TSK Kuzey Irak'ta çok uzun kalacak
- GİRİŞ21.10.2011 08:24
- GÜNCELLEME21.10.2011 08:24
Ankara’dan dönerken zihnimden geçenler...
Başbakanlık Basın Müşaviri sevgili dostum Lütfullah Göktaş, Çarşamba akşamüzeri arayıp, “Başbakan Erdoğan yarın saat 11.00’da Resmi Konut’ta bir toplantı düzenleyecek sizi de davet ediyoruz” dediğinde ilk aklıma gelen, başıma gelmiş halde Ankara’dan İstanbul’a döndüm.
İlk aklıma gelen ne yalan söyleyeyim “Sınır ötesi operasyon, sıcak takibin ötesine geçecek ve bu bağlamda medyadan terörle mücadelede bir kez daha destek istenecek” diye düşünmüştüm.
Düşündüğüm şey oldu.
Türkiye Silahlı Kuvvetleri, Çukurca’daki 24 şehit verdiğimiz o mel’un saldırının ardında başlattığı “sıcak takib”i dün itibariyle top yekun “sınır ötesi operasyon”a çevirdi.
“Bu günü bir yere kaydedin” demiştim ya hani Çarşamba günü...
Tam da bir milada işaret etmekti amacım…
Şimdi bir iddiada daha bulunuyorum:
Bu tarihten itibaren sınır ötesi harekât, bu kez öyle kolay kolay bitmeyecek…
Türk Silahlı Kuvvetleri çok uzun süre süre Kuzey Irak’ta kalacak göreceksiniz!
KONUŞTUKLARIMIZ BİZDE SAKLI AMA...
Dün saat 11.00’da Başbakanlık Resmi Konutu’nda medya patronları ve genel yayın yönetmenlerinin katılımıyla gerçekleşen toplantında konuşulanların tamamı bizzat Başbakan Erdoğan tarafından 3 kez hatırlatılan “of the record” bir toplantıydı.
O nedenle içeride konuşulanlar hakkında size bir şey söyleyecek değilim…
Lakin hemen bizimle olan toplantının bitiminde Başbakan Erdoğan kameraların karşısında söylediği sözler içerideki konuşmalar hakkında sizin için ipucu olabilir.
Erdoğan basın toplantısında, terörle mücadelede medyanın “sorumlu yayıncılığı”na atıfta bulundu, sınır ötesi harekatta, “nereye kadar gidilmesi gerekiyorsa..” dedi ve “Şuanda bu harekat netice almanın bir adıdır. Onun için başlatılmıştır" diye ekledi.
Üzerinde durduğu diğer önemli husus, medyanın terörün propagandasına alet olmamasıydı. Örnek olarak eski İngiltere Başbakanı’ndan “Propaganda terörün oksijenidir” sözünü emanet aldı.
Ve ekledi, ”Biz otokontrol yoluyla, milli bir meselede medyanın da milli bir duruş sergilemesinin mücadeleye güç katacağına inanıyoruz."
Dönelim tekrar “sınır ötesi harekat”ın düşündürdüklerine..!
Burada size iki hususu hatırlatacağım.
Bunlardan birincisi, Türkiye şu anda, öyle bir diplomatik atak yapmış durumda ki, bu atağın neticesinde hem Irak merkezi hükümeti, hem de Kuzey Irak bölgesel yönetimi terörle mücadelede Türkiye’nin yanında yer almak suretiyle meşruiyetlerini pekiştirebilecekler.
Daha açık söyleyeyim… Neçirvan Barzani’nin Ankara’ya gelişi ve Mesut Barzani’nin de yakında burada olacağını açıklaması bunun birinci işaretidir.
İkincisi Kandil çevresindeki köylerin bölgesel yönetim tarafından boşaltılıyor olmasıdır…
Üçüncüsü peşmergenin sınır ötesi harekatta Türk Silahlı Kuvvetleri’ne en azından köstek olmayacağının anlaşılmasıdır….
Aynı şekilde, Irak merkezi yönetiminin de geçtiğimiz hafta Ankara’da olmasını unutmayalım.
Ayrıca Türkiye şu anda telefon diplomasisini en üst seviyede sürdürüyor. Böylece bugüne kadar teröre destek veren, vermeyen, dost, düşman bu işin tarafı kimse Türkiye Cumhuriyeti şu anda o tarafların tümüyle temas kuruyor.
Bun olup bitenin ardından bugün itibariyle 10 bin asker ile Kuzey Irak’ta ilerliyor!
Toparlıyorum.
Medya safları sıklaştıracak.
Terörle mücadelede sap ile saman karıştırılmayacak.
Propaganda terörün oksijeni olmayacak.
90’lı yıllara geri dönüyoruz iddiasında bulunanlar avuçlarını yalayacak.
Bütün bu psikolojik ortam ile sınır ötesinden netice alınacak…
Ankara’dan İstanbul’a dönerken yol boyu bunları düşündüm, düşüncelerimi sizlerle de paylaştım.
MASADA PATRONU OLMAYAN SADECE ACET İLE BEN VARDIM |
Bir şey daha düşündüm: Başbakan Erdoğan’ın Resmi Konut’ta medya patronları ve genel yayın yönetmenleri ile yaptığı kapalı toplantıda, bugüne kadar bir arada görmediğim tüm medya patronları vardı. Çalık’tan, Şahenk’e, Doğan’dan, Ciner’e, Karamehmet’e kadar bütün patronlar oradaydı istisnasız… Ancak bir tek Kanal 7’nin Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ve Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik yoktu orada!... Çünkü 3 ayı geçkin zamandır Deniz Feneri e.v soruşturması kapsamında haksız yere Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunuyorlar… Gerçekten hala anlayabilmiş değilim, bu tutuklulukların devam etmesini!.. .Kanal 7 grubunu temsil etmek, Ankara Temsilcisi Mehmet Acet ile bana kaldı maalesef! Bu meseleyi anlayan beri gelsin!.. |
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk / Haber 7
Hasan.ozturk@kanal7.com
Yorumlar13