Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerinde yeni döneme dair (1)
- GİRİŞ07.03.2024 09:06
- GÜNCELLEME09.03.2024 19:17
RİYAD
Suudi Arabistan, 2030 vizyonu çerçevesinde yeni açılımlar yapıyor. Özellikle Veliaht Prens Selman’ın icranın başına geçtiği günden itibaren yenilenebilir enerjiden, çeşitlendirilmiş ekonomik girdilere kadar bir çok alanda değişim yaşanıyor. Sadece ekonomik anlamda bir değişim değil, toplumsal değişimin de ayak sesleri artık iyiden iyiye duyulur oldu.
Bu arada dünyanın gündemine soktukları çok popüler bir projeyi de 2039’a kadar hayata geçirmek için harıl harıl çalışıyorlar.
“Türk müteahhitlerinin alacak pay” konusunun da gündemde olduğu fütüristik Neom şehri projesi Kızıldeniz kıyısında ve Tebuk şehri civarında olacak.
Suudi Arabistan, Neom ile dünyanın popüler gündemine girerken, ekonomik ve sosyal alanda aldığı kararlarla da “değişim” sürecini hızlandırıyor.
Ülkede çok büyük, ekonomik ve sosyal değişimler yaşanıyor.
2023 TEMMUZ’UNDAKİ CİDDE TOPLANTILARI, TÜRKİYE İLE SUUDİ ARABİSTAN’I DAHA DA YAKINLAŞTIRDI
Değişimin yaşandığı Suudi Arabistan ile Türkiye ilişkileri ise 2023 yılının Temmuz ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez gezisinin ilk durağı olan Cidde’ye yaptığı ziyaret ile başka bir boyuta taşındı.
17 Temmuz 2023’te Cidde’de siyasi ilişkilerin onarılmasının yanı sıra “ekonomik ilişkiler” bağlamında da çok önemli görüşmeler yapıldı.
O ziyareti yerinde takip etmiş ve şu cümleyi kayıtlara geçirmiştik. “Suudi Arabistan 2030 yılına kadar 3 trilyon dolar yatırım yapacak. Türk işadamları da bu yatırımlardan payını alsın.!”
Bu cümle Suudiler tarafından kuruldu ve Türk iş dünyasına açık çek mahiyetindeydi.
İşte o günden sonra heyetler arası görüşmeler hızlandı. Gelgitler hızlandı.
Hem DEİK’in başını çektiği işadamlarımız, hem hükümet, hem iş dünyasının görüşme trafiği arttı. Farklı sivil toplum kuruluşları arasındaki diyalog zemini oluştu.
Aradaki “parazitler” mümkün olduğunca devreden çıktı.
Doğru, muhataplarla, doğru zeminde ilişkiler gelişiyor.
Gelişen ilişkiler, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın hem kendi çıkarları açısından çok kıymetli…
Hem bölgesel krizlerin aşılmasına katkı sağlıyor…
Hem de dünya ölçeğindeki krizlerde ortak tavır alınması konusunda ilerleme sağlanıyor.
Körfez ülkelerinin yakın geçmişte “Katar krizi” bağlamında yaşadıkları büyük sarsıntının onarılması da…
Türkiye-Mısır ilişkilerinin rayına oturtulma süreci de…
Gazze’deki insanlık dışı İsrail saldırılarına karşı İslam dünyası ve Arap liginin ortaklaşabilme iradesi de…
Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinin normalleşmesinin sonuçları arasında değerlendirilebilir…
Devam edeceğiz…
Yorumlar11