Allah akıl fikir versin, kafalar karışık
- GİRİŞ26.07.2011 07:30
- GÜNCELLEME26.07.2011 07:30
Aysel Tuğluk 14 Temmuz’un akşamüzeri tam da Silvan’da 13 askerin şehit olduğu anlarda Demokratik Toplum Kongres (DTK) adına açıklama yaptı.
“Demokratik özerklik ilan ettik.”
Terör örgütünün önemli bir ismi Cemil Bayık saldırıyı sahiplendi, Apo’yu hedef aldı, “İmralı’daki görüşmeler PKK’yı tasfiye etme sürecidir” diyerek terör örgütündeki derin ayrılığı gün yüzüne çıkardı.
Sonrasında Başbakan Erdoğan’ın o meşhur çıkışı “Silvan’dan sonra terörle mücadelede konsept değişikliği olacak” sözü geldi.
Murat Karayılan tam da bu ortamda rol çalmak isteyenlere “dur”; düşmanına(!) “yapma” anlamına gelecek sözler söyledi:
“Erdoğan ve AKP kıştırdıyor” dedi, “PKK’da ayrılık yok. İmralı önderliğimizdir” diye afili laflar etti.
Bu peş peşe gelişen ve söylenen sözler bugünlerde yepyeni bir tartışmanın başlamasına neden oldu.
Birincisi, Aysel Tuğluk “Keşke Silvan olayı olduğunda özerkliği ilan etmeseydik” demeye çalıştı, Ahmet Türk Tuğluk’a ayar verdi;
“DTK’nın aldığı kararı tartışacak durumda değiliz” dedi.
Ancak bu sözü söyleyip de girdiği Van gölü kıyısındaki otelin toplantı salonunda tam da bu konuları uzun uzun konuştu tartıştı.
Suratlar asık toplantılar terk edildi.
Yine aynı süreçte, ne dediğinden çok neler yaptığını bildiğimiz BDP Milletvekili Bengi Yıldız, “Allah akıl fikir versin” dedirtecek bir mülakata imza attı!
Bengi Yıldız Neşe Düzel’e öyle tuhaf “özerklik” açıklamaları yaptı ki, gelen tepkiler üzerine “Benim 2.5 saatlik söyleşimden bunu nasıl anlarlar diyerek Taraf’a çattı.
Bu kakofoni de Başbakan Erdoğan’ın “konsept değişikliği” söyleminin karşılığının ne olduğunu anlayan bana göre tek bir merkez oldu.
O da Kandil!
Kandil’in lideri Murat Karayılan kendisine yakın bir ajansa verdiği söyleşide öyle ipuçları veriyor ki tam da “Erdoğan’ın çıkışının ne anlama geldiğini biliyoruz” anlamı taşıyor.
İsterseniz şimdi size önce Bengi Yıldız’ın o tuhaf, ucube, ne dediği anlaşılamayan ve bana göre Neşe Düzel’in yine gazetecilik başarısı olarak kayıtlara geçen söyleşiden birkaç cümle aktarayım:
Bengi Yıldız, “Özerkliği devlet ya kabul edecek ya edecek. … Özerklik ilan edilen yerler Ankara’ya vergi vermeyecek Ankara oralara yardım edecek. …Özerkliğin ilan edildiği yerlerde çoğunluğun hükmü geçerli olacak…!”
Bu kadar da değil hani..! Bir yerinde söyleşinin, Mustafa Kemal’den nakille, “İsmet yarın cumhuriyeti ilan ediyoruz” dediğini ve özerkliğin de alt yapısının tıpkı cumhuriyet gibi sonradan tamamlanacağını anlatıyor Bengi Yıldız. Allah’tan karşısındaki gazeteci Neşe Düzel de bu lokmayı kolayca yutmuyor ve bence tam da zamanında ayar veriyor Yıldız’a. Düzel, “Siz sisteminizi 19’ncu 20’nci yüzyılın klasik demokrasisine göre mi yoksa 21’nci yüzyılın katılımcı demokrasisine göre mi kuracaksınız” diye soruyor.
Bengi Yıldız çareyi topu taca atmakta buluyor!
Gelelim Karayılan’a!
Karayılan kendisine yakın bir ajansa verdiği mülakatta tam anlamıyla, “öyle değil, şöyle” demeye çalışan ve hep savunmada kalan hadi onların tabiriyle özsavunma(!)da kalan bir halde.
En kritik cümleler ise şunlar, “Peki şimdi biz de Türklere vurun desek ne olur? …Kürtler her yerde faşist saldırılara karşı kendilerini savunmalı, savunamayanlar Kürdistan’a dönmeli. …Yapı içinde ayrılık yok. Çatlak yok!”
Toparlıyorum…
Kural: Bir konuya çok vurgu yapıyorsanız, orada bir sorun var demektir.
Kıssa:
Aysel Tuğluk bu işten sıkılmışa benziyor.
Ahmet Türk, gelinen noktada ön alacak gücü kendinde bulamıyor.
Bengi Yıldız, polise attığı taşlar, Neşe Düzel’e verdiği mülakatta devirdiği çamların yanında çok masum kalıyor!
Cemil Bayık, Apo’nun iktidarının sarsıldığının işaret fişeğini ateşliyor.
Murat Karayılan, Kandil’e hakim olmak için “hem nalına hem mıhına” vuruyor.
Devlet, Erdoğan’ın diliyle, şımarık çocuğa gerektiğinde “şamarın nasıl vurulabileceğini” hissettiriyor!
Sonuç: Final yakın, hazır olun!
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk - Haber 7
hasan.ozturk@ulketv.com.tr
Yorumlar19