Güvenli Bölge’nin merkez üssü Karakozak’taki Süleyman Şah Türbesi olmazsa...
- GİRİŞ10.09.2019 11:16
- GÜNCELLEME10.09.2019 11:16
Daha bir hafta önce, Fırat’ın doğusunda Suriye’nin kuzeyinde YPG/PKK terör örgütü Amerika ile birlikte devriye attı. Fotoğraflarını da paylaştılar. Aynı anda Amerika Genelkurmay Başkanı, terör örgütü YPG/PKK’yı, “güvenilir” ilan edip onlardan övgüyle söz etti.
Bütün bunlar geçtiğimiz hafta yaşandı. Hemen akabinden büyük bir medya görsel sovuyla Amerikan askerleri ile Mehmetçik Fırat’ın doğusunda ilk devriyesini attı.
Peki bu görsel şölen neticeyi ne kadar etkileyecek? Günün sorusu bu.
Sorunun cevabı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “mutabakat sağlandı” açıklamasının yapıldığı günden bu yana sergilediği tavırda gizli. Baştan bu yana temkinli, baştan bu yana eleştirel bir tutum içinde Cumhurbaşkanı...
Erdoğan, “Ekim’e kadar Türkiye’nin kendi askerleriyle Güvenli Bölge’yi kontrol etmemesi durumunda gerekli adımın atılacağını” açıkladı. Dahası, “Müttefikimiz bizim için değil terör örgütü için güvenli bölge peşinde. Bunu reddediyoruz” demek durumunda kaldı.
Bize göre mutabakat, coni ile teröristin kolkola Türkiye sınırında devriye attığı görüntünün verildiği gün çöp oldu. Amerika bayrağı ile YPG/PKK flamasının birlikte zırhlı araçlardan sallandırıldığı an bitti.
YA OLACAĞIZ, YA ÖLECEĞİZ
Amerika’ya güvenilmediğini bir kez daha gördük. Amerika, Türkiye’yi yedeğine alıp, terör örgütü YPG/PKK ile muhatap kılmak istemiştir. Bunu da kısmen başarmıştır.
Ne var ki şimdibunu kabul etmediğimizi göstermenin zamanıdır.
Türkiye gücünü ve sınırlarını bilen bir ülke. Macera arayan bir ülke hiç değil. Ancak uzun vadeli Amerikan stratejik hedefleri ile Türkiye’nin güvenliği asla uyuşmuyor.
Bu yüzden “sulh” yolu ile çözmek için Amerika ile atılan “adım” maalesef sınırlı kalmıştır.
Kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorunda kalacağız. Fırat’ın doğusunda Türkiye’nin istediği bir güvenli bölge oluşmadığı sürece bize rahat yok.
Bir an önce bölgeye kendi imkan ve kapasitemiz ile müdahale etme zorunluluğumuz var.
Ya olacağız, ya öleceğiz.
İLK ADIM KARAKOZAK’A SÜLEYMAN ŞAH’I YENİDEN GÖTÜRMEK OLAMAZ MI?
Söğüt’te Ertuğrul Gazi’yi anma töreninde konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, “Süleyman Şah Türbesi” ile ilgili açıklamasının zamanlamasının çok manidar olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’nin sınır dışındaki tek vatan toprağı olan Karakozak’taki Şüleyman Şah Saygı Karakolu maalesef PKK ele başı Öcalan’ın selamladığı “Eşme Ruhu”na kurban edilmişti! Süleyman Şah Saygı Karakolu (Türbesi) DEAŞ tehdidi gerekçe gösterilerek 2015 yılının Şubat’ında bir gece ansızın boşaltıldı. Süleyman Şah ve 2 süvarisinin sandukaları Suriye Eşmesi’ne (YPG/PKK kontrolündeki bölgeye) nakledildi. İtiraf ediyorum o dönemdeki propagandadan ben de etkilenmiş ve bu nakili savunmuştum. Ama bu nakilin yanlışlığını zaman içinde anladık.
Zira 2015 Nevruz kutlamalarına İmralı’dan mektup gönderen PKK ele başı Öcalan, o mektubun bir yerine “Eşme ruhunu selamlıyorum” diye bir cümle de eklemişti.
Zaten daha sonra ortaya çıkan bilgiler işin vahametini gösterdi. Amerikalıların Süleyman Şah Türbesi’nin nakledilmesi için Ankara’da tam 7 kez Türk yetkililer ile görüştüğü ortaya çıktı. O görüşmeler sonucunda Türkiye’nin ikna ettiğini açık kaynaklardan öğrendik. Yine hatırlarsanız, o dönemde “DEAŞ tehdidi var” denilirken aynı bölgeye MLKP terör örgütünün kamplarının kurulmasının yolu açıldı. YPG/PKK aynı hatta vaziyet aldı.
Nakilden sonraysa bölgede Türkiye’nin hiç bir askeri faaliyeti söz konusu olamadı. Anlayacağınız büyük bir illüzyon gösterisi ile büyük bir zokayı hep birlikte yutmuş olduk.
Şimdi ceddimiz Süleyman Şah’ın naaşının Karakozak’taki ikinci ebedi istirahatgahına naklinin tam zamanı olduğuna inanıyorum. Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik kararlılığı için bu operasyonun elzem olduğunu düşünüyorum.
Karakozak’ın şu anda Arapça konuşan ancak Karakeçili Yörüklerden oluşan ahalisinin de bu nakli heyecanla beklediğini biliyorum. Hem böylece Mümbiç’te bize verdiği sözü tutmayan Amerika’ya da iyi bir mesaj verilmiş oluruz.
Yenişafak
Yorumlar2