Bir taş ile kaç kuş vurulur sandınız?

  • GİRİŞ16.09.2011 09:45
  • GÜNCELLEME16.09.2011 09:45

Hedefte kaç kuş vardır?

Ya da kaç kuşu hedefe koyma niyetiniz vardı?

Bütün bu soruların sonunda da “acaba bir taş ile kaç kuş vurabilirim” hesabı yapmak her zaman “hesap uzmanı”  olduğunuz anlamına gelir mi?

Artık “Bu sorularla karşılaşabileceğini hesap ettin mi” diye de sorarlar adama..!

Zira güzel Türkçemizdeki “Bir taşla birkaç kuş vurmak” deyiminin yanında bir de “ Her kuşun eti yenmez” deyimi de vardır!

Bu girizgâhı neden yaptığımı merak eden okuyucularımın merakını hemen gidereyim.

Biliyorsunuz Oslo’da MİT ile PKK terör örgütü arasında 5’ncisi olduğu öne sürülen görüşmelerin bir ses kaydı ve dökümü terör örgütüne yakın sitelerde yayınlandı.

Sonra da malum tüm internet sitelerinde haber bültenlerinde konu edildi.

İçeriğini, görüşmenin doğruluğunu yanlışlığını (Kişisel kanaatim içerikte bir sorun yok ve görüşmeyi doğal buluyorum. H.Ö) bir yere koyarak önce şu sorunun cevabını bulmamız gerekiyor sanırım:

Bu görüşmeyi ve ses kaydını hem de PKK’ya yakın kaynaklar aracılığıyla sızdırmak kimin işine gelir? Ve akabinde bu işten kim ya da kimler ne zarar görür?

Bu kritik sorunun daha iyi algılanması için katkı olması amacıyla, ses kaydı sızdırılırken kullanılan spot cümle,  “Görüşmelerin iç yüzü, Erdoğan’ı yakacak” ifadesi neden kullanılır?

Şimdi diyeceğim o ki MİT ile PKK’nın, terör ve Kürt sorununun çözümü için gerçekleştirdiği görüşmeyi basına sızdırmak ile kim ne şekilde etki altına alınmak istenmiş olabilir?

Bir de zamanlamaya işaret etmek istiyorum:

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Adam gibi adam”  sloganlarıyla Mısır’ın başkenti  Kahire’de karşılandığı gün.

Açılımdan sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcı Beşir Atalay’ın medyanın Ankara Temsilcileri ile yaptığı görüşmenin tartışıldığı gün. (Ki Atalay, o toplantıda nihâyi sonuçtan ve dış destek olarak İsrail ve Almanya’dan bahsetmiştir.)

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in,” Sınır ötesi kara harekatı her an yapılabilir” dediği gün.

Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin, “Lojistik destek” ten söz ettiği gün.

İşte tam da o gün öğle saatlerinde MİT-PKK görüşmesi basına sızdırıldı.

TABELALAR HEP AYNI ÜLKEYİ GÖSTERİYOR

Şimdi; Hakan Fidan MİT Müsteşarı olduğunda hangi devlet doğrudan O’nu hedef tahtasına koymuştu?

Başbakan Erdoğan’ın seçimler öncesinde İran’dan para aldığını iddia eden merkez neresiydi?

Başbakan Erdoğan, Mısır’da Arap Ligi’ne seslenirken hangi devleti hedefine koymuştu?

Kuzey Irak Bölgesel Hükümeti’ni istihbarat olarak besleyen en güçlü Ortadoğu ülkesi hangisiydi?

Ve BM’nin Mavi Marmara raporundan sonra hangi ülke ile diplomatik ilişkiler bitme noktasına gelmişti?

Bu soruların tek cevabı  var: İsrail!

Peki İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman’ın, “Biz de PKK’ya destek veririz” deyip daha sonra düzeltip yalanlaması ile MİT-PKK görüşmesini internet sitesinde yayınlayan Dicle Haber Ajansı’nın yayından iki saat sonra “Sanal saldırıya uğradık. Bizim haberimiz değil” diyerek habere sahip çıkması arasında mahiyet açısından bir benzerlik kuramaz mıyız?

Farkındayım uzattım.

TEZGAH TERS TEPECEK

Lakin kafamızı karıştırmak isteyenlere inat, bu olup bitenlerin nasıl bir tezgâh olduğunu hep birlikte görelim diyedir bütün çabam.

Şimdi özetle:

MİT-PKK görüşmesinin basına sızdırılması kimlerin işine gelir?

Bir: İsrail’in. Çünkü PKK kartını her daim Türkiye’ye karşı kullanmak niyetini faş etmiştir.

İki: Kürt sorununun çözümü konusundaki iyi niyet sahiplerinin aksine bu sorundan nemalanan “kan emicileri”nin.

Üç: Türkiye’nin Ortadoğu’daki değişimde doğrudan rol almasını hazmedemeyen Fransa’nın başını çektiği , Almanya’nın desteklediği Avrupa  Birliği’nin.

Dört: Hala statükonun kendisi olduğunu zanneden  ” vesayetçi takımı”nın.

KAÇ KUŞUN HESABI YAPILDI?

Peki MİT-PKK görüşmesinin basına sızdırılmasıyla bir taş ile kaç kuş vurulmak istenmiştir?

Bir: Başbakan Erdoğan.

İki: Hükümet…

Üç: MİT Müsteşarı Hakan Fidan.

Dört: Ahmet Davutoğlu

Beş: Top yekun Türk halkı!

Bu kaset sızdırmadan nemalanmak isteyen İsrail de Almanya da onların uzantıları “müstemleke” kafalılar da bu kez fena faka basmıştır.

Zira “Bir taş ile birkaç kuş vurmak” deyiminin yanında bizde güzel bir söz daha vardır…

“Her kuşun eti yenmez” diye.

Sahi şimdi MİT-PKK görüşmesinin sızdırılması ile kuşlar vurulabilmiş midir?

Hiç sanmam!

Bilakis devletin bu sorundan ila nihayet kurtulmak için nasıl da canla başla çalıştığı ortaya çıkmıştır.

 Her gün yeni şehit cenazeleri gelmesin diye

Kan dursun, iç barış sağlansın diye…

Yürütülen tüm meşru mücadele ve yöntemleri selamlıyorum!

Hem Meclis Başkanı Cemil Çiçek ne dedi,

“Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumları ne yapılması gerekiyorsa onu yapıyor.”

Sızıntıyı yapanlar, karın ağrısıyla dolu günler geçireceklerini bilsin artık…

Kalın sağlıcakla.

Haber şehveti

ya da kim kimi hedef gösteriyor?

Taraf gazetesinden genç bir arkadaş, Deniz Feneri e.v haberleri yapıyor aylardır görmüşsünüzdür.

İsmi Arzu Yıldız.

Arzu Yıldız’ı hiç tanımam.

Sadece yaptığı o müthiş(!) haberleri okurken resmini ve ismini gördüm.

Arzu Yıldız geçenlerde demiş ki, “Kanal 7 ve bir gazete (Yeni Şafak H.Ö) beni hedef gösterdi.”

Şimdi size bir anımı anlatayım sonra Arzu Yıldız meselesine döneriz.

2010 yılının Ramazan ayında Başbakan Erdoğan tüm genel yayın yönetmenlerine Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir iftar yemeği vermişti.

Yemekte kaderin cilvesi o dönemin Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ile yan yana oturduk. Yemekler gelmiş oruçlar açılmıştı ki Özkök benimle güzel güzel konuşmaya başladı. Birden ona döndüm ve dedim ki “Tam karşındaki masada oturan adamı tanıyor musun?”

Dedi ki “yok.”

Devam ettim…

“O karşı masadaki adam Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik’tir.  Ve hiç tanımadığın O adam ile ilgili her gün sayfalar dolusu iddiayı gazetende yayınlıyorsun. Bu nasıl bir iş?”

Bana döndü ve şöyle dedi:

“Yaaa evet.. ne yapalım, bu meselede siz o taraftasınız biz bu tarafta.  Bazen böyle oluyor”

Ertuğrul Özkök halen sağ.. Allah uzun ömür versin…  gidip kendisine de sorulabilir bu konuşma.

Diyeceğim o ki, Deniz Feneri e.v meselesi öyle bir mesele ki normal bir soruşturma falan değil. Bunu Ertuğrul Özkök’ün “Ne yapalım, bu meselede siz o taraftasınız biz bu tarafta” sözünden anlayabiliyoruz.

Şimdi Arzu Yıldız’a dönecek olursak.

Demiş ya hani “Beni kanal 7 hedef gösteriyor” diye.

A kardeşim, “Kanal 7 ve onun Yönetim Kurulu Üyelerini, RTÜK eski Başkanı Zahit Akman’ı sonrasında tüm Deniz Feneri Türkiye’nin yöneticilerini iddianame bile yokken suçlayan haberler yapan sen kimleri hedef gösteriyorsun” acaba?

Ya da top yekun Kanal 7 camiasını hedef tahtasına koyan tarafın haberleri hedef göstermek değil midir?

Sahi Arzu Yıldız, gazetecilikte “aslan yakalamak” eline tutuşturulan gizli ibareli ifade tutanaklarını çek etmeden servis etmek olmuyor.

Canım benim büyük gazeteci olmanın yolu daha başka…

Öğrenirsin ama iş işten geçmesin emi.

Yıldıray Uğur ve ablanız Lale Kemal bunu en iyi bilenlerdendir benden söylemesi.

Sen hedef nasıl gösterilir sorusunu bir de o arkadaşlara sor!

Bu yapılan “habercilik şehveti” bile sayılmaz…

Ne olduğunu biliyor ve not ediyoruz!

Biraz izan..!

Hasan Öztürk / Haber 7
hasan.ozturk@kanal7.com

Yorumlar3

  • ahmet 13 yıl önce Şikayet Et
    bırakın demirel gibi laf yapmayıda tek bir soruya cevap verin. şimdi bilmem kimin adına devleti temsilen pkk ile masaya oturuldumu oturulmadımı onu yazın yeter
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Mehmet Emin 13 yıl önce Şikayet Et
    Elini taşın altına koyan elinin sıkışmasını göze almıştır. Fakir fukaraya yardım yaparken o el kopsa da acımaz. Yerine yenisi çıkar. Ne Mustafa Çelik, ne Zahid Akman tükenir bu memlekete. Üç beş ecnebi Alman savcının karalamaları, bir iki Türk savcının evrakta tahrifat ile insanları baltalaması, Taraf gibi birkaç gazetenin yanıltılması veya yalan haber yapması hakikatleri örtemez. Deniz Fenerini hep destekledik, her zaman gönülden destekleyeceğiz.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Küskün yorumcu 13 yıl önce Şikayet Et
    Çok kış var ama hiç biri sizin anlattığınız isimler değil. Bunu israil de anladı ama sanki kendi sızdırtmış gibi bir hava yarttormaya çalışıyor bu ülkede. Şöyle bakmak lazım: apo, biz anlastık ateskes dedi, ertesi gün silahlı saldırı oldu. yani pkk da çok başlılık var. Yine, Hani bizim askerlerimiz pkk ile görüştüğünde, biz nasıl ihanete uğradıgımızı düsündüysek su anda ergenekon pasivize edilmisken, tsk da tamamen güvenilir unsurlar varke, özel harekat isin içinde iken ve barzani gel bu ülkede cirit at demisken bu bilgi sizce neden sızdırlmıs olsun? Yani en güçlü zamanımızda ...hem simdiye kadar kaç mit görüsmesi sızdırıldı? bu bize pkk nın kürt halkını aldattıgının, köseye sıkıstıgının ve kacacak yer aradıgının ispatı olsun diye sızdırıldı. sizce pkk taraftarları satıldıgını düsünmez mi ? düsünürler ve bence de öyledir. bu sızma pkk nın bittiginin kaydıdır.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat