Dışarıdan bakınca Türkiye neye denk düşüyor, ah bir bilseler…
- GİRİŞ19.07.2022 08:09
- GÜNCELLEME19.07.2022 08:09
Dışarıdaki Türkiye ile içerideki Türkiye’yi her vesile ile kıyaslamaya çalışıyorum. Türkiye dışarıda bambaşka bir ülke, içerideyse bambaşka.
Daha Haziran’ın son günü Madrid’deki NATO zirvesinde Türkiye, merkez ülkeydi. Devlet başkanları, başbakanlar, cumhurbaşkanları Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve heyetiyle temas kurmak, görüşmek için olağan üstü çaba sarf etti. Güney Kıbrıs Rum Lideri’nin temas çabası basına yansıdı. Yunanistan Başbakanı’nın Erdoğan ile görüşebilmek için birçok devlet adamını fiyaskoyla sonuçlanan ara bulucu olarak kullanma arzusu da biliyoruz.
BATI’DA DA İLGİ ODAĞI
Hele bir uluslararası basın toplantısı vardı ki Türkiye’nin dışarıda nasıl öz güvenli ve nasıl büyük bir ülke olduğunu göstermesi açısından çok önemliydi.
NATO Genel Sekreteri’nin, İspanya Başbakanı’nın, Amerika Başkanı’nın ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın toplantılarını salondan izledim.
Erdoğan dışındaki bütün liderler soruları önceden aldılar ve sınırlı sayıda soru cevap yaptılar. Erdoğan ise bütün soruları cevaplandırdı ve öncesinde sorular yazılı olarak kendisine ya da İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a verilmedi.
Hatta basın toplantısı sırasında Sayın Altun, Türk ve yabancı gazetecilere “Ne sormak istiyorsanız sorun, kısıtlama yok” dedi.
ORTA DOĞU’DA, AFRİKA’DA, ASYA’DA DA İLGİ ODAĞI
Madrid’den döner dönmez hac ibadeti için gittiğimiz Hicaz’da da durum farklı değil.
Alışveriş merkezinde küçük hediyelikler satanlardan tutun da Harem-i Şerif’te karşılaştığınız insanların çoğuna kadar… Türkiye ilgi odağı. Türkler ilgi odağı.
Suudi Arabistan ile sorunlar yaşadığımız dönemde bile halk, Türkiye ve Türkler konusundan olağan üstü ihtimamlıydı. Şimdi yeni süreçte devletler arası ilişkilerin normalleştiği hatta iyiye döndüğü günlerde hem devlet görevlileri hem Suudi Arabistan vatandaşları Türkiye’ye ve Türklere karşı özenli.
Sadece Suudlar mı? Hayır.
Batılı Müslümanlardan Afrikalılara, Uzakdoğululardan Türk dünyasından gelenlere kadar.
Gidenler bilirler küçük hediyelik eşya satıcılarının çoğu Suud vatandaşı değildir. Benim tanıştığım Afganistan Özbeklerinden birkaç satıcının Türkiye derken, Erdoğan derken nasıl da heyecanlı, nasıl da özenli olduğunu gördüm. Sadece onlar mı Bangladeşlisi de öyle Yemenlisi de.
Tıpkı Nijerli, tıpkı Kanadalı, tıpkı Endonezyalı, tıpkı Fransız Müslümanları gibi.
Dışarıda Türkiye’nin çok yüksek düzeyde bir albenisi var!
Peki içerideki Türkiye nasıl?
İÇERİDEKİ TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİNİ BİRİLERİ BİLEREK GERİYOR
İlginçtir, biz Hicaz’a giderken kim hangi pozisyonda vaziyet almışsa değişmemiş. Ama gündem her gün bir tarafa evriliyor.
Daha önemlisi, içeride Türkiye sanki kutuplaşma ve kamplaşma nedeniyle adı konulmamış düşük yoğunluklu “silahsız” bir “iç savaş” yaşıyor!
CHP lideri Kemal Bey, her gün irtifa zaafıyla dolu çıkışlarıyla gündem oluşturma derdinde. En son NATO zirvesinde Biden ile görüşen Erdoğan’ın yıllardır yanında olan mütercim Fatma Gülham Abushanab’ı “Hanım kızımız” ifadesiyle diline dolamış.
Aslında Kılıçdaroğlu’nu bunu ilk kez yapmıyor. Haziran 2021’deki Brüksel NATO zirvesinde yine Erdoğan ile Biden bir araya gelmişti ve yine aynı mütercim oradaydı.
O gün de aynı üslupla üstenci bir dil ile Fatma Hanım hedefe konmuştu.
DÜN ANNESİNİ BUGÜN KIZINI LİNÇ EDİYORLAR. HELALLEŞME PEŞİNDEKİLER HİÇ DEĞİŞMEMİŞ
Başörtüsü yasağının çok mağduru oldu. Onlardan biri de Merve Kavakçı’dır. 28 Şubat sürecinde Meclis Genel Kurulu’nda “Bu kadına haddini bildirin” cümleleriyle başlayan linçe maruz kalmıştı.
Merve Kavakçı iki kızını okula götürdüğünde bu kez kızları onursuzca saldırıların muhatabı olmuştu.
İşte o iki sabi sübyandan biri olan Fatma Gülham Abushanab, Biden görüşmelerindeki mütercimdir.
İki NATO zirvesinde de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı başındaydı. ABD Başkanı Biden ile bir araya geldiği o önemli baş başa görüşmelerde Erdoğan’ın tercümanlığını yaptı! Hem de başörtüsü ile..!
Başörtüsü ile NATO zirvelerinde görev aldı. Başörtüsü ile işinin hakkını verdi.
Tıpkı G-20 zirvelerinde olduğu gibi, tıpkı, Erdoğan’ın birçok önemli hükümet ve devlet başkanlarıyla yaptığı görüşmede görev aldığı gibi.
Yurt dışında, ne muhatapları, ne heyettekiler Fatma Hanım’ın başörtülü olmasına takıldı. Ne yadırgadı, ne eleştirdi, ne de sorguladı!
Ne var ki Erdoğan-Biden zirvesinden yine bir “Türkiye-Amerika krizi” çıkartamayanlar “başörtüsü”ne dolanmayı tercih etti!
Kemal Kılıçdaroğlu daha bir ay önce kendi çevresi tarafından etnik ve mezhebi kökeni dolayısıyla gündem yapılmıştı. Ve biz bunu reddetmiştik!
Ama aynı Kılıçdaroğlu, daha önce yaptığının aynısını yine yaptı. Başörtülü ve fakat işinin ehli bir isme üstenci bir dil kullandı.
Dışarıdakilerin umurunda olmayan mesele, Türkiye’de bazı çevrelerin hala korkulu rüyası bunu bir kez daha görmüş olduk!
YENİŞAFAK
Yorumlar65