Şimdi ne oldu? Kim kaybetti? Kim kazandı?

Geçtiğimiz Cuma günü, “Mübah sayılan kuyruklu yalanlar”a isyan eden…

“Dayatma”yı reddeden…

“Ölümle, sıtma arasında tercih yapması” istenilen…

“Milletin sesine kulak vermeyenler”in kurduğu “kumpas”ı faş eden…

İyi Parti lideri Meral Akşener, “kimin kurguladığı” tam olarak hala bilinemeyen (!) bir formül ile masaya “kerhen” yeniden oturtuldu..!

İCRACI CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI OLACAKLAR”DI, AMA…

Dün yaşanan süreci baştan aşağıya anlatacak değilim. Ama, İyi Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu’dan, iki büyükşehir belediye başkanının Akşener’i ziyaretinden sonra, “Belediye Başkanlarının icracı olarak Cumhurbaşkanı Yardımcılığı teklifi yaptık” cümlesini duyduk.

Sonra, Akşener’in masaya dönme ihtimali konuşulurken, “Genel Başkanımız Saadet Partisi’ne değil başka bir buluşmaya gidecek” açıklamasıyla karşılaştık.

Ardından, Saadet Partisi’nin önünde Akşener’in A8 makam aracını gördük.

Masaya geri dönen Akşener’in, iki belediye başkanını “icracı” cumhurbaşkanı yardımcısı olarak Kılıçdaroğlu’na kabul ettirdiği bilgileriyle birlikte…

Tam da bu esnada masanın küçük ortaklarından üçünün “icracı” yeni masa ortaklarına itirazları habercilerin kulaklarına fısıldanıyordu.

Toplantı sürdükçe merak arttı. Nihayetinde, ömrü “CHP zihniyetiyle mücadele ile geçen” rahmetli Erbakan’ın devamı olarak kendilerini tanımlayan Saadet Partisi’nin kapısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ortak cumhurbaşkanı adayı olarak Temel Karamollaoğlu tarafından ilan edildi.

İlan edildi edilmesine de geriye kalan 4 liderin yüzünden düşen bin parçaydı.

Hele hele Meral Hanım’ın yüzünü görünce, “içeride nasıl bir ketenpeleye getirildi” diye düşünmeden edemedim.

Davatoğlu’nun yüzü de, Babacan’ın yüzü de gergindi. Yorgunluklarına verdim. Ama Akşener’in, akşam yemeğine de kalmadan arka kapıdan olay yerini terk etmesi kafamda bir çok sorunun oluşmasına neden oldu.

Hele hele, Kemal Bey’in 11 maddelik mutabakat metninden bahsedip daha sonra 12 maddelik metnin son maddesindeki ifadeleri görünce, kafamdaki sorular daha da fazlalaştı.

Akşener’in sözcüsü, “İki belediye başkanına icracı cumhurbaşkanı yardımcılığı önerdiklerini” söylemişti. Bu öneri kabul edildiği için Akşener masaya dönmüştü. Ama metinde, aynen şu ifade vardı,

“İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Sayın Cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda ve tanımlanmış görevlerle Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanacaklardır.”

Ee hani burada “icracı” olacaklarına ilişkin bir ibare?

Gün boyu İyi Parti çevrelerinden sürekli, “Cumhurbaşkanlığı kabinesini bu iki belediye başkanının yöneteceği”ne ilişkin bilgiler paylaşılmıştı.

Ortak bildiride, “Bütün Genel Başkanların, Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağı” bilgisinin yer alması içeride epeyce bir patırtının koptuğunun delili niteliğindeydi.

Küçükler alacağını almış. Her birine birer cumhurbaşkanı yardımcılığı birer bakanlık verilmiş. Biz biliyoruz ki daha önce Davutoğlu’nun açıkladığı anlaşmaya Akşener’in itirazı vardı.

Bu itiraz da rafa kalkmış.

KILIÇDAROĞLU KAZANDI. AKŞENER VE İKİ BELEDİYE BAŞKANI KAYBETTİ

Gece geç saatlerde, CHP Genel Merkezi önünde açıklama yapan Kemal Kılıçdaroğlu şöyle bir cümle kurdu, “Uzun bir yoldan geliyorum!”

Doğru, Kemal Bey, uzun bir yolu ve zor bir süreci bize göre, kah susarak, kah mavi boncuk dağıtarak yürüdü ve hedefine ulaştı. Artık millet ittifakının ortağı. Ama bir farkla, bu kez 6’lı değil 8’li masanın ortağı olarak.

Kemal Bey’i adaylığı nedeniyle tebrik ederim.

Bu sürecin kaybedeni, Akşener ve iki belediye başkanıdır. Kazananı Kemal Kılıçdaroğlu ve küçük partilerdir.

Böyle bir kazanan ve kaybedenin olduğu ortamda, Akşener ve arkadaşlarının kampanya sürecinde nasıl davranacağı merak konusudur.

DÜNE KADAR “KAZANAMAYACAK ADAY” OLAN BUGÜN “KAZANACAK ADAY” OLMUŞSA…

Düne kadar “kazanamayacak aday” olan Kılıçdaroğlu, bugünden itibaren “kazanacak aday” mıdır?

İyi Partililer kerhen destek verdikleri, Kılıçdaroğlu’nu kampanya sürecinde sahada nasıl savunacaklar?

Acaba diyorum, Akşener ve arkadaşları, “Birinci parti olmak için” çalıştıkları kadar, Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi için de çalışır mı? Yoksa önceliği parlamentoda daha fazla sandalye etmeye mi ver?

AKŞENER’İN GERÇEKTEN BELEDİYE BAŞKANLARI MI İKNA ETTİ?

Son olarak iki soru soralım.

Akşener’i, belediye başkanları “icracı cumhurbaşkanı yardımcısı olacaklar” diye ikna edip, masaya oturtanlar kimlerdi?

Masaya oturuncaya kadar CHP medyasının linç ettiği Akşener bundan sonra o mecralarda nasıl yer alacak?

Çok fazla soruların oluştuğu ama aynı zamanda siyasal tarihimize olağan üstü pazartesi olarak girecek bir günü tamamladık.

Olanda hayır vardır.

Hani Ahmet Amiş Efendi’den nakletmiştik ya, “Olan olmuştur, olacak olan da…” diyor…

Takip etmeye devam ediyoruz.

***

Muhatabına Not: Hatırlarsanız, “Kılıçdaroğlu 6’lı masanın ortak adayı olursa kamuoyundan özür dileyeceğim” demiştim. Bazı arkadaşlarım, “özür dilemelisin” dedi. Bazılarıysa, “Sen 6’lı masa dedin şimdi 8’li masa oldu özür dilememelisin” diyor.

Evet biz bu konuda yanıldık. Kemal Bey, bütün denklemi kendi lehine çevirdi ve aday oldu. Bize de hem bir özür… hem de bir tebrik yakışır.

Bilmem anlatabiliyor muyum?