İmamın dediğini yap, yaptığını yapma!
- GİRİŞ09.09.2011 09:03
- GÜNCELLEME09.09.2011 09:03
Önce, enformasyon, dezenformasyon, kara propaganda ya da maksadı aşmak üzerine birkaç söz söylemek lazım belki de!..
Zira biraz sonra bahsedeceğim meselenin temelinde yukarıdaki kavramların doğrudan ilgisi var.
Bu nedenle, dünyanın her yerinde olduğu gibi dezenformasyon ya da kara propagandaya malzeme yapılan özel hayatın insanların statü, gelecek ya da bireysel hayatlarını nasıl etkilediğini bilerek yazacağım aşağıdaki cümlelerimi.
En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim hadi…
İnsanların özel hayatları kendileriyle hangi kutsala inanıyorlar ise o ikisi arasındadır.
Ancak, öyle kanaat önderleri ya da öncüler vardır ki artık onların özel hayatı yoktur.
Tıpkı, CHP’nin kaset ile giden eski Genel Başkanı Deniz Baykal gibi, MHP’li parti yöneticileri gibi!...
“İmamın dediğini yap, yaptığını yapma”
Ne güzel söylemiş atalarımız öyle değil mi?
Şöyle bir düşünüyorum da bu sözü haklı çıkartan kaç örnek var zihnimde.
Bir söz daha var aslında ama hicap duyuyorum…
Neyse…
Dedim ya o kadar örnek var ki zihnimde dini kanaat önderleriyim diye ortalıkta dolaşanların söyledikleriyle yaptıkları arasındaki derin çelişkiyi anlatan…
Örneğin, “Sakın evinize şeytan işi olan televizyonu sokmayın” diyen bir “karikatür figürü görünümlü” hoca efendinin yatak odasında dev plazma olduğu ortaya çıkmıştı.
Yine örneğin, “Kadınlarınızın başı gece yatarken bile örtülü olmalı” diyen bir başka tuhaf sözüm ona hoca efendinin başka kadınlarla ilişkisi ortaya çıkmıştı.
İşin bir de şu yönü var hatırlayın.
28 Şubat sürecinde inançlı insanları psikolojik baskı altında tutmak için tezgahlanmış Ali Kalkancı, Fadime Şahin, Müslüm Gündüz görüntülü pornografik yayınlar vardı ekranlarda.
Geçtim…
HİCAB DUYMAYI ÖĞRETENLERDEN UTANMAK!
Hicap duymamız, utanmamız, mütevazı olmamız, müsrif olmamamız konusunda uyarıları hep irfan sahibi, ilim sahibi hoca efendilerden, öğrendik oysa..!
Ve gerçek şu ki o muhlis, ilim sahibi, salih hoca efendiler olmasa “dindarlığımız” konusunda gerçekten büyük sıkıntılar çekerdik.
Anadolu’yu mayalayan büyüklerimizin (Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-ı veli, Yunus Emre, Akşemsettin, Mevlana ve niceleri) takipçisi ve varisleri ilim sahibi hoca efendiler sayesinde hala bu topraklarda kardeşlik hukukunu koruyoruz; hala ahlakı, erdemi gözetiyoruz…
Lakin beni bu yazıyı yazmaya zorlayan öyle tuhaf hadiseler de olmuyor değil…
BİR TUHAF UBEYDULLAH EFENDİ!
Öyle tuhaf sözüm ona dini kanaat önderleri de var ki, pes doğrusu dedirten türden!
Diyeceğim o ki, “Ey iman edenler niçin yapmadıklarınızı söylersiniz” ayeti sanki bu sözüm ona kanaat önderi hoca efendiler için inmiş gibidir.
Bir de kendi zaaf, heva ve heveslerine kananlar ile bu işin çılgını çıkaranlar arasında kalmak da var..!
Nasıl mı?
Takvim gazetesi Ramazan ayının ortasında hem de Kandil dağındaki PKK terör örgütü yuvaları Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından bombalanırken “aile dostu” bir kadın ile Bodrum’da bira yudumlarken yakalamıştı; BDP Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ı…
O Bengi Yıldız ki Batman’daki gösterilerde mekap ayakkabı, poşu, şalvar ve yelek ile polise taş atarken objektiflere poz veren, “ateşli eylemci”ydi sözüm ona hatırladınız mı?
O günden sonra Bengi Yıldız’ın izine rastlanmadı. Hatta BDP’nin 2’nci Olağan Kongresi’nde bile yoktu.
Takvim şimdi de PKK’nın imamı olarak bilinen Ubeydullah Özmen’in sevgilisi olduğunu iddia ettiği bir kadın ile Bodrum’da havuz başı sefasını yayınladı.
Bu zatı muhterem, Kürkçe hutbe ve Cuma namazlarıyla meşhurmuş ben bilmiyordum.
Anadolu Din Adamları Derneği’nin başkanıymış aynı zamanda.
Ne diyelim, ya kitapta yerini buldu!! Ya da mezhebi geniş arkadaşın!
Ya da hani yıllardır “çağdaş imam(!)” arayanlar var ya… tebrik etmek lazım… tam “cuk” o tarife uyuyor Ubeydullah efendi!
Burada bu fotoğraflar nasıl servis edildi, maksat belli değil mi türünden tezviratlar yapacak değilim.
Ancak çok önemli bir erozyon ya da sapmaya dikkat çekmek isterim.
Bengi Yıldız nasıl ki solcu Kürt gençlere rol model olamaz ise, Ubeydullah Özmen de dindar, mütedeyyin Kürtlere rol model olamaz bu haliyle..!
Takvim’in haberinden öreniyoruz ki Ubeydullah Özmen’in kızı BDP Ankara il yönetim kurulu üyesi Hacer Özmen objektiflere hep “başörtülü poz” veriyormuş.
Belli ki maksadı, Kürtlerin Müslüman kimliğine vurgu yapmak…
Ve bu davranış Hacer Özmen için çok da tutarlı olabilir… Zira biz biliriz ki dindar Kürtler meselenin bu yönüyle doğrudan ilgilidir.
Ancak Hacer Özmen’in babası PKK’nın imamı Ubuydullah Özmen’in Diyarbakır’da kürtçe hutbe okuması ile Bodrum’da bir kadının sırtını yağlaması arasında hiçbir bağ ve ilinti yok!
Şimdi “Ele verir talkımı, kendi yutar salkımı” atasözünü söylemenin zamanıdır!
Ya da açıkça söylüyorum işte:
Dindar Kürt kardeşlerim, bu tipler midir sizin kanaat önderleriniz veya rol modelleriniz?
Ben öyle olmadığını biliyorum!
Yanılmıyorum öyle değil mi?
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk / Haber 7
hasan.ozturk@kanal7.com
Yorumlar8