2 bin 783 Mehmetçik Azatlık’ta
- GİRİŞ11.12.2020 10:34
- GÜNCELLEME11.12.2020 12:23
20 Ocak 1990 günü o zamanki adıyla Lenin Meydanı kana bulanmıştı. Bugünkü adıyla Azatlık Meydanı’nda 150 Azerbaycan Türkünü katleden, yüzlercesini yaralayan Sovyet ordusu, Bakü’de kan dökmüştü.
Sovyet yönetimindeki Azerbaycan halkı, Bakü’de Lenin Meydanı’nda toplanmış, Ermenistan’ın artan toprak talebini reddetmişti. Sovyet yönetiminin sessiz kalması da o gösterilerde eleştirilmişti.
Ve Kızıl Ordu 20 Ocak günü Lenin Meydanı’nda birkaç saat içinde sivil halkı katletti.
20 Ocak 1990 Kara Ocak günü son Sovyet vahşetini yaşayan Azerbaycan, 30 Ağustos 1991’de bağımsızlığını ilan etme kararı aldı. Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’da hak iddia etmesi üzerine çatışmalar yaşandı. 18 Ekim 1991’e gelindiğinde Azerbaycan son kez bağımsızlığını ilan etti.
Devamında Karabağ, Ermeniler tarafından peyderpey işgal edildi. Azerbaycan uzun süre özgüvenini kazanmak için sabırla bekledi.
İşte Sovyet ordusunun katliam yaptığı Lenin Meydanı’nın ismi 20 Ocak 1990’dan sonra Azatlık Meydanı olarak değiştirildi. Dün o meydanda tarihi bir gün yaşandı.
Azatlık Meydanı’nda 30 yıllık işgal altındaki Karabağ’ın azatlığı askeri törenle kutlandı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de en üst düzeyde o meydanda yerini aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan oradaydı. Devlet erkânı oradaydı. Ama daha da önemlisi, 2 bin 783 Mehmetçik Azatlık Meydanı’nda hazırdı.
Sayı çok dikkate değer! Çünkü Karabağ azatlığında 44 gün süren savaşta 2 bin 783 Azerbaycan Mehmetçik’i şehit olmuştu. Türk Silahlı Kuvvetleri o şehitlerin ruhaniyetine saygı için 2 bin 783 Mehmetçik ile o meydanda boy gösterdi. Hem de ne boy gösterme!
Sadece Mehmetçik mi oradaydı? Hayır!
Yüzyılın savaş paradigmasını değiştiren Türk İHA ve SİHA’ları da oradaydı. Ermenistan’ın işgal ettiği Karabağ topraklarındaki hava savunma sistemlerini, zırhlı birliklerini, tahkimatlı mevzilerini yerle bir eden Ebabil kuşları da oradaydı..!
İnanıyorum ki dün Nuri Paşa’nın, Kafkas İslâm Ordusu’nun her bir neferinin ve elbette Enver Paşa’nın ruhu da Azatlık Meydanı’ndaydı..!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azatlık Meydanı’ndaki konuşması sembollerle doluydu. O sembollerden en önemlisi elbette Har-ı Bülbül’dür.Har-ı Bülbül bu köşeyi takip edenlerin çok iyi hatırlayacağı gibi,
Dağlık Karabağ’ın kapısı kadim Şuşa’nın Çıdır düzünün çiçeğidir. Dünyada başkaca bir toprakta yetişmeyen narin, nadide bir çiçektir. Karabağ ile özdeşleşmiştir.
2 bin 783 şehidin anısına hazırlanan rozette de Har-ı Bülbül var.
Har-ı Bülbül artık özgür. Şuşa, Kelbecer, Fuzuli, Ağdam, Gubatlı artık özgür. Dahası, Nahçıvan ile Azerbaycan ana toprağı artık birbirine bağlanıyor. Artık Türkiye sadece Nahçıvan ile değil Azerbaycan ana toprağı ile de karadan komşu.
Bu başarı, bu azatlık, bu zafer 2 bin 783 şehidin ve yüzlerce gazinin kanıyla kazanıldı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’nin Azatlık Meydanı’ndaki konuşmasında söylediği gibi, “Azerbaycan toprak bütünlüğünü savaş meydanında verdiği mücadele ile yeniden elde etti.”
Azatlık Meydanı’nda dün dünyaya çok güçlü bir mesaj verildi. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki “kardeşlik” hukukunun hangi seviyeye yükseldiği cümle âleme gösterildi.
Azerbaycan’ın zaferi kutlu olsun.
Yaşasın Türkiye.
Yaşasın Azerbaycan.
Yaşasın özgür Karabağ.
Yaşasın Türkiye-Azerbaycan kardeşliği.
Hâr-ı bülbül
(…)
Ey!.. yüreğimin dalgaları
Kaf Dağınca sevdalarım
Hasrete vurgun Hazar’ım...
Bilirim tanırsın beni
Balıklar, martılar kadar
Yakınım sana
Dağlar kadar, ufuklar kadar,
Hâr-ı Bülbül kadar uzağım...
Çıdır düzünü, bir Hazar bilir
Bir de yüreği Hazar olanlar
Çıdır düzünde bir gül esir
Dualar toprak olmuş, tekbir tekbir...
Biliyorum, hiç görmedim seni
Hiç ellerime alıp koklamadım
Hissediyorum, yüreğini okuyor
Feryadını yüreğimde hissediyorum.
Haydi kalk bülbül konsun dalına
Seni esir aldı sananlar çatlasın
Neyin varsa sal toprağın üstüne
Külekler, Bakü’de yüreklere aparsın.
Bahar ötesi yaz, yaz ötesi Hazar
Hazar’ın yüreğinde Har-ı Bülbül
Hazarda dalga dalga bahar
Arı dalda, dalda bülbül, Har-ı Bülbül...
Fırtınalar esintiye dönende
Damlalar isyan edecek çiseye
Haydi uyan, şafakta düğün olsun
Mehmetçik hazırlık yapıyor sefere
Dik dur vatan toprağında, alnın açık olsun...
Şimdi bahardayım, yolum Şuşa’ya
Çıdır düzünde bülbül olacağım,
Hâr-ı Bülbül’e konacağım önce,
Düşmana şimşek olup çakacak
Dostun hasretine son vereceğim...
(Osman Baş 05.05.2004-Tokat)
Hasan Öztürk / Yeni Şafak Gazetesi
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol