İç cephe öyle ya da böyle güçlenecek, sürecin dışında kalanlar ağır bedel ödeyecek
- GİRİŞ29.10.2024 09:05
- GÜNCELLEME30.10.2024 09:29
Dünkü yazımızın son cümlesi, “Sahi, ‘Çözüm Süreci’nin akamete uğramasına neden olan Amerika’nın üçüncü göz olarak ‘Gözlemciler Heyeti’ni dayatması değil miydi?” sorusuydu.
İki önemli bakış açısını anlatmaya çalıştığımız yazımıza çok sayıda önemli eleştiri geldi.
Sonuç itibarıyla yazımızda, “Sürece Amerika müdahil” diyenler ve İmralı’daki elebaşının PYD’yi Esad’ın kontrolünden çıkarıp Türkiye’nin kontrolüne verme ihtimalini dillendirenlerin görüşlerini tartışmıştık.
Bu iki ihtimalin de uzun vadede Amerika’nın bölgemize dair stratejik hedeflerine hizmet edeceğini anlatmıştık.
DEM, ÖCALAN’I DİRİ DİRİ İMRALI’YA GÖMMEK İÇİN İLK TOPRAĞI ATTI
Bugün sizlerle Sayın Bahçeli’nin, DEM’in hafta sonu yaptığı açıklamaya dönük sert eleştirileri ile sürecin neye evrildiğine ilişkin tespitleri paylaşmak istiyoruz.
DEM’in açıklaması olağanüstü kötü ve son derece problemli. Oysa ilk günden bildirinin yayımlandığı güne kadar geçen süreçte DEM’den gelen mesajlar “olumlu” idi.
Ama en son, “AKP-MHP iktidarı Güney Suriye’de işgalci” de dediler... “Halkların kendi kaderini tayin etmesi gerekir” de.
Meseleyi getirip, günlük siyasi kazanımlar ve hedeflere kilitlediler.
Bir parti gibi değil, örgüt gibi hareket ettiler. DEM’in yaptığı açıklamanın DEM’liler elinden çıktığını ispat etmek bile güç. Sanki marjinal Marksist-Leninist bir örgütün İstiklal Caddesi’ndeki gösteride okuduğu bildiri kadar sığ, çünkü.
Bu açıklama ile DEM’liler “önder” olarak nitelendirdikleri terörist başı Öcalan’ı bir kez daha İmralı’ya diri diri gömmek için ilk toprağı atmış oldular. Neyse geçelim...
BAHÇELİ’NİN DEM’LİLERE “SİYASİ GÜRUH” DEMESİ SÜRECİ BİTİRİR Mİ?
Problemli DEM açıklaması üzerine Sayın Bahçeli, “Türkiye’de bir Kürt sorunu yoktur. Türkiye’de bir terör sorunu vardır” diye başlayan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajında haklı olarak çok sert ifadeler kullandı.
Bahçeli, DEM’i siyasi güruh olarak tanımladı, açıklamayı sorumsuz ve yıkıcı olarak niteledi.
Bahçeli, DEM’in açıklamasındaki, “Güney Kürdistan tanımıyla kuzeyini tescilleme arayışı ve çabasına girenlerin son şanslarını kullanmaktan özenle imtina etmeleri, sahte demokrat, sanal özgürlük ve temelsiz halklar ezberlerini hurdaya çıkartmaktadır” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin bu paylaşımı, “Süreç başlamadan bitti” yorumlarına neden oldu, ancak biz buna katılmıyoruz.
Bilakis, sürecin geldiği noktayı DEM’in okuyamadığı şeklinde değerlendiriyoruz.
Böylece, Bahçeli’nin çok gerisinde kalan bir paradigma ve söylemle işi savsaklayan bir DEM gerçeği ile karşı karşıya olduğumuzu gördük.
Tabii DEM’in nereden sufle aldığı ise bir başka tartışma konusu.
ERDOĞAN, “MESAJI BURUŞTURUP ÇÖPE ATTIK”
Bütün bunlar yaşanırken Sayın Erdoğan’ın Kabine Toplantısı sonrası, TUSAŞ’a yönelik terör saldırısıyla ilgili yaptığı açıklama da Cumhur İttifakı’nın eşgüdümüne işarettir.
Diyor ki Erdoğan, “Bu kalleş terör eyleminin ülkemiz iç siyasetinde farklı iklime tekabül etmesi ayrıca manidardır. Bölücü örgütün kimlerin maşası olduğu son saldırıyla bir kez daha kendini göstermiştir. Kandan beslenen terör baronlarının bölgemizde kendine yeni efendiler aradıkları anlaşılıyor. Türkiye olarak bu alçak saldırıyla verilmek istenen mesajları buruşturup çöpe attık.”
MURAT BELGE TOPA GİRMİŞSE…
Türk solunun iki önemli isminin konuya ilişkin yaptığı iki değerlendirmenin sürece “dışarıdan müdahale”nin nasıl yapıldığına işaret etmesi adına kayıtlara geçirmek istiyoruz.
Bunlardan biri, Murat Belge’nin T24’teki köşe yazısı.
Belge, yazısında aynen şöyle diyor, “Sıcağı sıcağına yapılan ankette, ‘Türk tarafı’nın (Kimlerse bunlar H.Ö) nasıl karşılayacağı da soruldu: cevap verenlerin yüzde kırk beşi ‘idam edilmeli’ diyor. (…) Türklerle Kürtler arasında yaşananlar ‘oyun’ değildir, ‘şaka’ değildi.”
Yani?
Yanisi, Murat Belge bir kamuoyu araştırmasına katılanların tümünü “Türk” olarak tanımlayıp Öcalan’ın idam edilmesi yönünde görüş beyan ettiklerini iddia ettikten sonra, bir de üzerine Türklerle Kürtlerin yaşadıklarının öyle kolay kolay çözülebilecek bir mesele olmadığını anlatmaya çalışıyor.
Çok tipik bir refleks. “Biz çözemeyiz, dışarıdan biri müdahil olsun” diyor.
Zaten yazının sonunda bunu ikrar da ediyor.
Biliyorsunuz, Sayın Bahçeli, “Ne Edirne, ne Kandil, İmralı’dan, DEM’e” diye açıklama yapmıştı.
Murat Belge bu cümleye atıf yapıyor ve diyor ki,
“Bahçeli’nin önerdiği çözüm pek kamufle edilmeyecek bir şekilde Selahattin Demirtaş’ı ‘tasfiye’ ediyor. Bununla belki Tayyip Erdoğan’ı memnun etmeyi tasarlıyor.
Ancak, ben kendi hesabıma Kürt sorununda Demirtaş’ı ve onun yaklaşımını dışlayan, kale almayan çözümlerin geçerliliğini kabul edemiyorum.”
Murat Belge bu ifadeyle aslında sürece Amerika’nın ve Batı’nın müdahil olması gerektiğini ilan etmiş oluyor.
Zira, Çözüm Süreci’ni bitiren hamle de Osman Kavala üzerinden Selahattin Demirtaş’a nüfuz edilmesiyle başlamıştı.
BİR DE HASAN CEMAL VAR SÜRECE CEPHEDEN KARŞI ÇIKAN
Bir de “Çözüm Süreci” sırasında dağ bayır teröristlerle birlikte dolaşıp, “Sakın silah bırakmayın. Bakın Suriye’de toprak elde ettiniz. Türkiye size ne verdi de silah bırakacaksınız” telkininde bulunan; son seçimlerde de DEM’den milletvekili adayı olan Cemal Paşa’nın torunu Hasan Cemal’in dün yine T24’te Cansu Çamlıbel’e konuyla ilgili söyledikleri var.
Uzun bir röportaj, ama size sadece şu kadarını aktarayım: “Bahçeli’nin çıkışının inandırıcılığı yok, ‘Bunun arkasında nasıl bir oyun olabilir’ diye düşündüm sadece…”
Ne anladınız?
Hasan Cemal, “Silah bırakmayın” diye Kandil’e gittiği günlerdeki gibi, DEM’e ve terör örgütüne akıl hocalığı yapıyor bir yönüyle. Öbür yönüyle, Bahçeli’nin sözünün ağırlığını hafifletme cihetini seçmiş.
YA ÇÖZECEĞİZ YA DA ÇOK CİDDİ SONUÇLARI OLACAK
Toparlayıp bitirelim.
Amerika’nın bölgemize dair uzun süreli stratejik hedefinde yekpare güçlü ülkeler birer birer parçalanacak. Buna Türkiye de dahil.
Türkiye, iç cephesini güçlendirip sınırlarının dışında bu yakın tehdidi karşılarsa ne ala…
Yoksa, içimizdeki aparatların çabası ve DEM’in dışarıdan aldığı sufle ile pusulasını kaybetmesinin çok ciddi sonuçları olacak.
Demedi demeyin!
Muhatabına Not: Bugün Cumhuriyet Bayramı. Türkiye’de cumhuriyet projesi tutmuştur ve bunu toplumun tüm kesimleri içselleştirmiştir. Küçücük marjinal grupların dışında cumhuriyet ile kimsenin bir derdi yoktur, olamaz da.
Cumhuriyeti tekeline almak isteyenlere duyurulur.
Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olsun.
Uzun bir röportaj ama size sadece şu kadarını aktarayım
Hasan Öztürk / Haber7
Yorumlar21