“Selam sana yüreğimin derinliklerinden
ey Beyrut!
Kabul edin bu selamımı, ey denizler, evler
ve eski denizlerin yeni yüzü çöller...
O ki
Benim halkımın hamurundan yoğrulmuştur,
ekmeğim, içkim, yaseminim...
Ateşin ve dumanın tadı nasıl oldu?
Beyrut! 

Seni terk eden delidir,
ey Beyrut!
El üstünde tutulacak şehirsin sen
ey Beyrut!
Kapısını kapattı Beyrut;
Kendisini sabah akşam el üstünde tutacak
ve güzel günlere taşıyacak insanlara
sonra bir başına kaldı sabah akşam
ve gecelerde...
Benimsin sen ey Beyrut!
benimsin
Halkımın kanayan yarası,
analarımın akan gözyaşısın.
Benimsin sen ey Bbeyrut!
Benimsin...”
***

Türkçe’ye çevrilmiş sözlerin Mardin asıllı Arapların efsane sanatçısı Beyrutlu Feyruz’un “Li Beyrut” şarkısı olduğunu elbet bilir. 

Feyruz’un şarkılarından biri de Kudüs’ü anlatır. Kudüs ve Beyrut, Arapların bu eşsiz buğulu sesi için kırmızı çizgidir. Ömrünü bu iki şehir için adamıştır Feyruz.

İşte şimdi Feyruz’un şehri Beyrut bombalanıyor. Belki birkaç hafta içinde İsrail tarafından işgale bile uğrayabilir.

Çünkü, Gazze’yi yalnız bırakan dünya, Lübnan’ı da yalnız bırakıyor!

***

Vurdu. Test etti. Yıprattı. Test etti. Bekledi. Yıprattı. Şimdi Gazze’de yaptığı gibi kanırta kanırta Lübnan’ı işgale başlıyor!

***

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BM) henüz toplantılarını sonlandırmamışken... Erdoğan ve birçok devlet adamı tarafından 1945’te kurulan dünya düzeninin artık iş göremez olduğu ilan edilmişken…

İsrail Başbakanı Netenyahu BM Genel Kurulu’nda ağır bir protestoyla karşılaşmışken…
İsrail, Lübnan’ın Başkenti Beyrut’u vurdu. Bu saldırının doğrudan Hizbullah lideri Nasrallah’a yönelik olduğu ortaya çıktı.

Nasrallah’ın güvenli yerde olduğu bilgisini geçen İran ajansı, en azından yazıyı kaleme aldığımız gece saat 02.30’a kadar sağ olduğuna ilişkin bir delil sunamadı!

***

Nasrallah yaşıyor mu yaşamıyor mu? Bilmiyoruz. Tam bu kaotik ortamda. İsrail gece vakti yeniden Beyrut’u vuruyor. Bu kez Hizbullah’ın ana karargahı ve etrafı hedefte.

***

İsrail, Gazze’den Hamas’ı söküp atamadı. Ama amacı bu. Şimdi de Hizbullah’ı vuruyor Lübnan’da. Buradaki amacı ise geriletmek ve İran’ın en önemli vekilini Lübnan’ın güneyinden uzak tutmak. Sonrası mı? Sonrası Türkiye’ye bir şekilde sınır komşusu olmak.

Bunun için “çağrı cihazı” operasyonunun ardından birçok komutanını yitiren ve omurgası kırılan Hizbullah’ı felç ediyor.

***

İran’ın başkenti Tahran’da Hamas Siyasi Büro Şefi ve aynı zamanda “müzakereci” Haniye’yi vuran... Bu hukuk dışı caniliğe karşı İran’ın misilleme yapamamasını kendi hanesine kocaman bir artı olarak koyan İsrail, Lübnan’da Hizbullah’ı vururken çok daha rahat hareket ediyor.

***

BM’de, “İsrail tıpkı Hitler gibi durdurulmalı” diye haykıran Erdoğan’ın çağrısına Batı’dan ve Doğu’dan güçlü destek gelmediğini gören İsrail, Lübnan’ı, Beyrut’u, Hizbullah’ı hiçbir engelle karşılaşmadan vuruyor. Vuracak!

İSRAİL’İ ANCAK VİCDANLI İNSANLARIN HÜKÜMETLERİNE YAPACAĞI BASKI DURDURABİLİR

Netenyahu’nun BM’deki fütursuzluğu bir yana… İsrail’in dünya halkları nezdindeki itibarının yerle bir olduğu gerçeği her geçen gün belirginleştiği halde, Amerika ve müttefiklerinin İsrail hükümetine verdikleri destekte bir gerileme maalesef yok.
Peki bu durum sürdürülebilir bir durum mu?

Bize göre, hayır.

Çünkü, nihayetinde hükümetler, vatandaşlarının “haklı” taleplerine… Tepkilerine… Belirli bir süre tepkisiz kalsa bile, sonunda ses vermek durumunda.

Onun içindir ki Sayın Cumhurbaşkanının BM’de yaptığı konuşmanın bir bölümünde sokaklara dökülen vicdan sahibi insanları selamlaması… Dünyanın çeşitli ülkelerinde üniversite kampüslerinde İsrail’i protesto edip, Filistin’e Gazze’ye destek veren öğrencileri selamlaması çok önemli.

Hafta başında Türkiye’de üniversitelerin çoğu açılmış olacak. Aynı tarihlerde dünyanın birçok ülkesinde de üniversite eğitimi başlayacak.

Okulların açılmasıyla İsrail’e yönelik tepkiler büyürse… Belki o zaman bir yeni iklim oluşabilir.

Belki o zaman “uluslararası koalisyon” ile İsrail’i durdurma ihtimali belirtebilir.

Yoksa ne İran’ın uluslararası hukukta da yeri olan misilleme hakkıyla… Ne Hizbullah’ın efelenmesi ile İsrail durmaz. Durdurulamaz.

Hamas’ın kendi toprakları için verdiği mücadele şerefli bir mücadeledir ama o da şartlar gereği çok sınırlı kalıyor.

***

Toparlayalım.

Gazze’den Hamas’ı sürmek.. Lübnan’da Hizbullah’ı etkisizleştirmek, Suriye’de YPG’yi tahkim etmek ve nihayetinde savaşı tüm bölgeye yayarak “hedef” büyütme çabasındaki İsrail’i bu haliyle Hizbullah’ın veya İran’ın durdurma şansı yok.

Uluslararası bir koalisyonun kurulması da zaman alacak görünüyor.

Böyle bir atmosferde İsrail, kan dökmeye devam ediyor.

Kasım’daki Amerikan seçimlerine kadar Beyrut düşmemeli…

İsrail bayrağı Beyrut’ta görülmemeli.

Belki o zaman seçim sonrası uluslararası koalisyon için bir kapı açılır.

Kim bilir..! 

Hasan Öztürk / Haber7