Zaman ayarlı bir eylem!
- GİRİŞ22.06.2011 13:20
- GÜNCELLEME22.06.2011 13:20
Yüksek Seçim Kurulu kısa bir süre içinde ikinci kez “el bombası” bıraktı bu memleketin tam orta yerine..!
Daha önce “eksik evrak” bahanesiyle milletvekili adaylığını kabul etmediği bağımsız adaylarla ilgili kararında ilk el bombasını bırakmıştı.
Şimdi de KCK tutuklusu Hatip Dicle’nin milletvekilliğini oy birliği ile düşürerek pimi çekilmiş el bombasını Anadolu’nun orta yerine bıraktı!
Bu alınan karar hukuki olabilir.
Kitaba uygun olabilir.
Bu alınan karar normatif hukukun içinde çok da normal bir karar olarak durabilir..!
Ancak Türkiye’de öyle alanlar öyle sinir uçları vardır ki bu konularda alınacak kararlarda hakimler hele ki yüksek hakimler çok daha müşfik, çok daha merhametli olmalıdır. Hukuki yorumları, içtihatları devleti koruma üzerine değil, toplumsal dokuyu koruma üzerine olmalıdır.
Çünkü o müşfiklik ve o merhamet duygusu sadece önündeki dosyada ismi geçen için değil bu memleketin tamamı, selameti için gereklidir.
Şimdi Yüksek Seçim Kurulu, Anayasa’nın bilmem ne maddesine, yasaların bilmem ne maddesinin ne fıkrasının ne bendine göre salt metindeki vaaza göre karar vermiş olabilirler..!
Verilen kararın siyasal ve toplumsal birçok sonucu olacaktır.
Ben size sade şu kadarını söylüyorum:
Kürt meselesinin çözümü için atılan bundan önceki tüm adımlarda da bu tür engellemeler, bu tür “zaman ayarlı” eylemler yapılmıştır.
33 erin şehit edilmesi olayını unutmadık.
Dağlıca’yı unutmadık.
Reşadiye baskınını unutmadık.
Ilgaz saldırısı ise daha dün yapıldı.
Diyeceğim o ki, Türkiye’nin kanayan yarası Kürt sorunu için iyi niyetli her adım.
Ya da çözüm için yapılan her hamle, karşısında çözümsüzlük hamleleriyle karşılaştı.
Ben Yüksek Seçim Kurulu’nun değerli hakimlerinin verdikleri kararın hukukiliğini değil ama toplumsal yaraya nasıl “tuz basacağı”nı düşünmeleri gerektiğini hatırlatarak bitiriyorum.
Şimdi iş yine gelmiştir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne dayanmıştır.
Çözümün yolu oradadır.
Hele ki şiir okuduğu için hapse atılmış bir Başbakan ve önüne hep hukuki engeller konmuş bir Ak Parti varken…
Şimdi söz yine milli iradenin tecellisi Meclis’tedir.
Meclis gereğini yapmalıdır..!
Hukukun alanını, hukuki zemine çekmelidir..!
Son sözüm:
Oldu mu şimdi ya..!
Biz sivil anayasayı yapacak ve toplumun yüzde 96’sını temsil eden bir Meclis oluşturduk diye sevinirken…
Oldu mu şimdi..!
Hasan Öztürk - Haber 7
hasan.ozturk@ulketv.com.tr
Yorumlar40