Soçi ziyaretinin Suriye sahasındaki karşılığı olarak “yeni operasyonlar”

  • GİRİŞ15.10.2021 11:27
  • GÜNCELLEME15.10.2021 11:27

“Sabrımız taşıyor” cümlesi ve ardından “Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz” ifadesi en üst düzeyde dillendirilmeye başlanmışsa, yakında “Bir gece ansızın gelebiliriz” demektir.

Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’yi tehdit eden terör yapılanmalarına müttefikimiz Amerika tarafından sahip çıkılıp üstüne bir de “Amerika’nın ulusal güvenlik ve dış politikasına karşı alışılmadık olağanüstü bir tehdit olarak” algılanıyorsa o zaman Erdoğan’ın en son Soçi zirvesinde Putin ile yaptığı görüşmeyi yeniden hatırlamak gerekir.

30 Eylül 2021’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir günlük Soçi ziyaretin takip etmiştik. Yola çıkmadan önce Esenboğa Havalimanı’nda kalabalığın arasında dolaşırken kulağıma bir soru takılmıştı:

“Bu ziyaret bir al ver ziyareti olabilir mi?”

Ziyaret öncesi, Türkiye tarafının Rusya lideri Putin’in kötü bir sürpriz yapma endişesi de vardı.

Ziyaret benim açımdan işte bu soru ve bu endişe ile başladı.

Ama, Soçi’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin arasındaki zirve Tükiye’nin endişelerinden uzak bir atmosferde sonuçlandı.

Dönüş yolunda uçakta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığımız söyleşiden anladık ki daha önce yine Soçi’de varılan mutabakatlara iki taraf da bağlıydı.

Dahası, Putin, Amerika-Türkiye gerginliğini avantaja çevirmek için bir pozisyon almamıştı. Bu da Türkiye’nin elini güçlendirmişti.

O zaman “Bu ziyaret bir al ver ziyareti olabilir mi” sorusu daha da anlam kazanmıştı.

O gün, iki liderin aldığı kararların yakın gelecekte sahada karşılığı olacağını söylemiştik. Bugün Suriye sahasında emarelerini görüyoruz.

***

İdlip ve Suriye’nin kuzeyi ile ilgili Rusya ile 3, Amerika ile bir protokol imzalandı.

Rusya ile yapılan mutabakatların ilki 17 Eylül 2018’de.

İdlip ile ilgili alınan kararların bazılar şunlardı:

1. İdlib gerginliği azaltma bölgesi korunacak. Türkiye gözlem noktaları güçlendirilecek.

2. Silahsızlandırma bölgesi oluşturulacak ve bölge 15 – 20 km olacak.

3. Tüm radikal terörist gruplar silahsızlandırma bölgesinden 15 Ekim’e kadar çıkarılacak.

4. M-4 ve M5 otoyolu güvenliği yıl sonuna kadar sağlanacak ve trafiğe açılacak.

Bu mutabakattan tam bir yıl sonra 9 Eylül 2019’da Türkiye PYD/YPG-PKK’nın işgal ettiği bölgelere yönelik Barış Pınarı Harekatı başlattı.

17 Ekim 2019 günü ABD Başkan Yardımcısı Pence Ankara’ya geldi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü.

Ve Ankara mutabakatı imzalandı. Mutabakata göre, harekat 120 saatliğine durduruldu. Bu sürede PYD/YPG-PKK güçlerinin sınırımızın 30 km güneyine çekilmesi karara bağlandı.

Takvimler 22 Ekim 2019’u gösterdiğinde, Rusya ile Türkiye PYD/YPG-PKK’nın Tel Rıfat ve Mümbiç’in 30 kilometre güneyine çekilmesi için ateşkes süresinin 150 saat daha uzatılması üzerine anlaşmaya vardılar.

Rusya ile varılan yeni mutabakatta kayıtlara geçen önemli maddeler ise şunlardı,

1. Tel Abyad ve Resul Ayn’ı içine alan 32 km derinliğindeki mevcut Barış Pınarı Harekâtı alanındaki yerleşik statü muhafaza edilecek.

2. Her iki taraf Adana Anlaşması’nın önemini teyit eder.

3. PYD/YPG-PKK unsurları ve silahlarının Türkiye-Suriye sınırından itibaren 30km’nin dışına çıkarılmasını temin etmek üzere girecektir. Bu işlem 150 saat içinde tamamlanacaktır.

4. Mümbiç ve Tel Rıfat’tan bütün YPG unsurları silahlarıyla birlikte çıkarılacaktır.

5. Mültecilerin güvenli ve gönüllü şekilde geri dönüşlerini kolaylaştırmak maksadıyla ortak çalışma yapılacaktır.

Ancak 27 Şubat 2020’ye gelindiğinde Rusya destekli rejimin İdlip sahasındaki saldırıları ve bir gece yarısı Mehmeçik’e yönelik hava saldırısı iplerin kopmasına neden oldu. O gece hava saldırısında 34 şehit verdik. Türkiye Suriye’de eşine az rastlanır bir hava taarruzuyla Rusya’ya ait savunma sistemleri ile birlikte rejimin neredeyse bölgedeki bütün askeri varlığını yok etti.

Bunun üzerine, 5 Mart 2020 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizim de takip ettiğimiz günü birlik Moskova ziyareti gerçekleşti. O ziyarette Soçi Mutabakatı’na Ek Protokol yapıldı.

Anlaşmayla ateşkes ilan edildi. Mevcut statü korundu.

Bugün ise hem İdlip’te hem Suriye’nin kuzeyinde olağan üstü hareketlilik yaşanıyor. 30 Eylül’deki Soçi görüşmesiyle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün mutabakatlara uymaya ve güvenlik koridorundaki radikal unsurların temizlenmesine de Türkiye olarak devam ettik. Bundan da taviz yok. Ama tabii aynı yaklaşımı muhataplarımızdan da bekliyoruz” dedi.

Ama, Mümbiç ve Tel Rıfat’ta hala PYD/YPG-PKK var. Hala Suriye’nin kuzeyinde

Türkiye’ye yönelik saldırılar devam ediyor. Ve hala, İdlip’te sivillerle birlikte radikal gruplar yer alıyor.

Son Soçi seyahatinin sahadaki yansıması sanırım Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki hem PYD/YPG-PKK’ya hem de İdlip’teki bir takım radikal terör gruplarına yönelik operasyonu olacaktır. Burada Rusya ile her iki tarafta da eş güdümlü olunacağını düşünüyorum. Ama Amerika için aynı şeyi söylemek mümkün değil.

Bakalım, Amerika Türkiye’nin sahadaki hazırlığına nasıl bir karşılık verecek?

Takipteyiz.

YENİ ŞAFAK GAZETESİ

Yorumlar2

  • misafir 3 yıl önce Şikayet Et
    Terörist ABD müttefikini bulmuş onlardan bu saatten sonra bize hiçbir hayır gelmez. Gerçi ABD den bugüne kadar bize bir hayır gelmemiş neden mi kırk yıldır PKK ile savaşımız da hep teröristleri koruyup kollamıştır. Her ne kadar sahada mücadelemiz PKK ile görünüyorsada aslında biz terör devleti ABD ile savaşıyoruz gerçek bu.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Misak-ı Milli 3 yıl önce Şikayet Et
    40 yıldır bize verdikleri terör ve savaş zararları sebebiyle tazminat olarak Kuzey Suriye ve Kuzey Irak ilhak edilmeli, zaten Misak-ı Milli sınırları içinde kalan bölgeler. Oradaki enerji yatakları en çok Türkiye'nin hakkı eşkıya teröristlerin değil. Dünyada ki enerji krizini ancak hakkımız olan enerji bölgelerini yıldırım operasyonları ile ilhak ederek aşabiliriz, her yıl enerji için dışarıya verdiğimiz 50 milyar dolar para ülkemizde kalır, döviz sorunu ortadan kalkar. ABD şuan Çin ile uğraşma planları yapıyor, bize karşılık veremez, ortam müsait.
    Cevapla Toplam 10 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat