Çok kutuplu dünyada bir kutup başı olan Türkiye, adil bir ekonomik düzen de kurabilir
- GİRİŞ21.04.2025 09:06
- GÜNCELLEME22.04.2025 10:16
İlk yazıyı Kovid-19 pandemisinin ekonomiyi etkilediği 2021 yılında yazmıştık. Sonrasında defalarca aynı başlık ve konuda yazılar yazdık.
“ZENGİNDEN ALIN FAKİRE VERİN” DİYEREK TARTIŞMAYI BAŞLATTIK
“Zenginden alın, fakire verin” diyorduk. Kovid-19 pandemisi sırasında çok fazla zenginleşen oldu, çok fazla fakirleşen de oldu. O zaman “Zenginden alın, fakire verin” dedik.
Dolaylı vergileri düşürün, doğrudan vergileri artırın. Hatta, mevduata ek vergi koyun diye önerilerde bulunduk.
Talep ve önerilerimizin gücünü kırmak için, “Yandaş kalem, komünizm öneriyor” diyen de oldu…
“İslamcı kalem, sosyalizm özlemi çekiyor” diyen de!
Oysa, adaletin tecelli etmesi için ne komünist olmaya ne sosyalist olmaya gerek vardı. Biz de o gerekliliğin altını çizmekle yetindik.
“Adalet istiyoruz. Serbest piyasa denen heyulaya müdahale edin istiyoruz” diyerek!
“SERBEST PİYASA PUTUNU YIKALIM”
Sonraki dönemde, “Serbest piyasa putunun boynuna ilmeği geçirip, yıkmak gerek” dedik.
Gerekçemiz çok rasyonaldi!
Serbest piyasa ekonomisi diye dayattıkları şey tam manasıyla, “tekelleşme”den trösleşmeden başka bir şey değildi.
Adını da “Pazar ekonomisi” diye yutturuyorlardı. Ne regülasyona, ne müdahaleye izin veriyorlardı.
Pahalılığın en önemli nedenlerinden biri de bu “serbest piyasa putu”na olan itibardı. Oysa putun kendine bile hayrını olmadığı artık ayan beyan ortaya çıkmıştı.
Nihayetinde, dünyayı sarsan pandemi sırasında gördük ki ne “serbest piyasa” var, ne liberal demokrasi var.
Merkezileşmeye erken başlayan ülkeler…
Kendi kendine yetebilen ekonomiler…
Nihayetinde, korumacı politikalar üreten ülkeler ayaktakta kalırken…
Askeri olarak yeterliliği olan ülkeler öne çıkmaya başladı.
LİBERAL DEMOKRASİ ÇÖKMÜŞTÜR
Tam da böyle bir ortamda Cumhurbaşkanı Erdoğan, liberal demokrasiye ağır eleştiriler getiren açıklamalar yaptı.
Haklı ve doğru eleştiriler.
Zira, liberal demokrasinin ekonomi politikası da çökmüştü.
GEÇ KALINDI AMA HALA “ZENGİNDEN ALIN, FAKİRE VERİN” Kİ ADALET TECELLİ ETSİN
Biterilim!
“Zenginden dalın, fakire verin” dediğimiz dönemde, şayet zenginlerden alınacağı hissi bile oluşturulmuş olsaydı bugün Türkiye’deki ekonomik sıkıntıda bir nebze de olsa daha iyi bir durum olabilirdi.
Zenginlerin doymak bilmeyen bir obez gibi, “Daha yok mu” dercesine talepkarlığını biliyoruz ve bu konuda karar alıcılara nasıl nüfus ettiklerini duyuyoruz.
Mevduatın önce dövizde sonra türk lirasında nasıl bir kartopuna dönüştüğünü zaten görüyoruz.
“Serbest piyasa putu” ise hala bazı çevrelerce itibar görüyor.
Oysa geç kalınmış dahi olsa zenginden alıp fakire verererek adaleti tecelli ettirmek mümkün!
DEVLETİN DOĞRUDAN DAHA KAPSAMLI PİYASAYA MÜDAHALESİNİ BEKLİYORUZ
Böyle bir ortamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, liberal demokrasi ve liberal ekonomiye dönük “peşrev” niteliğindeki eleştirel söylemlerinin yakın gelecekte biteceğini ve daha belirgin ifadelerle serbest piyasa ekonomisine müdahale zemininin oluşturulacağına inanıyoruz.
Dünyanın gittiği yer de Türkiye’nin mecbur olduğu süreç de burasıdır.
Küreselleşme tıkanmıştır. Liberal demokrasi iflas etmiştir. Serbest piyasa putunun boynuna ilmek atılmıştır.
“Türkiye, çok kutuplu dünyada bir kutup başıdır” demişti en son Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Bu kutup başının, daha adil bir ekonomik düzeni de inşa etme zorunluluğu ortadadır.
Ve bunu da başaracak zihinsel alt yapı hazırdır.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
Yorumlar55