Erdoğan: Ayrılmanı doğru bulmuyorum
- GİRİŞ10.02.2015 08:04
- GÜNCELLEME11.02.2015 09:05
İki gündür Fidan’ın istifası tartışıla dursun, Erdoğan Atlas Okyanusu üzerinde yine aynı konu hakkında seyahate katılan gazetecilere açıklamalar yaptı.
Erdoğan bakın bu konuda neler söylemiş:
“MİT sıradan bir kurum değildir. Sıradan bir insanı da kolay kolay getiremeyiz oraya. Çok sık eleyip ondan sonra burası gelinebilen bir makamdır.
MİT’in başında son derece güvenilir bir kişi olmalıdır. Nitekim ben oraya son derece güvenilen, hatta sır küpüm olarak görebileceğim birini getirmiştim. Daha öncesinde söz konusu arkadaşı özel temsilci olarak görevlendirdiğim anlar da olmuştu. Dolayısıyla bu makama gelmiş olan bir kardeşimizin milletvekili adayı olmak ya da onun ötesinde bazı görevleri kafasında planlamak gibi bir durumu olabilir. Ya da ona belki bu tür bazı vaadlerde bulunulmuş olabilirler, orasını bilemem. Ama ben kendisine açık ve net olarak ‘ayrılmanı doğru bulmuyorum’ dedim. Senin göreve devam etmen gerekir çünkü burası rasgele bir yer değil.
Dolayısıyla doğru bulmuyorum ama kendileri artık yorulduklarını söyleyerek, burada daha fazla devam edemeyeceklerini söyleyerek maalesef böyle bir adım atmayı kendileri için uygun buldular ve bu adımı attılar.
Yerine kim gelecekse sayın Başbakan teklif yapar. Biz de onar ya da onamayız.
Kimin geleceği çok önemli çünkü bizim Paralel Yapıyla mücadele esnasında neler yaşadığımız, neler çektiğimiz herşey ortada. Böyle bir ortamda böyle bir tabloyla karşı karşıya kalmayı ben asla doğru bulmam.”
Yukarıdaki cümleler Cumhurbaşkanı’nın birebir sözleridir.
Bu cümlelerden de anlıyoruz ki, Erdoğan “dere geçerken at değiştirmek” istemediği halde Hakan Fidan, “yorulduğunu” bahane ederek görevinden istifa etmiş. Erdoğan’ın bir hususa daha dikkat çektiğini görüyoruz, “Ona belki bu tür bazı vaadlerde bulunulmuş olabilir” diyor Erdoğan.
Burada da anlaşılıyor ki Başbakan Davutoğlu’na bir gönderme yapılıyor.
Sonunda Erdoğan’ın “Açık ve net olarak ayrılmanı doğru bulmuyorum dedim.” Cümlesi zaten her şeyi izah ediyor.
Cumhurbaşkanı’nın bu cümleleri üzerine “Paralel yapı ile yapılan mücadelede sıkıntı olur mu?” diye bir soru geliyor.
Cumhurbaşkanı, “Yok, ne sıkıntı olacak. Ben her zaman söylüyorum. Tek kişi dahi kalsam ben bu mücadeleyi sonuna kadar sürdürürüm. Paralel Yapı ve benzerleriyle… “ diyerek kararlılık gösteriyor.
“AMERİKA’DAKİ EVANGELİSTLERİN RADİKAL UNSURLARI GİBİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Paralel Yapı ile igili sözleri arasında sanırım en dikkat çekici olanı, “Aslında bunlar daha ziyade ABD’deki “Evangelist”lerin bazı radikal unsurlarını çağrıştırıyorlar” cümlesi.
İlk kez Paralel Yapı’yı Evangelistlerin radikal unsurlarına benzeten Erdoğan devamında şu tespitlerde bulunuyor: “Bunlar tarikat havasında değiller. Bu orada (Amerika’da) fazla yaşamanın getirdiği bir şey de olabilir. 1999 Türkiye’den gidiş ve gidişten itibaren orada yüklenilen görev ve bu yüklenilen görevle birlikte yapılan şeyler orada. Ama tabanları bunu bilmiyor. Tabanları bunu tamamen dini meşruiyet olarak algılıyor bunlar da o dini meşruiyete sarılıyorlar. Öyle şeyler var ki bulunduğumuz makam bunları söylememize müsaade etmiyor. Böyle bir durum var ortada, açık ve net. Bunlarda bir kere ‘insana acıma’ diye bir şey yok. Beddua seasnları yaptılar.”
BENİ ÖLDÜRMEK İLE TEHDİT EDİYORLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan Bursa’da “tehdit edildiği”ne yönelik cümleler söylemişti. Bu konuda detay vererek, “Şahsımla ilgili ailemle ilgili tehditler var. Şahsımla alakalı olarak öldürmek ve benzeri türden hakeza, ailemle alakalı olarak da bazı tehditler sözkonusu.
Siz tabi korumalarınızı falan güvendiğiniz insanlar olarak görüyorsunuz ama bakıyorsunuz onların içinden de çıkıyorlar. Bir tanesi ya da iki tanesi öyle olabiliyor. Böcek olayında olduğu gibi.”
Paralel Yapı’nın Türkiye’yi uluslararası alanda zorda bırakacak iftira ve kampanyalara da değinen Erdoğan, “Bugün PKK terör örgütü bile uluslararası camiada bunların Türkiye’ye verdiği zararı vermemiştir. Bunlar uluslararası camiada uluslararası parlamentolarda, devlet başkanlarıyla, şunlarla bunlarla her türlü kirli ilişkiler içine girerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kötüleme gayreti içindeler.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’te görüşmeleri bir hafta ertelenen “İç güvenlik paketi” konusunda da şunları söylemiş: “Iç güvenlik paketi çıkmazsa bu seçimleri bundan öncekiler gibi silahların gölgesinde yaparız.”
“BU SEÇİMİN BAŞKANLIK SİSTEMİ’NİN OYLANACAĞI SEÇİM OLACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın okyanus üstünde uçakta yaptığı açıklamalarda elbette “Başkanlık Sistemi” de gündeme gelmiş.
Erdoğan, bu konudaki görüşlerini şu şekilde anlatmış:
“Biz başkanlık çalışmasını aslında yaptık . Bizim söylediğimiz aslında yeni de değil.. Bizim Başkanlık konusu ile ilgili çalışmalarımız hazır. Bizim için ekonominin ve demokrasinin atbaşı gittiği bir sistemdir başkanlık sistemi.
Başkanlık sisteminin denetim mekanizmasını kaldırdığı yalanını da söylüyorlar. Olabilir mi böyle bir şey. Aksine denetimin daha da arttığı bir sistemdir Başkanlık sistemi .
Yeni anayasanın içinde Başkanlık mutlaka yerini almalıdır. Çözüm süreci yerini almalıdır. Demokrasi paketleri yerini almalıdır.
Erdoğan’ın bu açıklamalarına, “Bu seçim yeni anayasanın ve başkanlık sisteminin oylanacağı bir seçim mi olacak? Vatandaş bu seçimi böyle mi görmeli?” diye sorulması üzerine,
“Evet. Aynen öyle olacak. Sayın Başbakan da böyle söylüyor. Seçim bunun üzerine… Bunun oylanacağı bir seçim olacak.” cümlesi çok anlamlı.
Cumhurbaşkanı’nın Başkanlık Sistemi’nin bu seçimin ana mottosu olacağının altını çizmesi sanırım Ak Parti ve Başbakan Davutoğlu’nun bu konuda daha belirgin söyleme yönelmesine neden olacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gazetecilerle yaptığı açıklamaların bana göre önemli olan kısmını burada naklettim.
Geri kalan bölümleri bugünkü gazetelerden okuyabilirsiniz diye düşünüyorum.
Şimdilik bu kadar.
Kalın sağlıcaklar.
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol