Bayrama kavuşturana hamdolsun
- GİRİŞ17.06.2024 10:08
- GÜNCELLEME19.06.2024 09:49
MEKKE
Hamdolsun rükunları yerine getirdik ve hacı olduk. Bayrama ulaştık. Bayramınız mübarek olsun.
Arafat’tan Müzdelife’ye oradan Mina’ya...
Sonrasında Cemarat’a ulaştık.
Şeytan'ı taşlayıp; saçımızı kesip; Kabe’ye yöneldik.
Yaptığımız ziyaret tavafı ve saydan sonra hacı olduk.
Size tam da bu noktada “İçtihad”ın insan hayatı için ne kadar elzem olduğuna ilişkin bir kaç söz söylemek isteriz.
Diyanet İşleri Başkanlığı bundan yıllar önce yetkili kurullarında tartışıp içtihad yapıyor.
İçtihadda deniyor ki, “Bazı sahabe efendilerimizin ruhsatından istifade ederek... Arafat’tan sonra Müzdelife’de akşam ve yatsı namazlarını eda edecek vakit kadar kalarak Mina’ya oradan da Cemarat’a hacı adaylarını geçirelim. Gece yarısından sonra da şeytan taşlamayı yaptırıp salimen ya otellere ya da Kabe’ye ulaştıralım.”
Alınan bu kararın ruhsatı olarak da Hz. Peygamber’in Müzdelife’de yaşadığı bir hadise gösteriliyor.
O hadiseye geçmeden şunu hatırlatalım:
Hac günleri aynı zamanda büyük zahmetlerin yaşandığı günler. Hac günlerinde örneğin araçlar başınıza bela olabilir, kapanan yollar nedeniyle kilometrelerce yürüyebilirsiniz. Bir de yakın geçmişte yaşanmış izdihamların travması var.
Tünel faciası yaşandığında şahit olmuştum yüzlerce hacı Mina'da tünelde karşılaşıp feci şekilde can vermişti. Çadır facialarında yanarak can veren hacılar da olmuştu. Cemarat'ta düzenleme yapılmadığı dönemlerde bazen 1000'i aşkın hacı hayatını kaybetmişti. İşte bu hadiseler Diyanet'i harekete geçirmiş ve bahsettiğimiz içtihad ortaya çıkmış.
DEVE ÇOBANLARI EFENDİMİZ'DEN İZİN İSTEDİ
Efendimiz, Arafat’a çıkarken Müzdelife’ye uğradığında bir grup deve çobanıyla karşılaşıyor... Çobanlar Müslümanlığı kabul ediyor.
Hz. Peygamber ile birlikte Arafat’a çıkıp vakfe yapıyorlar.
Dönüş yolunda Müzdelife’ye geldiklerinde, Hz. Peygamber sabah namazına kadar kalmak için hazırlık yapıyor.
Deve çobanları Efendimize, “Biz burda durmasak develerimiz başı boş kaldı. Müsade eder misiniz” diye izin istiyorlar.
Hz.Peygamber de “O halde siz gidin” diyerek onlara ruhsat veriyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı başta bu hadise olmak üzere bir kaç ruhsattan yola çıkarak 30 yıl önce insan hayatını öncelikleyen bir içtihada imza atıyor...
Ve o gün bugündür Türk hacılarına, mümkün olduğunca haccın rükunları hızlı bir şekilde yaptırılıp... Salimen otellerine ya da Kabe’ye ulaştırılıyor.
Bizler sıradan Müslümanlar olarak dini kurumların ve din adamlarının verdiği fetva ve içtihatlarla dini hayatımızı idame ettiriyoruz.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın aldığı bu karar yıllarca Mina’da yaşanan büyük felaketleri Türkiye olarak en az kayıpla atlatmamıza neden oldu.
Hamdolsun Suudi Arasistan hükümeti de yeni bulvarlar açarak, kurallar koyarak yeni uygulamalarla yeni izdihamların önüne geçti.
Ama dedik ya "hac meşakkatli" diye...
MEKKE'DE MİLYONLAR KİLOMETRELERCE YÜRÜYEREK KABE'YE ULAŞIYOR
Mekke'de 4 gün olağanüstü bir hareketlilik oluyor. Milyonlarca Müslüman aynı saatlerde aynı mekanlarda; Arafat'ta, Müzdelife'de, Cemaratta, Kabe'de olmak için hareket ediyor. Haliyle araç ve yaya trafiği olağanüstü artıyor.
Bu da yürüme güçlüğü çekenlere büyük çorluk getiriyor. Bir de 44 derecelere varan hava sıcaklığını düşününce hac farizasını yerine getirmek meşakkatli oluyor.
Burada Diyanet İşleri Başkanlı'na büyük iş düşüyor. Yine HÜRSAD çatısı altındaki turizm şirketlerine de.
Bir fasıl da Suudi Arasistan yönetimine açmak gerek.
Mekke'nin çehresi son 5 yıldır değişiyor. Yeni bulvarlar yeni binalar yapılıyor.
Suudi Arabistan'ın yeni yönetim ile birlikte "dışa açılma" ve 2023 vizyonu Hicaz bölgesini de kapsıyor. Bu bağlamda yayalaştırma çalışmaları var. Ama Harem bölgesi ve çevresindeki olağanüstü betonlaşma Kabe'ye ulaşımda en büyük engel. Elektrikli araçlarla yapılan küçük çaplı transferler ve keşmekeşliğin önüne geçmek için yapılan koridor çalışmalarını saymazsak.
2030 Vizyonu çerçevesinde Harem ve çevresinin çok daha nitelikli peyzaja ihtiyacı var.
Bu arada asker, polis ve görevlilerin niteliğinde belirgin bir artış var. Hacca gelen Allah'ın misafirlerine artık daha nezaketli, seviyeli davranıyorlar.
Bir de başımdan şöyle bir hadise geçti aktarmak isterim. Henüz ihramlıyken otelimizde görevli Suudi yetkili ile sohbet ederken elindeki kuka tesbihi gösterek "çok güzel" dediğimde, "Lütfen bu tesbihi alın biraz sonra Harem'e gittiğinizde de bana dua edin" dedi. O beyefendiye söz verdim ve tesbih ile umre yaptım dua ettim.
Bu hadise bile Suudluların halkla ilişkiler konusunda epeyce mesafe kat ettiğini gösteriyor.
***
Mekke'de artık son günlerimiz. Yarın şeytan taşlamadan sonra hacılar dönüşe veya Medine'ye geçemeye başlayacak.
İzlenimlerimizi aktarmayı sürdüreceğiz.
Medine'de Efendimiz'i ziyaret etmek için gün saydığımız Mekke'den şimdilik bu kadar.
Yorumlar46