Hasbihal
- GİRİŞ20.09.2011 09:28
- GÜNCELLEME20.09.2011 09:28
“Terör bizim memlekete de gelmişse” diye başlamıştım 5 Mayıs’ta Haber7’deki yazı macerama…
Üzerinden çok geçmedi…
Fakat sizlerle bir bağ oluştuğunu düşünüyorum.
Zira hem yazıya yapılan yorumlar, hem mail adresime gönderilen maillerden bunu anlıyorum.
Kiminize göre anlaşılmaz, fanatik hatta faşistin tekiyim.
Bazılarınıza göre, Kürt meselesini ya da daha özelde PKK terör örgütü meselesini kendime bu kadar dert etmem bunun en belirgin göstergesi.
Kiminiz ise oldukça arkaik ve demode buluyor beni…
Hepiniz az biraz haklı, ama sıklıkla ön yargılısınız ne deyim!
Bir de Büyük Türkiye hayalimin gerçekleşeceğine olan inancım nedeniyle beni hayalperestlikle suçlayanlarınız var ki onlarla hesabım büyük bilesiniz..!
Bugün size “Libya’daki yardım uçaklarımıza kurşun yağdıranların ruh dünyası” nı anlatan bir yazı ya da MİT-PKK görüşmesinin sızmasıyla, yağmurdan sonra ortalıkta boy gösteren bol solucan ve fareler üzerine bir yazı da yazabilirdim.
Hatta daha ileri gidip, “AB üyesi Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Ak Deniz’deki sondaj çalışmasının bize faturası ne olur?” türünden ağır başlı bir yazı da döşenebilirdim.
Ancak bugün gerçekten sizlerle hasbıhal etmem gerektiği konusunda içimden şiddetli bir ses ile irkildim.
Diye bilirsiniz,
“Arkadaş işin mi yok!”
“Varsa bir bildiğin söyle.”
“Yoksa sus.”
“Yazma…”
“Bizim seninle hasbıhal etme gibi bir derdimiz yok!”
Ama demeyeceğinizi düşünüyorum.
Zira her birinizi yüz yüze gördüğümde başını çevirip giden tipler değiliz biz!
Şimdi size, içinde bulunduğum ruh halinden birkaç söz söyleyeyim.
Çok ümitliyim.
Hep tedirginim!
Bazen masmavi gökyüzüyüm…
Çoklukla fırtınaya tutulmuş tekneyim.
Bütün bu ruh halimin sebebi memleketin halidir bildiniz!
Yurt dışına her çıktığımda dışarıdan gördüğüm Türkiye beni son derece ümitlendiriyor.
Her bir çocuk toprağa düştüğündeyse, tedirginliğim bir kat daha artıyor.
Başbakan Erdoğan’ı Mısır’da, Libya’da, Somali’de gördükçe masmavi gökyüzü kadar ufuk sahibi oluyorum.
Kürt sorununu çözmek için çabalarken başımıza örülen çoraplar nedeniyle fırtınaya tutulmuş tekne gibi sığınak arıyorum.
Hayalperest olarak görmeyin beni…
Ancak bilin ki Büyük Türkiye hayali beni diri tutuyor.
Zira biliyorum, ya Büyük Türkiye, ya parçalanmış bir Anadolu!..
O yüzden Büyük Türkiye hayalini gerçeğe dönüştürmek için İbrahim (a.s) kıssasındaki karıncayı örnek alıyorum.
Şimdi sizden bir ricam var.
Yazılarımı okurken adil olun!
Basiretinize, adaletinize sığınarak bugünlük af diliyorum..!
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk / Haber 7
hasan.ozturk@kanal7.com
Yorumlar4