Meral Akşener, “bazı kesimler” diyerek, kimlere “Ahmak” dedi
- GİRİŞ24.12.2022 08:59
- GÜNCELLEME26.12.2022 09:41
“Bu şarkı burada da bitmez” denilerek, CHP içine yapılan müdahale, Kılıçdaroğlu’na rağmen devam ediyor. İyi Parti lideri Akşener, “Siz eğer meseleyi 16 milyon İstanbullu’nun iradesine saygısızlık olarak görürseniz, bu şarkı burada biter. Yok eğer 85 milyonun meselesi olarak görürseniz bitmez” anlamına gelen cümleler kurarak, Kılıçdaroğlu’nun hem Saraçhane’deki söylemine hem baba-oğul metaforuna ağır göndermelerde bulundu! Kemal Bey’i adaylıktan vaz geçirmek için araçsallaştırdığı İstanbul’un Belediye Başkanı’nı yeniden güdüledi.
***
Konya’dan eş zamanlı olarak ses veren İstanbul’un Belediye Başkanı, “B planı yok. Kazanacağız” diyerek “adaylık” sinyalini vermeyi sürdürdü.
Ablası Meral Akşener, Fox Tv’nin yayınında “muğlak” ifadeleri peş peşe sıraladıktan sonra, “Ben kendi seçtirdiğim belediye başkanına destek vermek için kimseden izin alacak değilim. Çok kötü çarparım adamı” diyerek doğrudan “bir kesimi” hedef aldı.
Meral Hanım’ın kimi çarpacağını bilmiyoruz.
Ama, “seçtirdiği” adayın şarkısının bitmemesi için hala olanca gücüyle abandığını görüyoruz.
***
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Almanya’da olması nedeniyle belediye başkanını Saraçhane’de yalnız bıraktığını düşünen, İyi Parti lideri Akşener, Fox TV yayınında aynen şöyle dedi,
“16 milyon İstanbullu’nun iradesine el uzatma var. Milli iradeye el uzatma. Tamam. Milli iradeye çökme hadisesine karşılık 84 ya da 85 milyon Türkiye’de yaşayan herkes senin yanında dedim ben. Yani sadece İstanbul’a özel bir çökme değil bu. Bu Türkiye’nin tümünün milli iradesine çökme bu. Ona işaret etmek istedim. Ben bu perspektiften bakıyorum. Bunu sadece İstanbul’un iradesine çökme olarak bakarsak yanılırız.”
Akşener, bu cümlelerden sonra şunları söyledi, “Eğer sadece 16 milyon İstanbullu ile bırakırsanız… O çerçeve içerisine koyarsanız o zaman o şarkı biter. Tecrübe konuşuyor! Şamar oğlanına dönersiniz.”
Yani? Yanisi şu, Sayın Akşener, belediye başkanına “16 milyon İstanbulluya hizmet etmeye devam et” diyen Kılıçdaroğlu’na, “Şamar oğlanına dönersin” diyor.
Akşener’in bu sözleri doğrudan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na söylediği belli.
***
Yayında, Akşener Sayın Kılıçdaroğlu ve çevresine daha ağır sözlerle de yüklendi.
Örneğin, uzun uzun 14 Aralık günü nasıl inisiyatif aldığını anlattıktan sonra, şöyle dedi,
“(Kılıçdaroğlu’nu aradınız mı sorusuna cevaben) Ben aradığımda telefonu kapalıydı. Uçakta sandım. Almanya meselesini unutmuşum. Sonra döndüm bir kalabalık oluşturalım. Bir güç oluşturalım diye Sayın Gültekin Uysal’ı aradım. Ben gidiyorum diye. Bir kısmına da gideceğim diye söyledim.”
“SEÇTİRDİĞİM BELEDİYE BAŞKANINA DESTEK İÇİN KİMSEDEN İZİN ALMAM”
Akşener tam burada birden hiddetlenerek, konuyu bambaşka bir zemine çekiyor.
Diyor ki, “Yanlış anlaşılmasın ha. İzin almaya aramadım. Yani öyle bir durum yok. Benim kimseden izin alma mecburiyetim yok. Söyleyene de çok fena çarparım yani. Öyle bir durum yok.”
Akşener neden izin alması gerekmediğini de bakın nasıl izah ediyor, “Çünkü bu belediye başkanları iki partinin ittifakıyla seçilmiş belediye bakanları. Dolayısıyla bu arkadaşların iyi yaptığı işlerden de biz mesulüz iki parti, kötü yaptıkları işlerin mesuliyeti, sorumluluğu bize ait. Dolayısıyla benim öyle izne mizne ihtiyacım yok”
Meral Akşener, 14 Aralık’ta kimseden izin almadan inisiyatif alarak Saraçhane’de bir kalabalık oluşturmak istemiş ve böylece İstanbul’un Belediye Başkanı’nı yalnız bırakmak istememiş. Bütün mesele o gün için buymuş.
“BEN BÖYLE BİR AHMAKLIK GÖRMEDİM”
Ama bu yaptığı işin “bazı çevrelerce” yanlış anlaşıldığından da şikayetçi.
Diyor ki Akşener, ”Bunun üzerinden bir kesim de yani siyasi nezakete uymuyor dendi. Sonra siyasi saygısızlık haline geldi. Sonra da siyasi terbiyesizlik haline döndü. Demek ki Sayın İmamoğlu’nu, orada yalnız bırakmak, siyasi nezaket, siyasi feraset, siyasi irfanmış. Ve siyasi saygıymış. Siyasi terbiye imiş. Ben böyle bir ahmaklık hiç görmedim!”
Sayın Akşener’in bu sözleri kime söylediğini kestirmek zor değil. Buradan açık açık söylesem, “iftira” diye bağırtacaklardır da biliyorum.
Ama bu son sözler, 6’lı masayı da İyi Parti-CHP işbirliğini de, seçim sürecini de ciddi şekilde etkiler!
Uzun zamandır masanın altından tekmelerim savurulduğunu görmüştük de yekten masanın üstünden yumrukların sallandığına yeni şahit oluyoruz.
Bakalım daha neler göreceğiz, daha neler duyacağız?
Yorumlar97