Türkiye mi işgalci Suriye mi bir deyiverin hele…
- GİRİŞ22.10.2022 14:04
- GÜNCELLEME24.10.2022 09:20
Türkiye- Suriye ilişkilerinin ne olacağı konusunda tartışmalar devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben alışıla gelmiş bir siyasetçi değilim. 'Mümkün değildir' gibi bir ifadeyi kullanan bir siyasetçi değilim. Vakti saati geldiğinde biz Suriye'nin başkanıyla da görüşmeye gideriz" ifadelerini kullandı, hatırlayın.
Gerçi, Erdoğan ile Esad’ın görüşmesi, Suriye sorunun çözümünde ne derece etkili olur orası ayrı bir tartışma…
Ama bizi uzun zamandır takip eden okuyucularımız, “Türkiye ile Suriye mutlaka ortak bir zeminde buluşmalı. Suriye’nin toprak bütünlüğü çerçevesinde terörle ortak mücadele etmeli” dediğimizi hatırlayacaktır. Yine, “Fırat’ın doğusunda Türkiye ve Suriye tarafından PKK-YPG-PYD’ye ortak operasyon düzenlenirse şaşırmayın” dediğimizi de bilir.
Hal böyleyken, Türkiye ile Suriye rejimi arasındaki “normalleşme” sürecinin Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail hatta Mısır’la yürüyen süreçlerden daha zor olduğunu biliyoruz.
Ama yine de sürecin istihbarat ve askeri boyutta uzun zamandır devam ettiğini de her defasında devletin tepesinden teyit ettiriyoruz.
TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAVUNMAK YETMEZ
Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan üç ülke var Türkiye, Rusya ve İran.
Ülkenin bütünlüğünü savunmak sorunların çözümünde yeterli olmuyor. Buna “terörle ortak mücadele”yi…
Ilımlı muhalefetin Suriye siyasetine entegrasyonunu…
Ve elbette Suriye’yi terk etmiş insanların memleketlerine, evlerine barklarına güvenli bir şekilde dönmeleri konusunda ortak irade geliştirilmesini de eklemeliyiz.
Xxx
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Esad’ın görüşmesi için bu konularda çok önemli adımların atılması gerekiyor.
Peki, Suriye tarafı bu adımların atılması noktasında ne durumda?
Askeri ve güvenlik bürokrasisinden edindiğimiz bilgilere göre, Türkiye-Suriye görüşmelerini belli bir düzeyde devam etmesini isteyen bir Rusya var. Ama Rusya, iki ülkenin doğrudan görüşüp kararlar alması hususunda çok fazla ön açıcı değil.
Hatta bir takım görüşmeler sonucunda oluşan mutabakat Rusya’nın etkisiyle boşa çıkıyor.
Rusya, Suriye iç savaşıyla birlikte yüz yıllık hayalini gerçekleştirdi. Akdeniz’de “sonsuz yıllar” boyu kalacağını ilan etti. Tarsus Deniz Üssü artık Rusya’nın.
Ayrıcı Suriye’de İran ile birlikte üstlendikleri vesayetini kolay kolay bırakma niyetinde değil.
Ama bir de Rusya’nın Ukrayna’daki savaşın uzun sürmesi nedeniyle yaşadığı sıkıntılar var.
İşte tam da Türkiye için konjonktürün oluştuğu zaman bu zaman.
Rusya lideri Putin, son dönemde Türkiye ile Suriye’nin yakınlaşması konusunda eskisinden daha esnek.
Aslında Türkiye açısından değil ama Suriye rejimi açısından avantajlı bir durum oluşmuş görünüyor. Bu nedenle de görüşmeler sıklaşmış durumda.
BİZE İŞGALCİ DİYEN SURİYE’NİN 9 MİLYON VATANDAŞINA BAKIYORUZ FARKINDA MISINIZ?
Bu görüşmelerde Suriye tarafının söze, “Türkiye, Suriye’de işgalcidir. Topraklarımızı terk edin” dediğine ilişkin açık kaynaklardan da bilgilere ulaşmak mümkün.
Türkiye’nin terörle mücadele için Suriye’nin bir bölüm toprağında olduğu gerçeğini inkar eden yok.
Peki Türkiye tarafı Suriyelilere, “Asıl işgalci sizsiniz. 4 milyon Suriyeli bizim topraklarımızda. Peki söyleyin şimdi kim işgalci” diye bir çıkış yapmış olabilir mi?
Bence aynen böyle oldu.
Türkiye, Suriye’de 2011 öncesine geri dönülmesinden yana.
Ve muhalefetin mutlaka siyasette adil temsilini savunuyor.
Biraz önce dedik ya, “Siz işgalcisiniz” deniyor Türkiye’ye.
Peki, Türkiye Suriye’de şu anda olmasa ve rejim muhaliflerin sıkıştığı İdlib’e girse ne olur? Bu sorunun cevabını hepimiz biliyoruz. En az 1 milyon insan daha Türkiye’ye gelir.
O zaman Türkiye’nin, rejime şunu söyleme hakkı yok mu? “Siz önce evinizin içini düzenleyin. Siz rejim olarak muhalefetin olduğu alanlara girdiğinizde göçün olmayacağına garanti verebiliyor musunuz?”
Türki’nin Esad yönetiminin meşruiyeti ile ilgili bir sorunu yok. Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son yaptığı “Vakti saati geldiğinde biz Suriye'nin başkanıyla da görüşmeye gideriz” acıkmasında da görüyoruz.
ESAD’IN MEŞRUİYETİNİ TANIYAN TÜRKİYE, MUHALEFETİN HAKLARINI DA SAVUNUYOR
Ama Türkiye, içerdeki muhalefete ve toplum kesimlerine Suriye rejiminin bir güvence vermesini istiyor. Geçici koruma altındaki Suriyelilerin bu güvenceyle birlikte geri döneceğini ön görüyor.
Toparlayalım…
- Türkiye, Suriye’de işgalci değildir. Bilakis Suriye rejiminin tutumu nedeniyle 4 milyon Suriyeli Türkiye’de işgalcidir.
- Türkiye’nin Esad’ın meşruiyeti ile ilgili sorunu yoktur. Ama 11 yıl önceki pozisyona geri dönülmesi gerekir.
- Muhalefetinin sıkıştığı İdlib bölgesinde 5 milyon, Türkiye içinde 4 milyon olmak üzere 9 milyon Suriyeliye Türkiye bakıyor, ama rejim bizi işgalci görüyor. Bu fiili durumda kim işgalci acaba?
- Fırat’ın doğusundaki petrol yataklarını PKK -YPG- PYD kontrol ediyor. Türkiye oraların Suriye rejiminin kontrol etmesini başından bu yana savunuyoruz.
- Suriye rejimi o bölgeleri temizleyemezse, ya Türkiye temizleyip rejime verecek ya da birlikte operasyon yapılacak.
- Ama Rusya faktörü her daim rejim tarafında aktif olarak varlığını sürdürüyor.
- Çünkü Rusya PKK-YPF-PYD’nin Suriye deki varlığından rahatsız değildi.
- Rusya tıpkı Amerika gibi düzensizlikten besleniyor ve Suriye‘deki bu durum işine geliyor.
- Rusya, Suriye’de PKK, yüzünden Amerika ile karşı karşıya gelmeyi hiç istemiyor.
- Şam yönetimi, PKK’yı topraklarında istemiyor ama Rusya ile Amerika istiyor.
- Amerika açısında Suriye diye bir devlet ve coğrafya ise zaten çoktandır yok. Onlara göre toprak bütünlüğü sona ermiş bir Suriye var. Ve eninde sonunda PKK’yı devletleştirmek istiyor.
Bitirelim.
Suriye rejimine son bir soru, “Amerika sizi parçalıyor. Rusya düzensizlikten besleniyor. Memleketinizde insan kalmadı. Sürdüğünüz insanlarınıza da biz bakıyoruz. Siz hala bize işgalci diyorsunuz. Ne istiyorsunuz bir deyin hele?”
Yorumlar20