Orta Doğu’da Türk Askeri Misyonu
- GİRİŞ01.12.2022 08:34
- GÜNCELLEME02.12.2022 09:07
“Orta Doğu’da Türk Askeri Misyonu”
Türkiye, terörle mücadele konseptini 2016 yılında değiştirdi. O tarihten sonra güney ve güneydoğu sınırlarımızın hemen ötesinde “amansız” bir mücadele yürüyor. Güvenlik güçlerimiz topyekun sahada PKK-PYD-YPG’ye ve DEAŞ’a karşı mücadele veriyor.
Ve şimdi yeni bir aşamaya gelindi.
Belki bugün belki birkaç hafta; hatta ay sonra sınır ötesine kara harekatı başlayacak.
İşte tam da böyle bir dönemde Türk askerinin bu coğrafya için neye tekabül ettiğini anlatan bir kitap ulaştı elime.
Tuğgeneral Remzi Albasan’ın kaleme aldığı kitabın ismi: ORTA DOĞU’DA TÜRK ASKERİ MİSYONU
2000 yılı aşkın tarihe sahip bir Türk Silahlı Kuvvetlerimiz var. Ve büyük göçlerin sonunda ulaştığımız coğrafyalarda “dirlik”in yegane başat aktörü olmayı da yüz yıllarca başarmış bir milletimiz.
Bu milletin 1000 yıldır, orduları Orta Doğu’da barışın ve istikrarın sembolü oldu. Türklerin egemenlik kurduğu her dönemde bölgeye huzur geldi… Türklerin çekildiği her dönemde bölge kana bulandı.
İşte elimdeki ORTA DOĞU’DA TÜRK ASKERİ MİSYONU kitabı, Asya steplerinden Orta Doğu’ya ve Anadolu’ya gelen ceddimizin askeri misyonunu anlatıyor.
Remzi Paşa’nın “Türklerin milli karakter olarak askerlik ruhu”ndan başlayıp, “Türklerin ordu-millet olması”na kadar birçok başlığı irdelediği kitabında bizim elbette en çok dikkatimizi çeken bölüm, sıcak gündemin de başlığı olan, “Günümüzde Orta Doğu politikaları ve Türkiye vizyon” oldu.
Tuğgeneral Remzi Albasan, bu bölümde şu önemli tespitleri yapıyor:
- “İbn Haldun büyük bir vukufiyetle ‘Coğrafya kaderdir’ der. (…) Bu bağlamda, Orta Doğu coğrafyasına dair şu soruları sormak yerinde olacaktır: (…) Neden önemlidir?
- Kıtaların, denizlerin kesişim noktası olması bölgeyi medeniyetin gelişimine öncü yapan doğal özelliklerindendir.
- (…) tarihin her bir devrinde küresel stratejilerini hayata geçirmek isteyen güçlerin hedefi ve uğrak yeri olmuştur.
- Jeopolitik bakımdan Orta Doğu, tarihsel süreçte Anadolu’nun, bugün de Türkiye’nin doğal bir hinterlant alanıdır.
- Türkler bölgeye en uzun süre hakim olan güçlerden biridir.
- Türk askeri kültürü, aynı zamanda Türk devlet kültürü olarak gelişmiştir. Türklerdeki köklü ve dinamik devlet anlayışının bir tezahürü olarak Türk devletleri, hüküm sürdükleri coğrafyalarda hem bölge halkına hem de insanlığa hizmette çok etkili roller oynamışlardır.
- Bu kültürün en karakteristik özelliklerinden biri sivil hedeflerin genel olarak Türk ordularının hedefleri dışında olmasıdır. Siviller, şehirler, ekinler, meyve bahçeleri, su kuyuları daima özenle korunmuştur.
- Haçlıların savaş yöntemleriyle kıyasladığımızda bu fark açıkça görülecektir.
- Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda İngiltere ve Fransa tarafından bölge işgal edilmiş ve paylaşım planları ve bölücü projeler birer birer hayata geçirilmiştir.
- Yeni şekillendirme bölgeyi tam bir istikrarsızlığa sürüklemiştir.
- Zira Osmanlı idaresi altında 400 yılı aşkın bir süre, dönemsel küçük olaylar ve bazı bölgesel isyan girişimleri dışında halkın huzur ve güven içerisinde yaşadığı ve adaletle yönetildiği coğrafya, Osmanlının 1918 yılı sonunda tüm bu bölgelerden çekilmesiyle artık huzurun geride kaldığı bir yer olmuştur.
- Orta Doğu artık birbirine düşman küçük parçalara bölünmüştür.
- ABD ve petrol-dolar hakimiyeti ve İsrail-Filistin süreci bölgeyi daha fanatikleştirmiştir.
- Afganistan savaşı, Irak’ın işgali; Suriye, Libya ve Yemen’deki iç savaş ise Orta Doğu’nun düşman parçalara ayrışmasını sağlamıştır.
- Lübnan’daki sorunlar, İran’ın bölgede körüklediği mezhep çatışmaları, PKK-PYD-YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin otorite boşluğundan faydalanarak kendilerine alan açma girişimleri bölgede çatışma ortamını daha da sertleştirmiştir.
- Bütün bu süreçte TÜRK ASKERİ KÜLTÜRÜNÜN DEVLET AKLI İLE BİRLİKTE GELİŞMESİNİN VERDİĞİ GÜVEN ETKİSİ ORTA DOĞU’DA HER ŞEYE RAĞMEN İSTİKRAR ÖZLEMİ VE İHTİYACINI TAZELEMEKTEDİR.
- (…) Bölge halkı Türk askeri varlığını kabullenmiş benimsemiş ve güvenmiştir. İşgalci anlayış ile daima ayrı tutulmuştur.
- Türk ordu kültürü baskın, hegemon, yıkıcı güçlere karşı daima halklarla iletişim içinde olmuş, bugün olduğu gibi tarihte de askeri fonksiyonu dışında insani hizmet ve desteklerle de bölge halkının yaralarını sarmıştır.
- Adları değişse de birbirlerinden farklı olmayan PKK-PYD-YPG gibi terör örgütleri eliyle bölgede ortaya konulmak istenen plan, esasında Orta Doğu’nun Türkiye sınırlarındaki yapılandırmasının açık bir yansımasıdır.
- Bu açıdan 100 yıl önce İngiltere ve Fransa’nın çıkarları için şekillenen coğrafya, günümüzde ABD, Rusya ve İsrail’in güncel çıkarlarına göre dizayn edilmeye çalışılmaktadır.
- Tüm bu plan ve projelere karşı Türkiye de kendi proaktif tedbirlerini Türk Silahlı Kuvvetleri vasıtasıyla almaktadır.
- Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yeni güvenlik konseptinde belirlediği bölgesel güvenlik ve liderlik bazlı politikası ekseninde ifa ettiği askeri harekatlarla bu sorunun kendisine ayak bağı olmasının önüne geçebilecek bir ivmeyle çalışmalarına devam etmektedir.”
(Orta Doğu’da Türk Askeri Misyonu Remzi Albasan. 2022. Kopernik)
Mehmetçik uzun zamandır sınır ötesinde operasyonda. Yakın gelecekte Suriye’nin kuzeyinde yeni bir kara harekatına da başlayacak. Remzi Paşa’nın kitabını okuyunca, bu operasyonların Türkiye’nin bekası ve Orta Doğu’nun istikrarı için ne denli önemli olduğunu bir kez daha anlıyor insan.
Bu vesile ile tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Allah, cephede mücadele veren tüm Mehmetçiklerimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum.
Vesselam.
Yorumlar18