13 yıl önce Mısır’da “laiklik” vurgusu yapan Erdoğan, bugün BAE’de demokrasi tonlu konuşursa…
- GİRİŞ14.02.2024 08:34
- GÜNCELLEME16.02.2024 12:50
DUBAİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2011 yılında Mısır’da yaptığı, laiklik vurgusuna benzeyen bir vurguyu Dubai’de yaptı dün.
Erdoğan bundan 13 yıl önce Mısır televizyonuna verdiği mülakatta şöyle demişti, “Laik bir rejimde insanların dindar olma ya da olmama özgürlüğü vardır. Ben Mısır'ın da laik bir anayasaya sahip olmasını tavsiye ediyorum. Çünkü laiklik din düşmanlığı değildir. Laiklikten korkmayın.”
O gün, Mısır için tarihi bir çağrıydı Erdoğan’ın yaptığı ve şayet yaşanan süreçte Mısır’ın o günkü iktidarı bu çağrıya kulak verebilseydi belki şimdi çok daha farklı bir ortamda olacaktı.
“GAZZE’DE SOYKIRIMI DURDURAMAZSAK NASIL YAŞANABİLİR DÜNYADAN SÖZ EDEBİLİRİZ”
Dubai’de önce Emine Erdoğan Hanımefendi’nin “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 2045: Dünyamızın Geleceğine Yön Vermek” programındaki konuşmasını takip ettik.
Hanımefendi, konuşmasına çevre duyarlılığı ve sıfır atık projesinin önemini anlatarak başladı.
“Kirletilen deniz, hepimizin kıyısına vururken, kirletilen hava hepimizi zehirlerden, küresel ısınmanın şiddeti hepimizi yakarken, mücadeleyi ayrı ayrı süremeyiz” uyarısında bulundu.
Nesiller arası adaleti sağlamak, çocuklara yaşanabilir bir dünya bırakmak için mücadele edilmesi gerektiğini belirten Emine Erdoğan Hanımefendi, “Ancak Gazze’deki soykırımı insanlık adına durduramazsak, Ukrayna’dan Yemen’e ve Afrika’ya den, çatışma ve açlık sorunlarında ortak hareket edemezken, daha yaşanabilir bir dünyaya nasıl ulaşabilir” diye sordu.
“TÜRKİYE’DE SESSİZ BİR DEVRİM YAPTIK”
Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını yapacağı salona geçtik. Erdoğan, Dünya Hükümetler Zirvesi onur konuğu olarak geldiği Dubai’de de tıpkı Mısır’daki açıklamalarına benzer açıklamalar yaptı.
Erdoğan, 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği günden bugüne kadar yaşadıklarını derli toplu bir şekilde anlattı. “Gül bahçesinde değildik. Dikensiz gül bahçesinde yürümedik” dedi. “Bedel ödedik” dedi. “Okuduğumuz şiir yüzünden hapis yattık. Muhtar bile olamaz manşetleri bile atıldı” dedi. 2001 yılında “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyerek Ak Parti’yi kurduklarını anlattı. O günden sonra her girdikleri seçimi kazandıklarını söyledi. En son 20023 Mayıs seçimlerinde çetin bir rekabet yaşadıklarını ve yine seçimleri kazandıklarını anlattı. “Türkiye’de sessiz bir devrim yaptık” dedi.
Erdoğan’ın bütün bu açıklamalarının ana fikrinde “demokrasi” vardı. “Seçim” vardı. “Halk iradesi” vardı.
Dubai’de Birleşik Arap Emirliklerinde (BAE) Erdoğan, demokrasi vurgulu, seçim vurgulu çok anlamlı ve aynı zamanda da dozu iyi ayarlanmış bir konuşma yaptı.
Bu konuşmanın muhatapları tarafından dikkatlice dinlendiğine şahitlik etti.
Körfez’de yaşanan ekonomik ve sosyal gelişmelerin siyaseti de dönüştüreceğine ve uzun bir zaman alsa da demokratikleşme yolunda adımlar atılacağını umuyoruz.
AMERİKA VE İSRAİL’İN GAZZELİLERİ SİNA’YA SÜRME PLANINA DİRENEN MISIR’A DESTEK VERMEK ZAMANI
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bizler, siz bu yazı okuduğunuz saatlerde Mısır yolunda olacak. Mısır ile 2013’ten bu yana yaşadığımız sıkıntılar malum. Ama hem çıkarlarımız, hem Ortadoğu da yaşanan gelişmeler iki ülkeyi birbirine yakınlaştırdı.
Liderler geçmişi bir kenara bırakıp yeni bir sayfa açmak için peşrev faslını geride bıraktı.
Bugünkü Erdoğan-Sisi görüşmesi yakın gelecekte Ortadoğu’da ve Doğu Akdeniz’de önemli sonuçlar doğuracak.
Bu bağlamda, elbette Gazzelilerin Mısır’a sürülmesi planına Sisi’nin nasıl direndiğini hatırlayarak destek vermek gerektiğini bir kez daha söyleyelim.
Hem Ürdün Kralı Hüseyin, Hem Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Amerika-İsrail ortak planını şu ana kadar püskürtmeyi başardı.
7 Ekim sonrası, yürürlüğe konulmak istenen plan, Gazzelileri Mısır’a, Batı Şeria’daki Filistinlileri de Ürdün’e sürmekti.
Hatta zaman zaman Biden’ın dilinde bile, Mısır’ın planı kabul etmesi karşılığında Dünya Bankası’na olan borçlarının silinebileceğine dair cümleler de duyduk.
Tam da bu süreçte, BAE’nin Mısır’ın Akdeniz kıyısındaki topraklarından bir bölümünü 22 milyar dolara satın aldığı haberi duyuldu.
Bize göre, BAE’nin “dersine iyi çalışan” Devlet Başkanı El Nahyan, Mısır’a ve Sisi’yi “toprak karşılığı” nakit para vererek “Amerika’nın şantajından” şimdilik kurtarmış oldu.
***
Bu bağlamda ziyaret öncesi Mısır’ın İsrail’in Refah’a harekat düzenlemesine ilişkin “Kötü sonuçları olur” diye başlayan hatta Camp David anlaşmasının askıya alınmasına kadar devam eden açıklamalarını da not ederek son cümlemizi kuralım.
Türkiye’nin hem Körfez ülkeleri, BAE, Suudi Arabistan ve Katar ile geliştirdiği ilişkilerin geldiği nokta…
Hem, Mısır ile “ortaklaşma” düşüncesi, Ortadoğu’da dengeleri değiştirebilecek düzeye çıkabilir.
Takipteyiz.
Yorumlar52