“Dersimli Kemal’im ben, devrimci Kemal’im” diyen Kılıçdaroğlu oturduğu Mustafa Kemal’in koltuğundan kalkar mı
- GİRİŞ11.06.2023 08:58
- GÜNCELLEME12.06.2023 09:02
Seçim bitti. CHP’de işler arapsaçına döndü.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim öncesi halinden eser yok artık. Yüzündeki ifade çok ama çok farklı. Yorgun ve kaygılı!
Çünkü, “oğul” çoktan baş kaldırdı. “Oğul”un ulufe dağıttıkları çoktan “kelle” istedi. Çok güvendiği medyasından fazlasıyla “çatlak ses” yükseldi!
***
Kılıçdaroğlu’nun Sözcü Tv’deki yayınını izledim. Doğrusu, İsmail Saymaz ve Uğur Dündar’ın soruları karşısında zaman zaman öfkelenen, zaman zaman topu taca atan Kılıçdaroğlu uzun zamandır hiç bu kadar “çaresiz” görmemiştim!
Çaresizdi..! “Kurultayda ben aday değilim” diyemedi. “Bu partinin 100 yıllık parti geleneği var sıradan biri aday olamaz” dedi. “Delegeyi arayıp, bana oy verin demem” dedi. “Aday olacaklar çalışsınlar” dedi. “Bu zamana kadar hiç ben adayım demedim” dedi!
Küçük partilere verilen 38 milletvekili konusunda yapılan eleştirileri “demokrasi” kisvesi altında verdiği cevaplarla topu taca attı…
Lakin, yayın boyunca gözlerindeki kaygı hiç yok olmadı. Mütereddit ifade yüzünden hiç eksik olmadı. Zaman zaman İsmail Saymaz’a öfkelenmekten kendini alamadı. “Kaç kere söyleyeceğim kardeşim” bile dedi.
KILIÇDAROĞLU, ERDOĞAN’IN MUTLAK ZAFERİNİ, KENDİSİNİN MUTLAK HEZİMEZİ OLARAK GÖRMÜYOR!
Sözcü’deki Kılıçdaroğlu ile seçim dönemindeki Kılıçdaroğlu arasında taban tabana zıt bir ruh hali vardı.
Artık, seçim CHP’de olacak ve bu seçim Kılıçdaroğlu için cumhurbaşkanlığı seçiminden daha çetin geçecek.
Diyor ki Kılıçdaroğlu, “Bu sonucu başarısızlık olarak kabul edemeyiz!!”
Yani, Erdoğan’ın mutlak zaferi için kendilerinin mutlak hezimeti olarak görmüyor.
Ki, ikinci turda aldığı yüzde 47 küsurluk oyun tamamını kendi hanesine yazıp CHP’deki liderliğini pekiştirmek istiyor.
MEĞERSE KILIÇDAROĞLU HİÇ ADAY OLMAK İSTEMEMİŞ..! TABİİ İNANIRSANIZ
Bu arada, Kılıçdaroğlu’na yöneltilen, “Neden belediye başkanlarından birini aday göstermediniz de kendi adaylığınızı dayatınız” minvalindeki soruya, “Ben hiç zaman aday olayım demedim ki” diye cevap vermesinin yakıtlara geçmesi lazım.
Hani şu 3 Mart’ta Akşener’in “dayatma var” diyerek masayı terk ettiği süreçte meğerse Kılıçdaroğlu masaya bir “dayatma” yapmamış. Baksanıza, “Ben aday olayım demedim. Masanın kararına saygı gösterdim” diyor! İnandınız mı?
Bu cümlenin arkasına, “Benim kültürümde, geleneğimde böyle bir şey yok” demesi de enteresan.
Muharrem İnce’nin başına gelenler konusunda meğerse Kılıçdaroğlu’nun hiç dahli yokmuş mesela.
6’lı masanın ortak adayı olarak ilan edildiğinde Kılıçdaroğlu, mecburen aday olmuş. Aday gösterildiği için kabul etmiş, mesela. İnanırsanız tabii!
BELEDİYE BAŞKANI “ARMUT PİŞ, AĞIZIMA DÜŞ” DİYOR
İstanbul’un belediye başkanı cenahında ise “değişim” ile başlayan cümle, biraz daha ete kemiğe büründü. Lakin, yekten Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkacak “cesaret”i henüz bulmuşa benzemiyor.
Zaten cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de genel başkanı ile arasındaki gerginliği sağır sultan bile duymuşken, “Genel başkanım ile aramızı kimse bozamaz” minvalinde lakırtılar mırıldanıyordu.
Yine aynısını yapıyor. “Armut piş, ağızıma düş” diye bekleyen bir üslubu var.
Risk almadan, medya kalemşorları (tetikçileri mi deseydim acaba) sayesinde Kılıçdaroğlu’nun defterini düreceğini ve altın tepside CHP Genel Başkanlığı’nı alacağını umuyor.
Hoş. Umduğuyla kalabilir!
Çünkü, “Kurultay çağrısı yaptık. Şayet şu anki delege ile genel başkanlık seçimi yapılsaydı bana yapılan eleştirilerde haklı olabilirdiniz. Ama ilçe, il kurultayları sonrası seçimli büyük kurultay yapılacak” diyen Kılıçdaroğlu’nun “Sıradan biri CHP’ye genel başkan olamaz” cümlesinde kesinlik vardı.
İstanbul’un belediye başkanı “pop-star” edasıyla etrafta fink atarken, “İstanbul için ne yaptın da CHP’nin Genel Başkanlık makamına tabisin” sorusu sorulduğunda verebileceği cevap pek yok!
KILIÇDAROĞLU İÇİN MUSTAFA KEMAL’İN KOLTUĞUNDA OTURMANIN ANLAMI BÜYÜK
Dahası..
Kılıçdaroğlu ve dar çevresinin CHP Genel Merkezi’ndeki varlık sebebi, sadece “politik bir mücadele” ile izah edilemez. Çok daha “derin” bir anlamı var.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
CHP küçülebilir. CHP’de iç savaş şiddetlenebilir…
Ama, “Dersimli Kemal’im ben, devrimci Kemal’im ben” diyen Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal’in koltuğunda oturmaya devam eder.
Yanılıyor muyum?
Yorumlar49