Artık geri sayım zamanı. Seçmenin çoğu kararını verdi. Azı ise hala beklemede. Taraflar netleşiyor. Son düzlükte ipi kim göğüsleyecek merakla bekleniyor.

Gördüğümüz kadarıyla, CHP’nin elinde bulunan Antalya, Eskişehir ve Aydın’ın el değiştirme ihtimali yüksek.

Ankara’da, geriden gelen Turgut Altınok, Mansur Yavaş’ın ensesinden. Ama hala Yavaş’ın avantajı yüksek.

Balıkesir’de Ak Parti ve Cumhur İttifakı’nın adayı Yücel Yılmaz hep öndeydi, hala önde görünüyor. Sadece Ak Parti ve MHP seçmeninden değil her kesimden oy alma potansiyeli olan Yılmaz’ın, sahillerde büyük sürpriz yapması hiç şaşırtıcı olmaz.

İyi Parti adayı Turan Çömez’in ise partisinin üzerinde oy alma ihtimali yüksek. Özellikle, CHP’deki iç tartışmalar büyüdükçe.

Bursa’da, CHP’nin yıllar önceden büyükşehir belediye başkanı adayı olarak ilan ettiği isim, Gemlik’teki TOGG Fabrikası’na karşı duruşuyla tanınıyor. İlginç olan, Nilüfer’e bağlı Uluabat Gölü’ndeki küçücük Gölyazı yarım adasının içler acısı halini görmeyen aday, Gemlik’teki TOGG Fabrikası’nı fazlalık olarak görüyor!

Ak Parti ve Cumhur İttifakı’nın adayı Alinur Aktaş, teşkilat ve milletvekillerinin yoğun desteği ile rüzgarı arkasına almış görünüyor.

Muğla’da Aydın Ayaydın’ın, İzmir’de Hamza Dağ’ın Cumhur İttifakı’nın toplam oylarından daha fazla oy alma ihmitali yükseliyor.

Hatta, İzmir’de Hamza Dağ’ın kazanma ihtimali belirmiş olmalı ki… CHP medyası, Çanakkale Destanı’nın yıl dönümünde bir okulda meydana gelen fevri bir tutum üzerinden “Kemalist” çevreleri “uyarma” ihtiyacı hissediyor.

 “Peki ya İstanbul” dediğinizi duyar gibiyim. Cevabım elbette var.

Az biraz sabır..!

2019’DA VAATLERİYLE, BUGÜNSE YAPMADIKLARIYLA TARTIŞILIYOR

Mümkün olduğunca Sözcü Tv’den İstanbul’un mevcut belediye başkanının mitinglerini takip ettim. İki haftadır, “arıza çıksın” diye çok çabaladı ama nafile!
Mitinglerinden, “proje” anlatmaktan çok, rakibini küçümseyen, aşağılayan cümleler üzerinden polemik üretme çabasına girişti.

Bazen kısmen başarılı da oldu.

Ne ki, 2019’un şartları yok ortada. O tarihte vaatleriyle öne çıkan bir isimdi. Bugün 5 yılda yaptıkları ve yapamadıklarıyla İstanbul seçmeninin karşısında.

Vaatlerini “hatırlamayacak” kadar meseleden uzaklaşmış bir isim var karşımızda. Önce Haber Türk’te, “Her hafta bir çiftin düğününü yapma vaadi” hatırlatıldığında, “Hatırlamıyorum” dedi. Sonra Cüneyt Özdemir’in yayınında aynı tuhaf, abuk, absürt cevabı yineledi! “Deniz altı ile ulaşım vaadi” sorulduğunda..!

İki haftanın kendisi için toplam değeri, “geriye düşmek” oldu!

DEM ile giriştiği “Kent uzlaşısı” meselesinin faturasını ise seçimden sonra çok daha büyük ödeyecek.

DEM’in taktik hamlesi ile stratejik hedefleri arasındaki farkı fark edebilecek zihin dünyasının olmadığını ise “Esenyurt kent uzlaşısı”nda çoktan göstermişti.

Bir de “mavi takkeliler” meselesi var ki büyük risk! O riski aldığına göre, o bedeli de ödemeye hazır olmalı; kendince!

Bütün bunlara parti içi mücadelenin en sonunda “para sayma”, “Euro kuleleri” aşamasına gelmesi, İstanbul’un belediye başkanının nevrini döndürdü. Bir yayında “Tasvip etmediğim görüntüler” diye başlayan cümleyi tamamlayamadı. Bir başka yayında, eski İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu işaret etti.

Kendisinin toparlayamadığı mevzuya, fonladığı medyanın kalemşorları çözüm buldu. “CHP’nin eski İstanbul il yönetimini ‘beceriksizlikle’ suçlayıp” onu temize çıkartma cihetine gittiler! Tabii kim inanır?

CHP’deki üçlü çekişmenin…

1 Nisan’ı bekleyenlerin…

Aday belirleme esnasında yaşanan gerilimin…

Ve elbet “Kürtler ve Aleviler CHP’den tasfiye ediliyor” diyenlerin tutumu;

İstanbul seçimlerine elbette yansıyacaktır.

Bu arada, DEM’in adayı Meral Danış Beştaş’ın, büyükşehirde partisinin oylarını kendi etrafında topladığının bir kanıtı olarak hafta sonu Kazlıçeşme’deki Nevruz kutlamalarını gösterilebiliriz.

İyi Parti’nin adayı Buğra Kavuncu ise sakin ve bire bir iletişim kurarak ilerliyor. İyi Parti’nin İstanbul’daki toplam oyunun tamamını alamasa da “Müstakilleşme” çabasına büyük katkı verecek bir oranda oy alma ihtimali yüksek görünüyor.

MURAT KURUM’UN EN BÜYÜK İKİ AVANTAJI, “SADECE İSTANBUL” VE GÜÇLÜ TEŞKİLAT DESTEĞİ

Ak Parti ve Cumhur İttifakı’nın adayı Murat Kurum’a gelince, başından bu yana “Sadece İstanbul” diyerek rakibinin “İstanbul dışında her şeyle meşgul olduğunu” pekiştirmeyi başardı.

Deprem ve ulaşımı merkeze alan… İstanbul’un fiziki ve sosyal sorunlarına ilişkin ete kemiğe bürünmüş öneri ve vaatlerde bulunan Kurum, peşrev faslının sonunda mücadeleye epeyce ısınmış görünüyor.

Özgüven konusunda sorun yaşamıyor. Sorular karşısında pratik cevaplar veriyor. Dahası, sahayı hiç boş bırakmıyor.

Teşkilat ise islim üzerinde. Murat Kurum bir yandan, İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe öbür yandan, tam saha presle seçime asılıyor.

TERCİHLER YAPILDI. GRİ ALANDA OLAN SEÇMENİN ORANI AZALDI. SON VİRAJDA HATA YAPMAYAN İPİ GÖĞÜSLER

Toparlayalım.

Parti aidiyeti üzerinden oy verme eğilimi olanlar çoktan tercihlerini yaptı. Ama gri alanda bulunan ve bazen “hizmet”e bakan; bazen “değiştirme” duygusuyla hareket eden… Bazen “ceza kesmek”ten hoşlanan seçmenin bir kısmı da kararını vermiş görünüyor.

Çok az seçmen kararsız. Belki yüzde 1, belki 1.5 oranında seçmen hala kararsız.

Kararsızların dağılımını bile yapsak. Seçimi bu haliyle Cumhur İttifakı’nın adayı Murat Kurum’un önde tamamlaması büyük olasılık.

Türkiye’de son hafta çok çok kritik!

Mühim olan, finali görmektir.

Şu ana kadar görebildiğimiz tablo budur.

Yanılma payımız herkes gibi vardır.

Bakalım neler olayacak?

Takipteyiz.