6 Şubat depremlerinden sonra mümkün olan her fırsatta bölgeye  gidip, depremzedelerin sorunlarını yerinde görüp sizlerle paylaşmaya çalışıyoruz.

Bu bağlamda iki gün önce yolumuz Kahramanmaraş’a düştü. Kahramanmaraş Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek ve ekibiyle uzun görüşmeler yaptık. Vatandaşlarla sohbet etme şahsı bulduk.

***

Depremin yaraları tahminimizden daha hızlı sarılıyor. Deprem bölgelerindeki insanlarımız hayata, tahmin etmediğimizden daha hızlı adapte oluyor.

Hayat, bütün acılara, bütün kayıplara rağmen devam ediyor!

Buraya kadar tamam!

***

Yine depremin ilk anından şu ana kadar tek tük istisna hariç, devlet-millet birlikteliği olağan üstü.

İnsanlarımız, siyasetçilerimiz, bürokratlarımız, devlet adamlarımız yaranın sarılması ve bölgenin ayağa kalkması için üzerine düşeni yapıyor.

Bu da tamam..!

Ama, evet ama, bazı sorunların varlığını bilmek, devam ettiğini söylemek ve çözümü konusunda tavsiyelerde bulunmak da gerek.

***

Onikişubat Belediyesi’nin ana binasında ziyaret ettiğimiz Başkan Hanefi bey, ilçelerinde yıkımın diğer bölgelerden  daha az olduğunu söyledi. Çünkü ilçedeki yerleşim hem dağ eteğinde hem binalar yeni. Başkan ilçelerindeki hiçbir kamu binasının yıkılmadığına işaret etti. Belediyenin akıllı binasının ürettiği elektrik ve depoladığı yağmur sularının depremin ilk  günlerinde hayati rol oynadığını anlattı.

6 Şubat günü belediye binasına tam 3 bin K.Maraşlı sığınmış. Daha sonraki günlerde bin vatandaşımız belediye binasında misafir edilmiş.

Hatta, bizi belediyeye  getiren araç binanın önünde durduğunda hemen ileride kırmızı plakalı bir  makam aracı  vardı, “Bu kimin aracı” diye sorduğumuzda “Vali beyin” cevabı aldık.  K.Maraş’ta depremde valilik binası yıkıldığı için Onikişubat Belediyesi Binası’nın en üst katı hızlı bir şekilde valiliğe tahsis edilmiş. 9 aydır vali bey ve valilik personeli burada çalışmalarını sürdürüyormuş.

DEPREM BÖLGESİNDE YERİNDE DÖNÜŞÜMDE SONUNLAR VAR

Yaralar sarılıyor, çalışmalar devam ediyor ama önemli bir sorun da var.

O da, “Yerinde dönüşü”mde yaşanan sorunlar.!

Vatandaşların bir kısmı, binalarının “Ağır hasarlı” olduğuna inanmıyor. “Gelinsin, bir daha tespit yapılsın” diyor. Binalarının iyi  bir tadilat ve güçlendirme ile oturulabilir olduğuna inanıyor.

Yine vatandaşların bir  kısmı binalarının “Orta hasarlı” olduğuna inanmıyor. “Gelsinler, bir daha tespit yapsınlar. Bu bina ağır hasarlı” diyorlar. Tadilat ya da güçlendirme ile binada oturulamayacağına inanıyorlar.

Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek’e konuyu soruyoruz. Diyor ki, “Bu tür şikayetler çok. Hatta yerinde dönüşüm için kat fazlalığı sorunu da vardı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bürokratlarıyla yaptığımız çalışma ile onu  çözdük. Ama, depremin ilk günlerinde binalarda yapılan ‘hasar’ tespitleri biraz aceleye geldi. Sorunlar var” diyerek vatandaşın şikayet ve iddialarını doğruluyor!

“Yeni yasa ile biz vatandaşlarımızı  bir araya getiririz. Anlaştırırız. Hatta onlara müteahhit bile buluruz. Siz de haklarını verin diyoruz” diye de ekliyor!

****

Yıl sonuna kadar, yeni yerleşim alanlarına inşa edilen konutların önemli bir kısmı bitecek ve hak sahiplerine verilecek.

Ancak, yerinde dönüşüm için yıkım bekleyen binaların hak sahipleri ile… “Yeniden tespit yapılsın. Güçlendirme ile kurtarılacak bir  çok bina var” diyen vatandaşların sorunları çözüm bekliyor!

***

Geçtiğimiz hafta yürürlüğe giren yeni “Kentsel Dönüşüm Yasası” da işleri hızlandırabilir.

Ama deprem bölgesindeki yerinde dönüşüm meselesinde Çevre Bakanlığı’nın “yeniden hasar tespit” için kolları sıvaması ve biraz acele etmesi gerekiyor diye düşünüyoruz.

Yerel yönetimler ile hükümetin birlikte deprem yaralarını sarması için ortam müsait. Depremzedeler ise, kolay ulaşabildikleri için daha çok yerel yönetimleri sıkıştırıyor haberiniz olsun.

***

Büyük bir felaket yaşadık,  6 Şubat’taki iki büyük deprem ile. 50 binin üzerinde insanımızı toprağa verdik. Neredeyse 10 milyonunun üzerinde insanımız doğrudan etkilendi depremden. Maddi kaybımız 100 milyar doların üzerinde.
Ve yaramızı sarmak için çabalıyoruz.

Bu çabamızda depremzedelerin bazı “haklı” talep ve serzenişlerine kulak kabartmakta yarar var.

Ne dersiniz?