Cumhurbaşkanı Yüksekova'ya gittiyse!

  • GİRİŞ15.10.2011 09:15
  • GÜNCELLEME15.10.2011 09:15

Birliğimizin temsilcisi…

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir süredir devlet tarafından “terk edildiği” söylenen Yüksekova’ya gitmişse, bu ne anlama gelir; hiç düşündünüz mü?

“Devlet Hakkari-Şemdinli- Yüksekova hattında fiili olarak yok” deniyordu…

“Şehir merkezlerine çok yakın yerlerde terör örgütü PKK’nın kampları var” deniyordu.

“Devlet sanki kör, sağır, dilsiz olmuş buralardan çekilmiş” deniyordu.

“KCK, PKK bu bölgede kamu otoritesinin yerine geçmiş” deniyordu.

“Vergi adı altında haraç topluyor, sorun olarak gördüklerini o kamplarda mahkeme kurup yargılıyor” deniyordu.

Bu sözleri benimle birlikte sağır sultan bile duymuştu.

Ve en son Los Angeles’te bir kahvaltı salonunda Vanlı, Diyarbakırlı, Urfalı, Hakkarili dostlarla yaptığım sohbette;

“Doğu ve güneydoğuyu, hatta Kürt sorununu tartışırken Hakkari-Yüksekova hattını ayırmak lazım.”

“Hakkari-Yüksekova hattı başlı başına tartışılması gereken bir mesele…”

Kürt sorununun çok daha ötesinde başka bir sorun, kamu otoritesi sorunu var orada…”

“Ve sanki bu devlet tarafından bilinçli bir şekilde yapılıyor” deniyordu.

Bunu söyleyen Kürt arkadaşlarım, aynı zamanda

“Ana dil istiyoruz”,

 “Andımız kaldırılmalı”,

“Dağlardaki Ne Mutlu Türküm yazıları silinmeli”,

 “Orgeneral Mustafa Muğlalı Kışlası ismi hala düzeltilmedi” ,

 “Devlet eşini ziyaretten dönerken kötü muameleye uğrayan Leyla Zana’dan özür dilemelidir” diyorlardı.

Yani ki Kürt sorununun çözümünde bazılarımıza göre çok zor görünen hatta kırmızı çizgilerin aşıldığı hissine kapılacağınız meseleleri bile çözüm için anlatan Kürt aydınları bile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sanki bilinçli bir biçimde Hakkari-Yüksekova hattını PKK terör örgütüne ve onun şehir yapılanmalarına terk ettiği kanaatindeydi.

Ancak terör örgütünün özellikle Ramazan ayından itibaren dozunu yükselterek devam ettirdiği terör olayları neticesinde devlet nihayet “uykudan uyandı.”

 

“Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den sürpriz ziyaret.

Cumhurbakanı Gül Hakkari Sınırında birlikleri denetledi.

Gül önce Van Ferit Melen Havaalanı’na indi.

Helikopter ile, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı’na gitti.

Genelkurmay Başkanı ile birlikte 2 saat burada kalan Cumhurbaşkanı Gül, 6 Skorski, 2 Kopra helikopteri ile Yüksekova’ya geçti.

Üçüncü durak Hakkari Dağ Komando Tugayı’ydı.

Cumhurbaşkanı’nın buradaki ziyaretlerinin içeriği bilinmiyor anca Kato Dağı operasyonuna katılan askerlerle buluştuğu tahmin ediliyor..!”

14.10.2011 Televizyonların Ana Haber Bültenlerinden…!

Yukarıdaki metinin üç aşağı beş yukarısı neredeyse dün akşamki ana haber bültenlerinin tümünde haber olarak geçti.

Peki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dört yıl sonra ve en üstteki “devlet buraları boşalttı” iddialarının yaşandığı bir dönemde Yüksekova’ya ve Hakkari’ye ziyaretini nasıl okumalıyız?

Dört yıl önce sokakta yürüyüp halk ile buluşan Cumhurbaşkanı Gül’ün bu kez, sadece askeri birlikleri ziyaret etmesini fark ettiğimizde sanırım meseleyi kavrayabiliriz.

Bir de terör örgütü PKK’nın geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Gül’ü Almanya’da “tehdit” etme cüretini gösterdiğini hatırlamamız…

Akabinde Cumhurbaşkanı’nın “pabuç bırakmayız” resti ile “çuvallamaları”nı da hatırlamak gerekiyor.

O halde, “boşalttığı alanı” tekrar dolduran bir devlet otoritesini ve kamu düzenini tehdit eden unsurlarla “anlayacakları dille” konuşulacağının işaretini verdi Gül, Yüksekova’ya giderek…

Şimdi merakım şu:

Üç vakte kadar çok sürpriz bir şey olacak göreceksiniz..!

Ne olacak sorusunun cevabını hadi birlikte düşünelim!

Beşir Atalay neden sevilmez?

Hüseyin Çelik gibi salvo vermediği için mi?

Bülent Arınç gibi gözyaşı dökemediği için mi?

Çok şey konuşup hiçbir şey söylemediği için mi?

Açılım politikasıyla Kürt sorununu çözebileceğimize inandığı için mi?

28 Şubat’ta Kurucu Rektör olduğu üniversiteden uzaklaştırıldığı için mi?

Hükümetin “hocası, akîl adamı, omurgası” olduğu için mi?

“Kilit taşı” olduğu bilindiği için mi?

Yoksa, günahın büyüğünü (!) işlediği için mi?

Beşir Atalay neden sevilmez?

Ne aşığa ne maşuka yaranmak ihtiyacı hissetmediği için mi?

CHP lideri kaç zamandır geveliyordu, nihayet baklayı ağzından çıkardı

Deniz Feneri e.v soruşturmasında köstebek Beşir Atalay” dedi.

Elindeki dosyayı sallayarak yaptı bunu yine…

Kılıçdaroğlu’nun sözleri üzerine, Beşir Atalay,

“Omurgalı, mert bir insan yok karşımızda…” dedi.

Belli ki Beşir Atalay, düşman da olsa ya da rakip;  “mert ve omurgalı” biriyle karşılaşamamanın şaşkınlığı içinde..!

Zira, “omurgaya, mertliğe” vurgu yapmasının ve bunu söylerken yüzündeki ekşimenin anlamı, iddia sahibinin seviye eksikliği; irtifası belli..!

 Beşir Atalay hiç üzülmesin ya da takılmasın buna…

Zira, “yalanı” bu kadar rahat söyleyebilen iki kişi biliyor bu millet!

Biri Erzurumlu Teyyo Pehlivan.

Diğeri kaset maharetiyle CHP’ye lider yapılmış Kılıçdaroğlu..!

İşin başka bir boyutu daha var aslında!

Beşir Atalay düşmanlığı etrafında kenetlenip ortak hareket edenler,

Kılıçdaroğlu eliyle netice almaya çalışıyorlar..!

Burada söyleyebileceğim tek bir şey var:

“Düşmanımın düşmanı dostumdur” sözüne inat:  Yazık!

Kalın sağlıcakla.

Hasan Öztürk / Haber 7
Hasan.ozturk@kanal7.com

Yorumlar5

  • abbas yolcu 13 yıl önce Şikayet Et
    KESİNLİKLE İHANETTİR...!. Eğer zaman gelirde bunca masum kanı akıtan pkk-kck-bdp-yapılanması,üzerinden kürt sorunu diyerek(zaten adı bile arızalı)(kürt sorunu varsa çerkez,babaza,arap sorunuda vardır)açılım,özerklik,anadil eğitimi,vb..tavizler verilirse bunca yıllık terörle mücadelede şehit olanların kemikleri sızlar vede bu terörist alçaklar silahın işe yaradığını beyan edeceklerdir.bu yüzden bunlara verilecek en iyi cevap kurşuna kurşundun vede kim ister fiilen ,ister sözleri ve yazılarıyla bu teröre destekçi oluyorsa terörist muamelesi görmelidir.yeter bukadar müsamaha,eşkiya merhametten anlamaz.
    Cevapla
  • Cemal Yılmaz 13 yıl önce Şikayet Et
    HAKKARİ PKK YE TESLİM EDİLDİ. Ben oralıyım orada neler yaıpldığını uzunca yazacak değilim....Ancak Hakkari bölgesinin 20004 ten itibaren PKK ye adeta bilincli teslim edildi..Bunun PKK nin gücü ile bir ilgisi yok....Bu plan Sivil yönetime karşı hazırlanan darbe ve kaos projesinin bir parçası idi...Darbeciler hükümeti kamuoyu nezdinde zayıflatmak için PKK ye kontrollü şiddet yaratma imkanı planlamışlardı, hatta teşvik etmişlerdi....Bir zamanlar yüksekovada 500 askerlik tabur varken PKK şehre hakim olamazken şimdi 5000 askerlik bir tümenin olduğu bir zamanda başka nasıl hakim olabilirki?.....Mahallelerde, çarşıda devlet yok... Şehirdeki mevcut binlerce güvenlik güçleri isterse bir haftada şehrin kontrolunü tamamen ele geçirebilirler.. Fakat hepsi kışlalarda yatiyor.. Halk ancak onları sevkiyat esnasından şehirden transit geçiş yaparken görebiliyor.. Ancak hükümet çok geçte olsa uyandı nitekim...2 yıl içinde dengelerin çok değişeceğini bende tahmin edebiliyorum..
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • İbrahim Dursun 13 yıl önce Şikayet Et
    Hakkari-Yüksekova-Şemdinli hattı ve-düşmanımın düşmanı dostumdur!- yanlışı-2. İnsanların yaptıkları hatalardan biriside yapılan yanlışlar üzerine hareket tarzlarınısergilemeleri.Defaatlerce okuruz.Doğru sanırız.Büyüklerin söyledikleri,her zaman/HER mahalde doğru olmayan sözlerden biriside -düşmanımın düşmanı dostumdur-sözüdür..Şimdi kuran beyanın göre bütün insanların ve sizin ve sizin düşman gördüklerinizin ortak düşmanı olan iblis/şeytan;-sizin dostunuz olabilir mi?!!!Kesinlikle hayır..Görüldüğü gibi düşmanınızın düşmanı sizin dostunuz değildir..Yine başka bir örnek:İkiside size ezeli düşman olan ve savaşmakta olan kavimlerden birisini menfaatiniz gereği destekleseniz size dost olur mu? Kesin hayır..İşte misallerini çoğaltmak mümkün..Düşmanınızın düşmanı, dostunuz değildir..Dostunuzu ve düşmanınızı kurandan okuyarak öğrenmelisiniz..Aksi halde dost bildiklerinizin,fakat aslında size düşman olanların kurbanı olabilirsiniz..VesSELAM
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • tacettin çitil 13 yıl önce Şikayet Et
    DUA. Allahım cennet misali bu güzel vatanıma huzur ver ,aramızdaki kin ve nefretlere son ver bir birimizi sevebilme kabiliyeti ihsan eyle.Edirneden Karsa kadar vatanın her bölgesinde insanlarımıza huzur içerisinde hareket edebilmeyi bahşeyle,kimsenin ayağına taş değdirme Allahım.sevebilmeyi,hoşgörüyü anlayışı bize öğret,düşmanlarımıza fırsat verme,vatanımızı devletimizi ilel ebet payıdar eyle,bizi vatansız, devletsiz,bayraksız, başsız bırakma Güzel Allahım.yurdumuzu,yuvamızı,milletimizi heppimizi,güç yetmez bütün felaketlerden muhafaza eyle,sağlık ver sihhat ve afiyetler ihsan eyle Allahım.işi olmayana iş,aşı olmayana aş,huzuru olmayana huzur ver Allahım.Ey güzel Rabbimiz sen bizim Rabbimizsin bizler senin kulunuz,sen yaratansın biz yaratılanız,sen rızık verensin biz rızıklandırılanız,sen comert sahibisin bizler ise aciziz,sen ğanisin biz fakiriz,sen affedicisin biz ise günahkarız senin yüceliğin yüzü suyu hurmetine bizleri bağışlada dualarımızı kabul eyle.AMİN.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • İbrahim Dursun 13 yıl önce Şikayet Et
    -DÜŞMANIMIN DÜŞMANI ,DOSTUMDUR!-SÖZÜ YANLIŞTIR... İnsanların yaptıkları yanlışlardan biriside -yanlışı doğru kabul edip-hareket tarzlarını onlara göre ayarlamalarıdır.HER ZAMAN/HER YERDE doğru olmayan bir sözde-Düşmanımın düşmanı dostumdur!-sözü.Genellikle büyüklerin söyledikleri sözler her mahal ve her yerde -doğru- olmayabiliyor.Şimdi irdeleyelim biraz..İblis/şeytan;kuranın beyabnına göre bütün insanları ortak düşmanıdır.Bu kesinkes doğru bir gerçektir.Peki!Sizin düşman olarak gördüğünüz /savaştığınız kimselerinde düşmanı olan iblis/şeytan ,sizin ya da bizim dostumuz olabilir mi!!?Kesinlikle hayır..İşte görüldüğü gibi -düşmanımın düşmanı dostumdur!-sözü YANLIŞTIR..Başka bir husus:Size düşmanlık yapan iki kavim var..İkiside birbiriyle savaşıyor.Siz,menfeatınız gereği ya da aldanıp birisinin tarafını tutarsanız,o sizin dostunuz olur mu?Kesinlikle hayır.Nitekim dost görürseniz aldanır ve kaybedersiniz.İşte görüldüğü gibi -düşmanınızın düşmanı dostunuz değildir!-KİM DOSTUN?KURANDAN OKU! VesSELAM
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat