Üst üste stratejik hatalar yapan İyi Parti lideri Akşener, partisinin avucunun içinden kayıp gittiğini gördükçe daha da agresifleşiyor fark ettiniz mi?

3 Mart’ta masadan kalkarken ortaklarına ağıza alınmayacak hakaretlerle yüklenen, “kumar masası, kuyruklu yalan, kişisel ikbal, ölümle sıtma arasına sıkıştırıldık” diyen Akşener, masaya geri döndüğünde de “yeterrr” diye bağırmış ama neticede Saadet Partisi’nin kapısında “Seçilemeyecek aday” olan Kılıçdaroğlu’nun adaylığına “evet” demişti de partisinde deprem olmuştu.

AKŞENER, İMRALI’YA GİDEN İSMİ DEĞİŞTİRİLMİŞ BİR YARGI MENSUBUNDAN BAHSETTİ! PEKİ İSPATLAYABİLECEK Mİ?

O gün bugündür eriyen partisini bir türlü toparlayamayan Akşener, dün gece Habertürk’te çok tartışılacak bir iddiada bulundu.

 İktidarın yargıdan bir ismi PKK terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan’la görüşmesi için İmralı Cezaevi’ne gönderdiğini ve o ismi bildiğini söyledi Akşener.

"Siyasetçi olsa vallahi söylerim” diyen Akşener, “Yargıdan birini gönderdiler. İsmini değiştirerek gitti. Kimin gittiğini, nasıl gittiğini biliyorum" dedi.

KILIÇDAROĞLU’NA RESMİ DESTEK VEREN HDP’LİLER  İLE TERÖR ÖRGÜTÜ PKK, ÖCALAN VE DEMİRTAŞ’IN ÖZGÜRLÜK SEÇİMİ” DEMİYOR MU?

İddia öyle üzeri kapatılacak bir iddia değildir. Fakat bizi ilgilendiren kısmı daha farklı.

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na “resmi destek” açıklaması yapan HDP’nin tüm sözcüleri, 14 Mayıs seçimininin kendilerince “tüm tutukluların özgürlüğü” anlamı taşıdığına ilişkin açıklamalar yaptı.

HDP’nin yine önemli isimleri, bu seçimlerin Öcalan ve Demirtaş’ın cezaevinden çıkarılacağı bir seçim olacağını ilan ettiler. Aynı minvaldeki açıklamalar Kandil’deki terör baronları tarafından da yapıldı. Ve 14 Mayıs’ın bir “fırsat” olduğu söylendi.

Bu açıklamalar karşısında, “Yok öyle bir şey” demeyen Kılıçdaroğlu bilakis, “Avrupa Birliği ile vize muafiyetini sorununu çözecekleri”ne ilişkin Habertürk’te yaptığı açıklama ile “Terörle Mücadele Yasası’nı değiştirecekleri” imasında bulundu..!

O cümlenin, Avrupa Birliği’nin vize muafiyeti konusunda Türkiye’ye dayattığı  “Terörle Mücadele Yasası’nı değiştirin” emrini yerine getirme taahhüdü olduğunu bu köşede yazmıştık.

Yine Sayın Kılıçdaroğlu’nun, her fırsatta, “Demirtaş’ın özgürlüğünü istiyorsanız. Kavala’nın özgürlüğünü istiyorsanız bize katılın” dediğini hatırlayacaksınız. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile devletten uzaklaştırılanlara bile “geri dönme” vaadinden bulunan Kılıçdaroğlu’nun bir genel afa hazırlık yaptığı yorumları da yapıldı.

Hal böyle olunca, 6’lı masanın milliyetçi ve Atatürkçü oyları Cumhur İttifakı’na ve muhalefetin diğer partilerine kaydı. İyi Parti hızla oy kaybetti!

***

Aydun Çıray gibilerinin “Partimizin oyları baraj altında” açıklaması yapmasıyla birlikte Akşener’in agresif muhalefet dilini seçmesine neden oldu.

Hırsız kovalayan güvenlik görevlisinin ruhsatlı silahından çıkan iki merminin İstanbul İl Binası’na isabet etmesini fırsat bilip Meclis Grup Kürsüsü’nden ortalığa boş kovan fırlatan Akşener o gün “Söz mü” diye başlayan ahitleşme yapmıştı hatırlayın. O ahitleşmede, “Her türlü iftiraya karşı koyacaksınız söz mü” diye başlayan cümleleri daha sonra İyi Parti resmi internet sitesindeki grup konuşmasından çıkartıldı.

Akşener o gün bugündür agresif siyasetini sürdürüp, bir de mağduriyet üretmeye çalışıyor.

Dün bir den göz yaşları eşliğinde eski FETÖ’cülerden birinin kendisiyle ilgili yıllar önce yaptığı “ahlaksız ithamları”na değindi!

Akşamında da “iktidar İmralı’ya ismi değiştirilmiş bir yargı mensubunu ‘uzlaşma’ için gönderdiği”ni iddia etti.

EVET SIKIŞAN BİRİLERİ VAR AMA O NE İKTİDAR NE DEVLET! PKK VE HDP TERÖRLE MÜCADELE SONUCUNDA KÖŞEYE SIKIŞTI

Bütün bu olup bitenleri görünce şu tespiti yapmak gerekiyor!

Devlet iktidarıyla güvenlik bürokrasisiyle oturdu ve bir karar aldı. 2016 Ağustos’undan bu yana terörle mücadele konsepti değişti. O günden sonra terörü kaynığında yok etmek için olağan üstü bir çaba sarf ediliyor.

Ve bu yeni konseptin neticesidir ki PKK ele başları inlerinden kafalarını bile çıkartamıyor. Hani yine o elebaşlarından birinin sözünden nakledelim, “Bunlar tek bir terörist kalmayıncaya kadar imha edececeğiz diyor. Hepimizi imha edecekler” diyor.

Böyle bir ortamda, sıkışan bir kesim var doğru. Ama bu kesim, ne iktidar ne Türkiye! Terörle mücadelede elde edilen başarı sonucunda HDP ve PKK köşeye sıkışmış durumda. Ve her fırsatta, “çözüm süreci” değil belki ama mutlaka bir “irtibat”, “diyalog”, “iletişim” kurma derdinde!

Sıkışanlar PKK ve müzahirleri yani.

Onun için HDP ve PKK’nın Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na yekten destek vermesi, olası seçimleri kazanması ihtimaline karşı şimdiden pazarlık gücünü artırmak için.

Ama Sayın Akşener, partisinin avucunun içinden kayıp gittiğini gördüğü için panikle agresif muhalefetini sürdürüyor.

O yüzdendir ki daha önceki gibi yapıyor.

AKŞENER, KONYA VE TOKAT’TA SİLAHLI ADAMLARIN EĞİTİM KAMPI VAR” İDDİASINI İSPATLAYAMAMIŞTI

Ne yapmıştı hatırlayalım. 2018’in Ocak ayında, “Konya ve Tokat’ta silahlı adamların eğitim yampları var”  demişti. Akşener bunu hiçbir zaman ispatlayamadı.

Aynı Akşener bugün de İmralı’ya giden ve ismini değiştiren bir yargı mensubunun Öcalan ile görüştüğünü öne sürüyor!

Bakalım ismini dahi bildiği yargı mensubunu ve o İmralı’da gerçekleştiğini öne sürdüğü görüşmeyi açıklayabilecek mi?

Seçim sürecinde son düzlüğe girerken çok daha ilginç gelişmelere şahit olacak gibiyiz.

Takipteyiz.