Kapatma davası ile karşı karşıya olan HDP, 6’lı masayı kendi kulvarına çekmek için yine hamle yaptı. 

HDP her fırsatta, 6’lı masayı kendilerine uyacak bir cumhurbaşkanı adayı meselesini “müzakere” etmeye çağırıyor. 

Müzakereye yanaşmayan 6’lı masanın büyük ortağı CHP, her fırsatta “gayri meşru ilişkiye” rıza gösterin diyerek HDP’yi sürekli kapının önünde bekletiyor! 

Kısa süre önce Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık verebiliriz” çıkışını “Arkadaşımızın kişisel görüşüdür” diyerek hasır altı yapan CHP kurmayları, İyi Parti’ye de eski vekilleri gazeteci Barış Yarkadaş’ın “107 milyon dolarlık ihale” cümlesiyle mesaj verdi. 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun şu ana kadar 6 farklı siyasi eğilimi aynı masada toplaması ve HDP’yi de kendilerinin yürüyüşüne ayak uydurması konusundaki maharetini takdir etmemek mümkün değil! (Gerçi Sayın Kılıçdaroğlu mu yoksa başka bir güç mü bu uyumu sağlıyor tartışmaları da var ama bu yazının konusun değil.) 

HDP YİNE 6’LI  MASAYI “UYARMA” İHTİYACI HİSSETTİYSE… 

6’lı masa ile uyumlu görünen HDP’nin bu uyumu “destekleyebilecekleri aday” meselesi ile kendi lehlerine evirme gayretlerini  anlayabiliriz. 

Ne var ki, HDP’nin artık gayri meşru ilişkiyi, resmi ve aleni bir ilişki olarak teyit ettirme çabası, “kriz”e dönüşmüş durumda. 

HDP Eş Başkanı Pervin Buldan çıktı, "Şimdi hiç kimse HDP'yle yan yana gelmek istemeyebilir, hiç kimse fotoğraf vermek istemeyebilir ama yeri ve zamanı geldiğinde kapımızı çalacaklarını biliyoruz” dedi. 

Buldan, bu sözleri elbette ilk kez söylemiyor. 2019 yerel seçimleri sırasında dönemin HDP Eş Başkanı Sezai Temelli’nin, “Kürdistan’da kazanacağız, Batı’da da AKP’ye ve MHP’ye kaybettireceğiz” dediği günlerden sonra…  

Seçimin hemen ardından… 

Buldan, “Halkımız bizden açık şeffaf ittifak itiyor. Öyle kapalı kapılar ardından değil” demişti. 

Bugün, 6’lı masa ve özellikle masanın taşıyıcı ana kolonu CHP’ye seslenerek şöyle diyor, “HDP'yi yok sayan bir yerden seçimlere yaklaşılırsa o zaman herkesin yolu açık olsun!” 

Buldan’ın içinde tehditte barındıran açıklaması 6’lı masada nasıl yankı bulacak bilinmez ama, HDP yol haritasını bir kez daha deklare etmek zorunda hissediyor… Kapatma davasını da unutturarak..” 

Diyor ki Buldan, "HDP kendi adayıyla ortaya çıkar, gümbür gümbür gelir ve gereken oyu da alır, bundan kimsenin şüphesi olmasın.” 

DEMİRTAŞ HDP ÜZERİNDEKİ; KANDİL DEMİRTAŞ ÜZERİNDEKİ VESAYETİNİ TEST EDİYOR 

Tam da böyle bir ortamda geçtiğimiz ay  Mersin’de Polis Evi’ne yapılan PKK’nın üstlendiği terör eylemini fırsata çevirmek için hamle yapan Edirne’de tutuklu eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş “Mersin'deki silahlı saldırıyı kınıyorum. Siyasetin sorumluluğu, şiddet dışı çözümlerde ısrarcı olmaktır. Ölümleri durdurmaktır. Şiddetin her türlüsüne karşı çıkacağız, demokratik siyasette ısrarcı olacağız. Bunun herkes tarafından net olarak bilinmesini isterim” açıklaması yaptı. 

Eşki Eş Başkan ile eş güdümlü olarak Buldan ve Sancar da o gün, “Şiddet karşısında demokratik siyaseti ısrarla savunmayı sürdüreceğiz” dedi. 

PKK ele başı Duran Kalkan da hem HDP’ye hem Demirtaş’a, "Yapanlara en azından dua et, karşı çıkma. Kendi kendine konuşma, ukalalık yapma. Kimsenin ukalalık yapacak hakkı yoktur" diyerek ayar verdi! 

Yaklaşık bir aydır Kandil ile HDP arasındaki ilişki biçimi ve PKK elebaşları ile Demirtaş arasındaki gerginlik tartışılıyor. 

Bu işi yakından takip edenler gerginliğin yeni olmadığının farkında. Ama bu kez gerginliğin sonunda ne olacak sorusunun cevabı daha da merak konusu oldu. 

ÖCALAN, DEMİRTAŞ’I İSTEMİYOR, KANDİL HER İKİSİNİ DE ARAÇSALLAŞTIRIYOR 

PKK terör örgütünü yakından takip eden üst düzey bürokratlara göre, “Demirtaş yeni bir siyasi aktör olarak ‘Kürt siyaseti’nde ortaya çıkabilir!” 

Fakat Kandil, Demirtaş’ın “batı ile  kurduğu doğrudan ilişki”den rahatsız. 

Edirne’de tutuklu bulunan Demirtaş ile İmralı’da tutuklu olan PKK ele başı Öcalan arasında ise neredeyse 10 yıldır süren bir mücadele var. Mücadelede zaman zaman gerginlik artıyor.  

Öcalan, Demirtaş’ın kendi çizgisinden çıktığını düşünüyor. 

Liderlik meselesinde önüne geçme ihtimalinden endişe duyuyor. 

Gençlerin özellikle Demirtaş’a yakın olduğunu görüyor. 

Tek avantajı, “tabanda” özellikle kadınlar ve kadın militanlarda Öcalan’a ilahi bir misyon yüklendiğinin farkında.  

İmrali’daki tutuklu PKK ele başı Öcalan’ın terörü bitirme gücü vardı. Ama korkak davrandı.  

Her fırsatta yeniden “muhatap” alınmak istiyor ama “sınavı kaybetti!” 

Şimdi Edirne-İmralı rekabetine elindeki silahın gücüyle müdahil olan Kandil, her iki aktörü de araçsallaştırıyor! 

PKK gibi bir terör örgütünün siyasi uzantısı HDP de siyasette “meşru ilişki” geliştirmek adına 6’lı masaya  uyarı üzerine uyarı veriyor. 

Sahi ne oluyor..!