdahaleleriyle karşı karşıya.” (1 Aralık 2014 Yeni Şafak)

Bu nedenle Putin’in Türkiye ziyareti, Batı kampının “küresel oyun kurucu” rolünü reddeden iki ülke liderinin buluşması olarak değerlendirilmelidir.

Sizce de öyle değil mi?