Elinde kendi kanı olana geçmişini hatırlatmak

  • GİRİŞ10.03.2020 11:20
  • GÜNCELLEME10.03.2020 11:27

Gece. Elimde kumanda, kanaldan kanala dolaşıyorum. Saat başı haberlerde, Yunanistan’ın Türkiye sınırı boyunca mültecilere insanlık dışı müdahalesinin görüntüleri. 2’nci Dünya Savaşı’nın Nazileri gibiler. Sanki sınır bölgesi değil, Polonya’daki Auschwitz toplama kampı. Çırılçıplak insanlar. Sırtlarında ellerinde yüzlerinde yara bere. Belli ki coplanmışlar. Belli ki darp edilmişler. Belli ki vurulmuşlar!

 

 

Mülteciler, Yunanistan sınırında perişan! Toplama kampı sanki. Sanki Nazilerin Yahudilere uyguladığı insanlık dışı şiddetin bir benzeri.

VESTFALYA’DAN GÜNÜMÜZE AVRUPA’NIN HALLERİ

 

 

Gece. Elimde kumanda, karşımda televizyon… Kanaldan kanala geçiyorum. Bir ara belgesel kanalına takıldı gözüm.

1644-48 yazıyor ekranın sol üst köşesinde. “Vestfalya Antlaşması” diyor seslendirmen. 30 Yıl Savaşlarından sonra şu anda Almanya sınırları içindeki Vetfalya’da kıta Avrupası’nın neredeyse tüm prenslerinin, prenseslerinin katıldığı barış antlaşmasını anlatıyor.

“30 Yıl Savaşları başladığında 15 yaşında olan Prens” diyor mesela. “Prenses bilmem kim, savaş başladığında henüz doğmamıştı” diye ekliyor.

Bu arada, Avrupa’nın 1000 (Bin) Yıl Savaşlarından, 100 (Yüz) Yıl Savaşlarından söz ediyor. Kesintisiz savaşlar bunlar diye ilave ediyor. Kesintisiz yüz yıl, bin yıl, 30 yıl savaşan Avrupa’dan söz ediyor.

Avrupa… Dünya nizamında, “değerler” inşa etmiş Batı Medeniyeti! Birbirini kesmeye, birbirini öldürmeye, birbirini yok etmeye doymamış… Üstüne bir de “öteki” dediğini de yok etmiş Batı!

Bakın daha 1940’larda birbirlerini postallarıyla ezmiş Avrupa. “Öteki” diye nitelendirdiği Müslümanları ve Yahudileri Endülüs’ten süren Avrupa.1940’larda Yahudileri topluca Auschwits gibi kamplarda “yok eden” Avrupa. Kolonyalist, sömürgeci Avrupa!

Kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan; geçmişinde eline kendi kanı da bulaşmış Avrupa!

ÖTEKİNİN KANINA GİRMEKLE KALMADI KENDİ KANINA DA GİRDİ

Otuz Yıl Savaşları 1648 yılında Vestfalya antlaşmasıyla sona erdi. Voltaire’in deyimiyle “Artık ne Kutsal ne Romalı ne de İmparatorluk” kaldı.

Ne ki Avrupa’nın içindeki kötücül ruh bu antlaşmadan sonra da defalarca ortaya çıktı. 250 yıl sonra 1’nci Dünya Savaşı’nda, 300 yıl sonra 2’nci Dünya Savaşı’nda o kötücül ruh hem kendi kanına hem “öteki”nin kanına yine girdi.

Çıkarları için ötekinin devletini, toprağını, ülkesini paramparça eden Avrupa, konforundan ödün vermemek için direniyor.

Irak’tan, Afganistan’dan, Suriye’den, Afrika’dan yerinden yurdundan edilmiş insanları kendisine en uzak noktada durdurma derdinde.

MÜLTECİLERİ TÜRKİYE’DE TUTMAK İÇİN İÇİMİZDEKİ APARATLARI DA KULLANDILAR

Suriye’yi kana bulayanlar, Irak’ı paramparça edenler, Kuzey Afrika’yı, Afganistan’ı talan edenler oraların yollara düşmüş insanlarını Türkiye’de durdurmak için olmadık numaralar çektiler. “Entegrasyon için Türkiye’yi desteklemeliyiz” cümlesiyle başlayan, “Suriyelilerin Türkiye’de kalmasını teşvik etmeliyiz” ile devam eden büyük laflar ettiler. Kendi çıkarları için içimizdeki aparatları kullandılar!

“Göçün nedenlerini ortadan kaldıralım” dedikçe kulaklarını tıkadılar, “Gelin sorunu birlikte göğüsleyelim” dedikçe hırçınlaştılar.

Batı kapılarımızı açtığımızda bu kez Yunanistan’ı konforları için jandarma yaptılar.

Yunanlılar o mazlumları, o göçmenleri, o yurtsuzları şimdi efendileri için copluyor, vuruyor, öldürüyor!

Demek ki neymiş, Batı 1000 yıllık karanlık çağındaki ana problemini aşamamış.

Bir asır önce, Türkleri, Tuna’nın doğusuna sürenler bugün Meriç’in soğuk sularında “ötekileri” öldürüyor.

Balkanlardan bizi söküp atmak için işledikleri cinayet, kurmadıkları kumpas, yapmadıkları fitne kalmamıştı, bugün “öteki”ni Balkanların kapısından çeviriyor.

Karanlık çağlarında Doğu Kiliselerine yaptıklarını, 2’nci Dünya Savaşı’nda Yahudilere yaptıklarını bugün mültecilere yapıyorlar.

Avrupa kendi değerleri olarak sahiplendiği “İnsan hakları, özgürlükler” meselesinde çuvallıyor.

İÇLERİNDEKİ NEFRET BİN YIL ÖNCE OLDUĞU GİBİ YİNE KENDİLERİNE DÖNECEK

Peki ne oluyor hür dünya’ya … Batı medeniyetine… Avrupa Birliği’ne?

Sanki ötenazi yapıyor. Avrupa, yeniden ırkçılığı ikame ediyor… Nazizm, Faşizm, neşet ediyor… Nefret politikaları akıllarını başlarından alıyor…

Sanmayın ki Batılılar düşman olarak gördüğü Türkleri ve İslam’ı bağrından söküp atmak isterken, mültecileri en uzak sınırlarda durdurmak isterken, aralarında kurdukları koalisyonu uzun süre sürdürebilecek.

Göreceksiniz, eninde sonunda içlerindeki nefret nasıl o 1000 Yıl Savaşlarında, 100 Yıl Savaşlarında, 30 Yıl Savaşlarında, 1’inci ve 2’nci Dünya Savaşlarında ortaya çıktı. Yine çıkacak.

Çünkü ellerinde sadece ötekinin değil kendi kanları da var!

Hasan Öztürk / Yeni Şafak Gazetesi

Yorumlar5

  • Dirok 4 yıl önce Şikayet Et
    Süryelilere yunan sinirinda yerlesik hayat sinir boyu insa izni verilse veya kimseye karisilmasa nasil olur.
    Cevapla
  • E. G 4 yıl önce Şikayet Et
    Duygularımızın tercümanı olmuş.. Yüreğinize sağlık..
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Önder 4 yıl önce Şikayet Et
    Medeniyet varlikta belli olmaz. Yoklukta neler oluyor ona bakmak lazim. Biz cok yokluk cektik ama insanligimizdan hic odun vermedik. Avrupali yiklukta gercek yuzunu gosterecek.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Ercan Bulut 4 yıl önce Şikayet Et
    Gerçekleri yazanlara insanliğı düşünenlere Selam olsun.
    Cevapla Toplam 11 beğeni
  • Osman Özbostan 4 yıl önce Şikayet Et
    Yürekten inanıyorum. Onların menfaatleri konu olduğunda asla kültür din birliği tanımıyorlar. Inşallah birbirlerini yerler...
    Cevapla Toplam 10 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat