FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmasında son durum

  • GİRİŞ21.01.2020 09:23
  • GÜNCELLEME21.01.2020 09:31

Bu köşeyi takip edenler Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) konusunda sayısız yazı ile birçok ikaz ve uyarıda bulunduğumuzu hatırlayacaktır. Mesela “Sadece poker suratlıların itirafları üzerinden iddianame hazırlanmasın” diye başlayan birkaç yazı yazmıştım bu köşede. (25.12.2016 Yeni Şafak) Çünkü, “itiraf” adı altında operasyon yapmaya devam ediyorlardı sayısız “itirafçı kılıklı” poker suratlı FETÖ’cü… Ki o itiraf adı altında bazıları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bile hedefe koymuştu. Mesela, Ergenekon soruşturmaları döneminde “Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanması” meselesinde “itiraf ediyorum” diye söze başlayan eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 1’nci Dairesi Başkanı İbrahim Okur, Sayın Erdoğan’ı hedefe koyuvermişti!

Allah’tan konunun birebir şahidi olan Ahmet Kekeç gibi yazarlar işin aslını anlattı. Ve yine Allah’tan sadece itirafçının itirafı üzerinden konu yargıda sonuca bağlanmadı da mesele nihayete erdi. FETÖ’cü İbrahim Okur etkin pişmanlıktan yararlanmış olsa da “terör örgütüne üye olmak”tan hüküm giydi.

Yine hatırlarsanız, bu köşede Fetullahçı Terör Örgütü’nün temizlenmesi ve suça bulaşanların cezalandırılması konuşulurken “Suçun tarihi” konusunda da yazılar yazdım. Zira bazıları ısrarla 17/25 Aralık öncesi “terör örgütü” olarak devletin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne girmemiş olan yapıyla öyle ya da böyle ilişki kuranları da “FETÖ davalarına boca etmek” istiyordu. (25.05.2017 Yeni Şafak)

Bir başka meseleyi daha hatırlayacaksınız “FETÖ’nün siyasi ayağı” ile ilgili yazılarımız oldu, burada.

Dahası, “FETÖ’nün siyasi ayağı, yürüyen ayağa dönüşmüşse…” diye başlayan ve CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun MİT TIR’ları davası kapsamında tutuklanan CHP’li Enis Berberoğlu’na destek adı altında Ankara’dan başlattığı yürüyüşü mercek altına almıştık. O yürüyüşte Kılıçdaroğlu’nun koluna girenleri hatırlattığımız yazılarda, kullanılan dil ve FETÖ’cülerin o yürüyüşe yüklediği anlamı da kayıtlara geçirmiştik.

Ve şunları söylemiştik:

“FETÖ’nün siyasi ayağı, yürüyen ayağa mı dönüştü? Çünkü,17/25 yargısal darbe teşebbüsü döneminde FETÖ’nün eline tutuşturduğu tabe’leri Meclis kürsüsünden okuyan bir Kılıçdaroğlu var yakın geçmişimizde. Çünkü, ‘kendisine görüntü getiren maskeli insanlardan söz eden’ bir Kılıçdaroğlu var yakın geçmişimizde.

Çünkü, 15 Temmuz darbe ve iç işgal girişimini tanımlarken, ‘Kontrollü darbe’ ifadesi kullanarak, FETÖ alçaklarının dilini kullanan Kılıçdaroğlu var yakın geçmişimizde.

Hatırladıklarımızla bile meseleye baktığımızda, ‘FETÖ’nün siyasi ayağı’nın bugün ‘yürüyen ayağa’ dönüşmüş olduğunu görürüz. Haksız mıyım?” (18.06.2017 Yeni Şafak)

ERDOĞAN: İSPATLAYAMIYORSAN DEMEK Kİ BUNLAR SENDE

Son günlerde CHP lideri bir çıkış yaptı. FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili Meclis araştırma önergesi hazırladı. Ve tartışma yeniden alevlendi.

Berlin’deki Libya Konferansı için Pazar günü Almanya’ya giden Cumhurbaşkanı Erdoğan dönüşte uçakta sorularımızı cevaplandırdı.

Sorulardan biri de Kılıçdaroğlu’nun bu son hamlesiydi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan aynen şu ifadeleri kullandı:

“(…) İşin bir başka boyutu da bana göre şudur: İddia sahibi kim? CHP... Sen iddia sahibi olduğuna göre bir defa bu iddianı ispatlamakla mükellefsin. İspatla bunu.Parlamentonun içinde veya herhangi siyasi partide, AK Parti’de, MHP’de bu tür adamlar mı var?

Hadi ispatla. Eğer ispatlayamıyorsan demek ki bunlar sende...Ya CHP içinde var, ya İP’te var, ya HDP’de var. Çıkar o zaman sen bunları, ispat et. Bunu ispatlayamayan bu parti parlamentonun tamamını zan altına almak için böyle bir yola başvurdu.

“DAHA BUNLARIN NELERİ NELERİ ÇIKACAK”

Daha geçenlerde Urla Belediye Başkanı’nın FETÖ’cü olduğu ortaya çıktı. Şu anda ne oldu? Tutuklu içeride. Mahkemesi devam ediyor. Daha bunların neleri neleri çıkacak. Var. Bu süreç bu şekilde devam eder. Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez. Şimdi bu pisliklerden kurtulmak için parlamentonun üzerine bunu yıkmak istiyor. Bunun bedelini bir defa ödeyecekler. Önce sen iddia sahibisin, bu iddianı ispatla. Meclis’i buna karıştıramazsın.”

Uçaktaki söyleşiden not ettiklerim

Cumhurbaşkanı Erdoğan:
* Barışın anahtarı Türkiye.
* Bizim asker göndermemiz siyasi süreci hızlandırdı.
* Türkiye’nin (Libya’da) mevcudiyeti barış umutlarını artırdı.
* Libya’ya sadece eğitici olarak kadro gönderdik.
* Abu Dabi yönetimi bulduğu paralı askeri Libya’ya gönderiyor.
* Türkiye ve Libya müşterek çalışacağız ama biz buraya üçüncü, dördüncü ülkeleri de yanımıza ortak olarak alabiliriz. Biz belki beşinci ülkeyi buraya ortak olarak alabiliriz. İdlip’te sınırımıza 30 km mesafede “biriketten” barakalar inşa edeceğiz ki kışı biraz rahat geçirsinler.

Yenişafak

Yorumlar1

  • Musa 4 yıl önce Şikayet Et
    Siyasi ayaktan 2 ikişi : 1- K.K 2- B.A bilin bakalım kim bunlar ?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat