Kur’an’ı Kerim bize sıklıkla peygamber kıssaları anlatır. Neden acaba?

Yine, Kuran’da, zamanı ve mekanı tam belli olmayan bir çok olay anlatılır ve bir çok ismi bilinmeyen insanların hayatı anlatılır. Neden acaba?

Kur’an bir tarih kitabı değildir ama sürekli “hafıza”mızı canlı tutmamız için örnekler verir.

Firavun’u da biliriz o yüzden, Musa’yı da… Roma’nın zulmünü de biliriz, İsa’yı da. Zekeriya’yı da biliriz Meryem’i de…

Kur’an bize geçmişi periyodik tekrarlardan oluşan bir ritimle hatırlatır.

***

Bir de tarih bilimi var. Geçmiş milletleri, devletleri, kavimleri, insanları araştırıp bugüne aktaran. Tarih bilimi neden var acaba?

Bundan birkaç yıl öncesini de birkaç bin yıl öncesini de araştırıp kayıtlara geçiren bir bilim.

Ve tarih bilimi, sosyal bilimlerin anası sayılır. Neden acaba?

Yoksa tarih de tıpkı Kuran’daki gibi “hafıza”mızı canlı tutmamız için mi vardır?

Evet!

Hafızamızı diri tutmamız için hem ilahi, hem beşeri “uyarı” metotları, araçları var.

Çünkü…

***

Evet… Çünkü, “Hafızai beşer nisyan ile malüldür!” İnsan hafızası unutmak üzerinedir. Ve bunu bilenler, sıklıkla “hafıza”mızı sıfırlamak için türlü yollar denemektedir. Hatta, tarihi tahrif ederek bile o hafızayı silmek için kullanırlar.

Tıpkı bugünlerde olduğu gibi.

SEÇİME GİDERKEN HAFIZAMIZI SIFIRLAMAK İSTEYENLER VAR FARKINDA MISINIZ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimi erkene alma kararnamesini imzaladı. Yüksek Seçim Kurulu, 14 Mayıs Tarihini ilan etti. Işık hızıyla seçime gidiyoruz.

Tam da bu aşamada, 6’lı masanın ortakları ve paydaşları arasında geçmişte olup bitenleri hatırlatmak kimilerine göre “suç” ve ayıplanası bir “kusur” olarak görülmeye başlandı.

Örneğin, Rahmetli Erbakan’ın ömrünü “CHP zihniyeti ile mücadele ettiği”ni hatılattığınız da “O geçmişte kaldı” diye başlayan cümleler duyuyorsunuz.

Yine, “Düne kadar laiklik üzerinden, dindar muhafazakarları ötekileştirenler, bugün kendilerini o kesimin temsilcisi sayanların partisinin önünde cumhurbaşkanı ilan edilmesini anlamakta zorluk çekiyoruz” dediğinizde, “kindarsınız” diye başlayan, meseleyi mecrağından koparıp, tehlikeli noktalara taşıyanlar oluyor.

Menderes’in başına gelenleri hatırlatmanız da sorun, Erbakan’ın ömrünün son deminde hapisten kurtarmak için Erdoğan ve arkadaşlarının çıkarttığı yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götürüp iptal ettiren CHP’liler içerisinde Kılıçdaroğlu’nun olduğunu hatırlatmanız da…

Çünkü, bizden hafızamızı sıfırlamamız, geçmişi unutmamız bir şeyi “kabul etmemiz” isteniyor!

Bunu cumhuriyet elitleri bir alışkanlık olarak hep yaptılar.

Ama milletlerin hafızaları öyle kolay kolay silinmez.

Sosyal hafızanın 400 yılda silindiğine ilişkin veriler var. Ve bir çok örnek de ortada.

Bunu bildikleri halde, toplumun hafızasını silmek için bugünlerde tam saha pres halindeler. Kim nerede hangi “hafıza tazeleme” cümlesi kursa anında itibarsızlaştırma cihetine gidiyorlar.

Ama nafile…

Çünkü bu milletin elinde sürekli hafıza tazeleyen kutsal metinleri var.

Çünkü, bu milletin yaşanmışlıkları var.

Çünkü bu milletin hafızasını diri tutacak geçmiş tecrübesi var.

Yanılıyor muyum?