Şam Emeviye Cami’ndeki Hazreti Hüseyin Efendimiz’in mübarek türbesini ziyaret edeceğimiz günleri iple çekiyoruz
- GİRİŞ17.12.2022 09:18
- GÜNCELLEME20.12.2022 08:29
Türkiye, Suriye ile konuşmak için ileri bir adım daha attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan dönüşü uçakta gazeteci arkadaşlarımıza yaptığı açıklamada, Rusya lideri Putin ile yaptığı son konuşmada, “Rusya, Türkiye, Suriye zirvesi” önerdiğini söyledi. Putin’in de sıcak baktığı “zirve” muhtemeldir ki Moskova ya da Soçi’de 2023’ün ilk aylarında gerçekleşecek.
Çünkü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da işaret ettiği üzere önce, istihbarat birimleri konuşuyordu. Şimdi Dışişleri Bakanları bir araya gelecek en son belirli bir uzlaşmanın ardından liderler buluşacak.
***
Rusya’nın Suriye üzerindeki “hamilik” pozisyonu Ukrayna savaşıyla birlikte zayıflamış görünse de hala mevcudiyetini koruyor.
İran’ın kendi içindeki “kalkışma” sorunuyla boğuştu bügünlerde, Türkiye Suriye’nin kuzeyinden gelen terör tehdidini bertaraf etme konusunda güçlü bir irade koyuyor.
Amerika’nın Ankara, Rusya’nın Soçi mutabakatıyla Türkiye’ye verdiği sözler yeniden hatırlatılıyor. Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkmenistan dönüşü yaptığı açıklamanın satır aralarında da var, “Sabır taşı taştı. Artık verilen sözlerin yerine getirilmesini bekliyoruz.”
PKK-PYD’NİN ELİNDEKİ PETROL TESİSLERİNİN VURULMASI, REJİME ZEYTİN DALI UZATMAKTIR
Bu arada küçük bir hatırlama yapalım. Türkiye, İstiklal’deki o bombalı saldırı sonrası başlattığı hava harekatıyla ilk kez PKK-YPG’nin Suriye’de gasp ettiği petrol üretim tesislerini de hedef alıp bombaladı.
Bu bombalama bile başlı başına Suriye rejimine uzatılmış bir zeytin dalıdır.
Zira, bizde önemli bir güvenlik bürokratından duyduğumuz şöyle bir bilgi var: Suriye devletine ait olan petrol kuyuları ve üretim tesislerinin kurtarılması konusunda iki ülke yetkilileri görüştü. Bu görüşmelerde Türk tarafının, “PKK-YPG’nin gasp ettiği petrol kuyu ve tesislerini siz temizleyin. Böylece önemli bir finans ayağı kurutulmuş olur. Yok siz temizleyemiyorsanız birlikte temizleyelim ya da biz temizleyelim size verelim” demiş olma olasılığı çok yüksek. Çünkü bu görüşmelerden sonra F-16’larımız PKK-YPG’nin gasp ettiği tesis ve kuyuları vurdu!
***
Devam edelim. Suriye’nin toprak bütünlüğünün en azından şimdilik temini niteliğindeki Astana Süreci’nin üç ülkesi var. Türkiye, Rusya, İran. Bu üç ülke Suriye’nin toprak bütünlüğü ve terörle mücadele konusunda hiç olmazsa ortak metinlere imza atabiliyor.
Bununla birlikte, süreç Suriye’de Rusya ve İran aleyhine işliyor.
Ve biz daha önce de biliyorduk ki Türkiye, rejim ile doğrudan temas kurmak istediği her dönemde Rusya’nın bir şekilde müdahalesiyle karşı karşıya kalmıştı.
Şimdi yeni bir süreç başlıyor. Rusya’nın ev sahipliğinde ilk yüzüyle görüşmenin zemini oluşturuluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Esad, bu görüşmede el sıkışır mı bilinmez ama dün akşam kapı komşum Berber Ahmet’le ayak üstü kapının önünde yaptığımız konuşma beni ve onu epeyce heyecanlandırdı.
***
Ahmet, savaşın hemen başında can güvenliği nedeniyle Türkiye’ye sığınmış bir Şamlı. Annesi, babası ve akrabaları hala Şam’da. Hatta Emeviye Camii’nin hemen yanı başında yaşıyor. Ahmet, bir yandan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak için gayret ediyor, diğer yandan, “Ağabey savaş bitsin Şam’a gidelim misafirim ol” diyerek vatan özlemini dile getiriyor.
İşte bu haleti ruhiyedeki Ahmet, dün akşam dedi ki, “Ağabey bu kez olur mu? Savaş biter mi? Rejim halkına zulmetmekten var geçer mi? Suriye’de dirlik-düzen yeniden gelir mi?”
Ahmet’e, “Bi görüşsünler hele inşallah” diyebildim.
Ahmet, “Savaş bitsin, Emeviye Camii’nde namaz kılalım, çarşıda kahve içelim. Seni misafir edeyim ağabey” dedi.
***
Türkiye’nin büyük bir “düzensiz göç” ve geçici koruma altındaki Suriyeliler meselesi var. İskan politikamızdaki yanlışlar nedeniyle şehirlerdeki demografimiz değişti. Değişen demografi sosyolojimizi de etkiliyor. Ve bu durum bazı çevrelerce ziyadesiyle istismar ediliyor.
Buna karşılık, Suriye’de sınırlarını bile koruyamayan… Egemenlik ve meşruiyet sorunu çeken bir rejimi var. Ne var ki bu rejim hala Birleşmiş Milletlerde “meşruiyeti”ni koruyor.
Hal böyle olunca, bizi ziyadesiyle olumsuz anlamda etkileyen Suriye meselesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ve milletin selameti için nefsine uymadan, devlet adamlığının gereğini yerine getiriyor!
***
Erdoğan ile Esad’ın en kısa sürede görüşmesi için, iki devletin önemli siyaset ve bürokratlarına çok iş düşüyor.
Gün eski defterleri karıştırma günü değil, yeni bir sayfa açma günü.
Hadi hayırlısı.
Yorumlar44