İç siyasi tartışmaları bir kenara bırakıp Ankara'dan, Semerkant'a oradan New York'a uzanan seyahatimizin son günündeyiz. Ve heybemize Doğu'nun ve Batı'nın bir çok iyi ve bir çok kötü anısını doldurup memlekete dönüyoruz... Nasipse.

"DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR"

Semerkant'ta Şangay İşbirliği Teşkilatı'nın özel davetlisi olarak bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün New York'ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na seslendi. Erdoğan'ın neler söylediğini yeniden uzun uzun aktaracak değilim. Çünkü haber7.com'da tüm detayları okudunuz.

Ben size bir kaç hususu hatırlatacağım o kadar.

Erdoğan BM'de ve yine, "Dünya 5'ten büyüktür" dedi. "Daha adil bir dünya mümkündür" dedi. Muhataplarından adil bir dünya için gösterdiği çabaya destek istedi.

"DAHA ADİL BİR DÜNYA MÜMKÜNDÜR"

Adil bir dünya için... Refahın paylaşıldığı bir dünya için.. Her fırsatta ve her ortamda "Dünya 5'ten büyüktür. Daha adil bir dünya mümkün" diyen Erdoğan, 1945'te kurulan düzenin şu anki dünya sorunlarına çözüm üretmekte yetersizliğine işaret ediyor.

Erdoğan, BM'de, mazlum coğrafyaların, mazlum halklarının sesi oldu yine. Ne Suriye'yi, ne Filistin'i, ne Irak'ı, ne Libya'yı, ne Afganistan'ı, ne Rohingya Müslümanlarını es geçti.... Ne de Ege'nin serin sularında hayatlarını kaybeden çocukları, kadınları es geçti..!

Yine, ne Ukrayna krizini ve dramını, ne Afrika gerçeğini unuttu. BM'de tüm taraflara "Adil bir dünya düzeni kurabiliriz" dedi.

Onu duyanlar oldu, duymayanlar oldu... Duyup da duymamış gibi yapanlar oldu!

Olsun... Bıkmadan usanmadan, yüzlerine yüzlerine gerçeği söyleyen bir Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı var.

Çıktı ve aslında bütün bu yaşadığımız sorunların birincil müsebbipleri olanların yüzlerine söyledi.

TÜRKİYE EKSEN DEĞİŞTİRMİYOR, TÜRKİYE EKSENİNİ İNŞA EDİYOR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Semerkant'ta Asya'nın güçlü liderleriyle bir araya geldiğinde "Türkiye'nin ekseni mi kayıyor" diye cümleler kuranlar, New York'taki Türkevi'nde gerçekleştirilen ikili ve toplu görüşmeleri yakından takip etmiş olsalardı... İnanın bu kez de "Türkiye ekseni bu olsa gerek" derlerdi.

Çünkü, Doğu ile de Batı ile de eşit ilişki geliştire bilen bir Türkiye perspektifinin ete kemiğe bürünmüş halidir Erdoğan! Ve Türkiye her hangi bir eksene kaymak yerine kendi eksenini inşa etmekle meşgul bu günlerde!

Cumartesi gününden şu ana kadar sadece BM Genel Kurulu'nda konuşmadı... Neredeyse her 2, 3 saatte bir ikili görüşme, her gün bir kaç toplu görüşme gerçekleştirdi, Erdoğan. Heyetteki bakanların muhataplarıyla yaptıkları görüşmeleri hiç saymıyorum bile!

Alman Şansölyesi de var aralarında, Japonya Başbakanı da, Güney Kore Başbakanı da, Finlandiya lideri de, İsrail Başbakanı da...

Yahudi Toplumu da var, Müslüman cemaat temsilcileri de...

Erdoğan, Amerika'nın doğu yakasının başkenti sayılabilecek New York'ta bir dünya lideri olarak muhataplarıyla görüştü, görüşüyor. Tıpkı 6 gün önce kadim şehir Semerkant'ta görüştüğü gibi.

Kimilerine göre "çok uzaklarda" olduğu sanılar sorunları önlerine koyup, "Gelin bu küresel etkileri olan sorunları birlikte çözelim" diyor.

Kovid ve Ukrayna krizi sonrası dahada bozulan dünya düzeni için,  "Ortak kaderimizi etkileyen sınamalara karşı ortak gündemle harekete geçmemiz gereken bir döneme girdik" diyerek uyarıyor.

Dünya gıda güvenliğinden, enerji krizine, terörle mücadeleden, ekonomik işbirliğine kadar her konuda görüş alış verişinde bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kuklalarla değil kuklacılarla görüşüyoruz" demişti bir keresinde.

Bu New York ziyaretinde BM'de yaptığı konuşmada, terörün hamilerine doğrudan uyarılarda da bulundu.

Hadsizliğin zirvesine çıkan Yunanistan'ı da hatırlattı. Suriye krizinde mülteci durumuna düşmüş insanları da...

Doğu ile Batı'ya yaptığımız seyahati tamamlıyoruz. Ve seyahatin sonunda zihnimize kazınan ifade şudur: "Türki sadece Türkiye değildir! Türkiye sadece ne Doğu'ya ne Batı'ya aittir. Türkiye, jeopolitik konumunun da gereği, iki dünyaya da aittir."

Türkiye ekseni inşa ediliyor, siz hala anlamadınız mı!