İstanbul’un Belediye Başkanı ile Ablası’nın kurduğu sahnede oynanan oyun, CHP’nin içini ve 6’lı masayı ziyadesiyle karıştırmışsa benziyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Temsilcilerini toplayıp açıklamalarda bulundu. Kanal 7 Medya Grubu Ankara Temsilcisi Mehmet Acet’in de bulunduğu toplantıda Kılıçdaroğlu, “Belediye başkanlarının görevlerine devam etmesi gerektiği”ni bir kez daha söyledi. Acet’in Haber7’deki yazısından öğrendiğimize göre, “çoklu adaylık” meselesine kapıyı açtı. Ya da kapıyı kapatmadı. Adayın 6’lı masadaki liderlerden biri olması konusuna sıcak baktığını söyledi. Kendi adaylığı için de “6 lider bir araya gelir adayımız sizsiniz derse elbette aday olurum” dedi.

Bir de “Bir parti liderinin bir başka partinin içişlerine karışmasını doğru bulmadığı”nı söyledi Kılıçdaroğlu.

Sanırım bu gönderme bile İyi Parti cenahında karşılık bulmuştur. Bulmama ihtimali var mı sizce?

GERİLİM HİÇ BU KADAR YÜKSELMEMİŞTİ… DAHA DA YÜKSELECEK

Seçim yaklaştıkça daha önce “bizim için aday belirlemek çocuk oyuncağı” edasındaki 6’lı masada artık gerilim hat safhada.

İyi Partililerin masanın bazı üyelerine sarı kart gösterdiğinden tutun da adayı doğrudan kendilerinin belirlemek istediklerine kadar bir çok iddia havada uçuşuyor.

Bu arada Nedim Şener’in Hürriyet’teki köşesinde önemli tespitler de vardı dün, çok ilginç.

Şener’in, tescilli Erdoğan düşmanı Amerikalı ve Avrupalı kimi isimlerin İstanbul’un Belediye Başkanı lehine yaptıkları paylaşımları tartıştığı yazısında, “Küreselcilerin adayının belediye başkanı olduğunu” söylüyor.

***

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, başörtüsü çıkışı ve fiyaskoya dönüşen yurt dışı gezileriyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ni “narko devlet” ilan etmesi sürecinin kendi kendini infilak ettirmek olarak değerlendirmiştik.

Uzun zamandır da Kılıçdaroğlu 6’lı masanın ortak adayı olma şansını yitirmişti. Ancak “CHP’nin adayı olabilir orada da şansı azalmıştır” diyoruz.

İşte tam da böyle bir durumda Kılıçdaroğlu’nun çok eleştirilen son Almanya gezisine ilişkin ilginç bir duyum aldım.

KILIÇDAROĞLU, ALMANYA’YA SARAÇHANE FOTOĞRAFI VERİLSİN DİYE GİTMİŞ OLABİLİR Mİ?

Biliyorsunuz Kemal Bey, İstanbul’un Belediye Başkanı’nın Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davanın karar duruşmasının olduğu gün Almanya’ya gitti. Oda tv’nin iddiasına göre, Kılıçdaroğlu’nun ayın 14’ünde başlayan gezisinin ilk günü Almanya’da neredeyse “boş” denebilecek bir gündemi ve ziyaret trafiği vardı. Ama buna rağmen o gün gitmeyi uygun gördü.

Kılıçdaroğlu resmi görüşü olarak, “O gün davadan sonuç çıkmayacağı” ve ya “Olumsuz bir karar çıkmayacağı”nı düşündüğü için gezisini iptal etmediğini söylüyor. Bize görmeyse yakın çevresi ona çok büyük bir karartma yaptı!

Ne var ki benim kulağımı çok farklı bir duyum geldi.“Kılıçdaroğlu, mahkemenin kararından sonra uzun zamandır mücadele ettiği Meral Akşener ile, yine uzun zamandır ikna edemediği belediye başkanının o ‘tuhaf’ birliktelik fotoğrafını vermesini beklemiş.”

Yine kulağıma gelen iddiaya göre, “Kemal Bey şayet Almanya’ya gitmeyip duruşma günü İstanbul’da oluşaymış, Akşener ve belediye başkanı o fotoğrafı vermez böylece de perde gerisinde yürüyen mücadele alenileşmezmiş!”

Yani Kılıçdaroğlu büyük bir stratejik deha olarak, duruşma günü Almanya’ya bilinçli şekilde giderek, Akşener ve belediye bakanının “arkasından iş çevirdiği” gerçeğiri cümle aleme göstermiş!

Şöyle bir şey var. Kemal Bey, hem Almanya dönüşünde, hem ertesi sabah Halk Tv’de İsmail Küçükkaya’nın programında hem de Ankara Temsilcileriyle yaptığı görüşmede, Akşener’in olay günü kendisini aramadığını söylüyor.

Yani, bilinçli bir tercih ile, “Akşener benden gizledi” diyor.

İkinci olarak, “Meseleyi ben sosyal medya paylaşımından öğrendim” diyerek belediye başkanının erken haber vermediğinin de altını çiziyor.

Hal böyle olunca kulağıma gelen iddia ve bilgileri çok fazla önemsemek istemesem de zihnimden atamıyorum! “Acaba” diyorum. Kemal Bey gerçekten de bilinçli bir tercih ile mi duruşma günü yurt dışına çıktı?

***

Bugün CHP Grup Toplantısı var. Dün gece belediye başkanının toplantıya katılmak istediğine ilişkin bilgiyi Barış Yarkadaş TV 100’de verdi. Ardından da CHP’lilere dayandığırdığı şu iddiayı paylaştı, “Cumhurbaşkanı adayı olamayacağını kabul ettiği için grup toplantısına katılıyor.”

***

CHP Grubu’nda ne olur bilmiyoruz! Ama bildiğimiz bir gerçek var.

İstanbul’un belediye başkanı, abuk bir davanın sonunda yerel mahkemenin verdiği ve henüz kesinleşmemiş cezayı bile kendi lehine çevirmek için halden hale girmişse… Ve şu ana kadar hiç yüksek perdeden “aday değilim” dememişse…

Önüne konacak büyük bir dosyanın ardından adaylıktan çekilebilir.

Kemal Bey’in önüne konacak dosyadan daha küçükse bu dosya adaylıktan asla geri çekilmeyecek.

Ta ki istinafın ve Yargıtay’ın cezayı oynayacağına ikna oluncaya kadar!

AKŞENER “İŞ BAŞA DÜŞTÜ” DER Mİ?

Bütün bu süreçleri derinden takip eden İyi Parti ve Meral Akşener’e gelince. Başından bu yana söylüyoruz, Akşener, belediye başkanını Kılıçdaroğlu’nun adaylığını geriletmek için araçsallaştırıyor. Mahkeme kararının onaylanma sürecinde Akşener’in, Demeril’in Özal’ın öldüğü gün söylediği, “İş başa düştü” cümlesini kurmayacağım kimse iddia edemez.

Bu olasılığı şimdiden gören Sayın Kılıçdaroğlu da zaten Mehmet Acet’in sorusu üzerine, “Çoklu aday da olabilir” cümlesini kurmuş.

Bilmem anlatabiliyor muyum?