Erdoğan, Esad'a savaş açar mı?

Süleyman Şah kimdir ve türbesi nerededir?

Karakeçililer kimlerdir ve nerelerde yaşar?

Akçakale, Mürşitpınar, Ceylanpınar, Cizre, Girmeli, Şenyurt, Karkamış, Çobanbey, Öncüpınar, İslahiye, Cilvegözü, Karbeyaz, Yayladağı neresidir?

Halep, Rakka, Kamışlı, Humus, Hama deyince aklımıza ne gelir?

Şam bizim neyimiz, Suriyeliler kimimiz olur?

Anladınız bugün size “yüreğimizin sağ alt kenarındaki yaradan” bahsedeceğim: Suriye!..

***

Dış politika benim ihtisas alanım değil.

Lakin Başbakan Erdoğan dedi ya, “Bu iş adeta bizim iç meselemiz.”

Bu yüzden sizinle hem de oy vermek için evden çıkmak üzereyken ya da sorumluluğunu yerine getirmiş bir vatandaş olarak bilgisayarın karşısına geçmişken; bu konuyu paylaşmak istedim.

Zira Hatay’daki o elma bahçesinin patika yolundan koşar adım bize sığınan Suriyelileri gördükçe yüreğim kabarıyor.

Eğer Suriye ordusunun saldırıları devam ederse, maalesef o patika yol gibi nice yollardan, binlerce ve belki yüz binlerce Suriyeli Türkiye’ye akın edecek.

İşte bu yüzden önce biraz hafızamızı tazeleyelim.

Sonra da yukarıdaki soruların cevaplarını bulalım.

Ne dersiniz?

 ***

Hariri suikastını hatırlayanınız var mı?

Lübnan Başbakanı Hariri’nin 14 Şubat 2005’te katledilmesinin ardından Suriye’nin Amerika-İsrail ikilisinin sıkıştırmasıyla uluslar arası arenada yapayalnız kaldığı günleri hatırladınız mı? Peki o dönemde Türkiye ne yapıyordu?

Türkiye, birçok müttefikini karşısına almayı göze alarak, Suriye ile ilişkilerini her alanda geliştiriyordu.

Ortak Bakanlar Kurulu Toplantısı bile yapıyordu.

Geçelim!..

***

Beşar Esad’ın uluslararası arenada yalnız kaldığı günlerde Türkiye büyük destek vermişti. İşte o dönemde Halep Üniversitesi’ndeki posterde elini uzatan Esad’a biz de elimizi uzatmıştık.

Ben üst düzey temasları konu edinecek değilim.

Sadece size, Şanlıurfa’nın Akçakale Kapısı’ndan Suriye’ye girip bir saat kara yolculuğu yaptığınızda nereye ulaştığımızı hatırlatmakla; ve o hatırlamalarla Suriye halkının bizim neyimiz olduğuna işaret etmekle yetineceğim; o kadar!..

7 Şubat 2011 günü, Süleyman Şah Buluşmaları’nın ilkini gerçekleştirmek üzere Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan’ın öncülüğünde 2 otobüs dolusu insan Akçakale Kapısı’ndan Suriye’ye geçtik.

Suriye sınırdan 120 km içerideki Süleyman Şah Türbesi. Bir manga Türk Askeri türbeyi koruyor.

Bir saat sonra büyük bir baraj gölü kenarındaki yarım adaya ulaştık.

Yarımadanın tam orta yerinde dev bayrak direğinde Türk Bayrağı dalgalanıyordu.

Burası Osman Gazi’nin dedesi Süleyman Şah’ın Türbesi’ydi.

Süleyman Şah Buluşmaları’nda Suriye ve Türkiye vatandaşları birbiriyle kucaklaşıyor. Gönderdeki bayrağa dikkat!

Sınırdan çok içeride olmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti toprağı olarak kabul ediliyordu.

Bir manga Türk askeri de 24 saat orada nöbetteydi.

Ziyaret gerçekleşti ve dev çadırlarda hazırlanmış sofranın etrafına oturduğumuzda karşımızdaki Suriyelilerin Karakeçili Aşireti ya da Karakeçili Yörüklerinden olduğunu öğrendik.

Süleyman Şah Türbesi. Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan Onur Defteri’ni imzalıyor...

Özet: Suriye’deyiz, Süleyman Şah Türbesi’ndeyiz. Gönderde Al Bayrak. Sofradayız. Türkçe, Kürtçe ve Arapça konuşuyoruz. Bir kısmımız, Türkiye’den gelmiş Kürtleriz. Bir kısmımız, Suriye’de yaşayan Karakeçili Yörük’üz. Bir kısmımız Türkiyeli Türk’üz. Bir kısmımız Sünni Arap’ız..!

Bir kısmımız şimdi Esad yönetiminin ölüm kustuğu Suriyelileriz.

Akrabayız. Dindaşız. Irkdaşız!..

***

Süleyman Şah Türbesi’nin bahçesindeki dev çadırdaki sofrada buluşanları katlediyor şimdi Esad yönetimi.

Elimizi uzatıp dünyadaki yapayalnızlığına çözüm üretmeye çalıştığımız Esad yönetimi, bizim kardeşlerimizi katlediyor şimdi.

Ve şimdi, katliamdan kaçanlar, yukarıda saydığım, Akçakale, Mürşitpınar, Ceylanpınar, Cizre, Girmeli, Şenyurt, Karkamış, Çobanbey, Öncüpınar, İslahiye, Cilvegözü, Karbeyaz, Yayladağı sınır kapılarından Türkiye’ye geçmek için çırpınıyor.

Süleyman Şah Türbesi’nin bahçesindeki dev yemek çadırı. Karakeçililer ev sahibimiz.

Süleyman Şah ortak atamız!

Halep, Rakka, Kamışlı, Humus, Hama bizim sınırımızın öbür yakası.

Bu iş bizim “iç meselemiz.”
O halde Erdoğan Esad’a savaş açar mı? Sorusuna, neden olmasın? Sorusuyla cevap veremez miyiz?

Zaten Başbakan Erdoğan ne dedi, “Seçim bitsin bakarız!..”

Kalın sağlıcakla!..

Hasan Öztürk - Haber 7
hasan.ozturk@ulketv.com.tr