Son düzlükte Erdoğan büyük bir motivasyonla arayı açıyor, rakipleri çareyi “çamura yatmak”ta arıyor
- GİRİŞ10.05.2023 08:12
- GÜNCELLEME11.05.2023 08:14
“Yüz yılın seçimi”ne 4 gün kaldı. “Osmanlı’dan bu yana en önemli seçim” için sayılı gün kaldı.
İki ittifakın iki adayı arasında geçeceği belli olan Cumhurbaşkanlığı yarışında artık son düzlükteyiz.
Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında Ramazan Bayramı’na kadar başa baş bir yarış sürerken şimdi ibre bir aday lehine dönüyor.
Makas bayramdan bu yana her geçen gün adım adım açılıyor. Erdoğan, yarışta öne geçiyor.
KILIÇDAROĞLU’NDA TUHAF BİR TELAŞ VE GERGİNLİK
Erdoğan’ın motivasyonu her geçen gün artarak yükseldi.
Kılıçdaroğlu’nunki ise her geçen gün düştü. Bunu yaptıkları mitinglerde ve televizyon programlarında bile görebilirsiniz. Hele ki CHP medyasının ve liderinin “montaj-dublaj kaset” iddialarını dillendirmelerinden bu yana insicam bozulmuş görünüyor!
Kılıçdaroğlu, panik, telaş ve gerginlik emareleri gösteriyor.
ERDOĞAN BİR MARATON KOŞUCUSU
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yakından takip edenler iyi bilir… O bir maraton koşucusudur. Nefesini ona göre ayarlar. Amacı maratonu nihayete erdirmektir. İpi göğüslemektir. Onun için de zamanlamasını ayarlar, planlarını yapar, yarı yolda havlu atmaz. Son düzlüğe kadar enerjisini ekonomik kullanır. Son düzlükte de depar atar. Hep böyle olmuştur. Şimdi de öyle oluyor!
Bir ay öncesine kadar konjonktürel olarak geriden geldiği maratonda, önce başa baş… Son düzlüğe girilirken de boy farkıyla öne geçti.
Şayet bu birkaç gün içerisinde “olağanüstü bir şeyler olmaz ise”, Erdoğan, ilk turda yeniden cumhurbaşkanı olmak üzere.
KILIÇDAROĞLU ŞU ANA KADAR DANIŞMANLARININ SÖZÜNDEN ÇIKMADI
Kılıçdaroğlu, yıllardır siyasetini CHP’deki iktidarı için kurguladı. Ve başardı. Erdoğan’ın karşısına cumhurbaşkanı adayı olarak daha önceki iki seçimde de çıkamadı.
Ama hakkını teslim edelim bu kez 6’lı masayı kurarken de…
Adaylığını o masaya dayatırken de…
Sonradan yanına eklemlediği danışmanlarının sözünden hiç çıkmadı.
Ve daha önce cesaret edemediği adaylığı; bu kez çölde bir bedevinin bir yudum suya olan iştahı gibi istedi!
Partisi içindeki rakipleri de parti dışındakileri de bir bir bertaraf edip ortak aday oldu. Ortak adaylığı sadece kurduğu ittifak ortaklarıyla sınırlı kalmadı HDP’nin ve TİP’in de ortak adayı Kılıçdaroğlu.
Kendisine “Türk milliyetçisiyim” diyen İyi Partililerle, “100 yıllık Cumhuriyeti değiştireceğiz” diyen HDP’lilerin ve “Bu devlete düşman olmak hakdır” diyen TİP’lilerin de ortak adayı Kılıçdaroğlu.
O kadar değişik kesimlerden destek alıyor ki… Örneğin PKK terör örgütünün Avrupa ayağı da Kandil baronları da Suriye kolu da Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesi gerektiği yönünde aleni, açıktan fütursuzca açıklamalar yapıyor.
Çok farklı toplumsal kesimlerle birlikte Batı medyasının da doğrudan desteklediği Kılıçdaroğlu son düzlükte, “İktidara geldiğimizde Türkiye’nin dış politikasını yüzde 180 oranında değiştireceğiz” dedi.
Meydanlarda “küçük ortakları”nın zaman israfı karşısında motivasyonu bozulan destekçilerini bile harekete geçirmekte zorluk çekerken bunu söyledi. Bu arada önce bulduğunu, sonra getirdiğini, sonra da söz aldığını söylediği 300 milyar dolar meselesini ağızına almamaya başladı!
Çünkü, kendi medyasının gündemde tuttuğu “kaset meselesi” ziyadesiyle aklını karıştırmış durumda.
Bu nedenle son düzlükte nefesi ipi göğüslemeye yetmeyecek gibi.
***
Ramazan Bayramı’ndan bu yana sahayı forse edin Erdoğan’ın, rakipleri de aralarında tartışmayı sürdürünce… Tablo değişti.
Türkiye’deki seçimlere Batı medyasının doğrudan müdahil olması da bardağı taşıran son damla oldu. Meydanlarda dip dalga yükseldi!
MİLLET İTTİFAKI VE ORTAKLARI HDP’DE İNSİCAM BOZULDU
Seçimlere sayılı gün kala, Erdoğan rakipleri dahil toplumun tüm kesimlerine, “Birlikte kazanacağız” mesajı veriyor.
Rakipleri, birlikte yaptıkları mitinglerde bile birbirine laf sokmaktan geri durmuyor.
Katıldıkları televizyon programlarında masa ortaklarına laf çarpıyor. Doğmamış çocuğa don biçip, bakanlık paylaşımları yapıyor.
Büyük partinin mitinginde en uzun konuşmayı en küçük partinin lideri yapınca, akşam yayına çıkan ortaklardan biri küçüklerin bakanlık beklentisini boşa çıkartıyor!
İNSİCAMI BOZULAN MUHALEFET ÇAREYİ PROVOKASYONDA ARIYOR
Tam da atmosfer muhalefet aleyhine dönünce birileri çareyi provokasyonlarda aramaya başladı.
En ufak bir taşkınlık, en ufak bir eleştiriden büyük bir mesele elde etmek üzere can hıraş çabalanıyor.
Sosyal medyadan doğrudan çağrılar yapılıp, “destek vermeyenler” aleni olarak “hesap sorulmak üzere” fişleniyor!
***
Seçime birkaç gün kala, Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan, toplumun tüm kesimlerine dokunmanın yolunu buldu.
Ücretlilerden, dar gelirlilere, orta sınıftan işadamları ve üreticilere kadar her kesime dokunan reklam kampanyaları, televizyon programları, saha çalışmaları yapılıyor.
Ve hepsinin karşılığı misliyle alınıyor.
“BEN BAŞBAKAN OLACAĞIM” DİYEN İTTİFAK ORTAĞININ ANLAM DÜNYASINI ANLAYAMAMAK
Millet İttifakı ve Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu ise toplumsal kesimler arasındaki gerginliği tırmandıran, geleceğe dair ümit vermeyen, genel geçer ifadeler kullanmaktan başka bir şey söylemiyor.
Hele ki ittifakın ikinci büyük partisinin genel başkanı hanımefendi, pandomim mi desek tiyatro mu desek bilemediğimiz bir tarz ile bir takım jest ve mimikleri de eklediği konuşmalarında PKK’ya söylenen sözleri üzerine alıyor. PKK teröristleri için söylenmiş, “dinleri var mı” ifadesini de “Onları Gabar’a gömeceğiz” ifadesini de kendi üzerine alıyor.
Partilileri dahil bir çok insan ittifakın “Ben başbakan olacağım” diyen ortağının dilini ve anlam dünyasını çözemiyor!
Bunun üzerine bir de ortağı CHP’nin seçmenine “Bir tek cik, bir tanecik oy da bana verin” diyor.
“ONU YEDİRMEYİZ” DİYEN SESSİZ YIĞINLARIN OLUŞTURDUĞU DİP DALGA
Terör örgütü PKK’nın tüm aktörlerinin canhıraş bir şekilde Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması, milletin tüm duygularını harekete geçirdi.
Hele ki dış basının yani Batı emperyalizminin sözcülüğüne soyunmuş olan medya organlarının Erdoğan’ın gitmesi gerektiğine dönük yayınları… Türkiye’de uzun süredir sessizce bekleyen büyük kitleleri harekete geçirdi.
Sosyal medyayı pek kullanmayan, kitle iletişim araçlarındaki horoz döğüşlerinden hazzetmeyen, işinde gücünde, tarlasında tabanında olan millet, hiçbir araya gelmeyeceklerin bir araya gelip Erdoğan’ı “götürme” girişimi karşısında güçlü bir tepki verdi.
Meydanlarda, sokaklarda, caddelerde “Erdoğan’ı size yedirmeyeceğiz” diyenlerin sessizliğini anlayamayanlar şimdi büyük bir şok yaşıyor!
AMAN KÖTÜLERİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRÜLMESİN, AMAN..!
Son birkaç gün çok önemli
Bir provokasyon olmasın diye…
Bir kişinin burnu bile kanamasın diye…
Emniyetinden jandarmasına, istihbaratına kadar herkesin teyakkuzda olma gerek.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
Yorumlar90