Korkuyorsam sebebi belli be kardeşim
- GİRİŞ01.11.2011 07:46
- GÜNCELLEME01.11.2011 07:46
“Eğiri oturup doğru konuşalım” diye güzel bir atasözümüz var biliyorsunuz!
İşte bu yüzden bugün aslında telaffuz etmekten hep çekindiğim…
Hatta mümkün olduğunca; lisanı halince reddettiğim…
Fakat bir gerçeklik olarak karşımızda aleni duran bir konuyu tekrardan yazmak istiyorum:
Ayrılık rüzgarı..!
Yazılarımı takip edenler hatırlayacaktır. Ya da haber7.com’un arşivinde hala duran yazılarım var. “Özerkliğe manav Cemal ne der?” bunlardan sadece bir tanesi.
Yazdığım yazıların çoğunda soğuk kanlı, salt bilgiye dayalı, sadece akıl yoluyla çıkarımlar yoktur benim..!
Mümkün olduğunca gönlü, kalbi, ruhu da katmak isterim yazıya.
Zira bilirim gönül işi bitti mi…
İş yalnız akıla düştü mü…
Orada oportünizm ya da menfaat girer işin içine…
Bütün bu yukarıdaki “kıvranma” seansımın nedeni malum:
Birazdan söyleyeceklerimin yanlış anlaşılması kaygısı!
AYRILIK RÜZGÂRI KAPIMIZI ÇOKDAN ÇALMIŞ BE KARDEŞİM
Van depremiyle birlikte olanca çabamızla “Kardeşlik şarkıları” söyledik hem Batı’dan hem Doğu’dan.
Harcımızı kuvvetlendirecek.
Yarayı örtecek.
Parçaları birleştirecek.
Zamk olacak onlarca hikayeyi, anıyı, olayı her vesile ile büyüttük büyüttük büyüttük..!
Örneğin, İstanbul’dan gönderilen bir battaniyenin içinde unutulan 5 bin liranın nasıl geri gönderildiğini…
“Param yok ama, yeni doğum yaptım, depremzede bir bebeği emzirebilirim” diyenlerin hikayesini…
“Rüyamda gördüm geldim” diyerek Erciş’teki enkazdan hamile bir kadının kurtuluşuna vesile olan üniversiteli kızın duyarlılığını…
Gönderilen montun cebindeki kağıt parçasındaki telefon numarasını arayıp, “Kardeşim teşekkür ederim” diyenin hassasiyetini…
Bunların hepsini aramızda var olduğuna inandığımız “kardeşlik” ve “1000 yıllık hukuk” u hatırlamak için yaptık.
Medyadaki ve sosyal medyadaki “faşistleri” yerin dibine batırdır..!
Lakin şimdi biraz “Eğri oturup doğru konuşmak” gerekiyor sanırım!
Kamuoyu yapıcıları ve kanaat önderleri arasındaki fayın derinliği öyle artmış ki Van depreminden sonra oluşan “kardeşlik havası” askıda kalıyor.
Bir kekremsi hal alıyor, yukarılarda oyun kurduğunu düşünen bazı Kürtler nezdinde.
Hatta bir korkudur aldı başını gidiyor oralarda…
Zira, “Gelen her yardım kolisinde kardeşlik kokusu var” diyen BDP eş Başkanı Selahattin Demirtaş, “Kürtler Kürdistan’da özgürce yaşar. Bunun dışında bir şey kabul etmeyiz” buyurmuş Mersin’de.
Şimdi soralım:
İyi de be kardeşim, Kürtler Kürdistan’da özgürce yaşayacak da, İstanbul’daki Kürtler, Bursa’daki, İzmir’deki Kürtler ne yapacak?
Onlar özgürce yaşamasın mı?
Sen bunu mu istiyorsun?
Yoksa yarın bir gün İmralı’dan yükselecek bir ses ile;
“Haydi Kürtler Kürdistan’a” diyerek, tersine bir göç mü hayal ediyorsunuz?
Yok!
Bunu asla isteyemezsiniz!
Zira sizin para kaynaklarınızın çoğu ve hatta tümü, Batı’da değil mi?
“Kürdistan” dediğiniz bölgenin katma değeri hakkında neden hiç konuşmazsınız?
Yoksa partinizin medarı iftiharı (!) “Taş atarak listeye giren”, ancak uçaklar Kandil”i bombalarken “Bodrum’da sevgilisiyle fink atan” Bengi Yıldız’ın Taraf’a verdiği röportajda söylediği,
“Özerlik ilan ettik. Vergi vermeyiz. Ankara’nın yardımını alır yeriz” demesi mi sizin şiarınız?
Selahattin Demirtaş’ın “Kürdistan’da Kürtler özgürce yaşar” sözü, Bengi Yıldız’ın, “Vergi vermeyiz, Ankara’nın yardımını alır yeriz” sözünün bir ilerisi mi?
O halde Aysel Tuğluk’un sözünü de nakledeyim, “Zihinsel ayrılık tamam, sıra fiziksel ayrılıkta” demişti bir keresinde…
Onca hengamede kaba gürültüye kurban gitmiş Osman Baydemir’in sözünü de nakledeyim oldu olacak!
“Bu çağda Türk’ün Kürt’e, Kürt’ün Türk’e kurşun sıkması haramdır!”
Van depremi öncesinde, birliğimizin temsilcisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyaret ettiği birliklere yönelik 8 ayrı saldırı ile 24 askeri şehit eden PKK terör örgütüne karşı verilen mücadele bir tarafa…
Depremin yarasını sarmak için verilen olağan üstü çaba bir tarafa…
Aramızdaki ayrılık rüzgarları öbür tarafa..!
Korkarım ki Cengiz Çandar’ın İngiltere Avam Kamarası’nda yaptığı konuşmada söylediği “Ben de PKK’nın yerinde olsam silah bırakmam” demesiyle;
Hasan Cemal’in Bingöl’deki canlı bomba eyleminden bir gün sonra köşesinden, “Devletin PKK ile masaya oturması lazım” sözleri belli bir yere hizmet ediyor..!
“Van depremi ile kardeşlik şarkıları söyleseniz de bu işin sonu kötü” diyen güç odaklarının nasıl da mühendislik harikası körükleriyle “ayrılık rüzgarını” körüklediğini görüyoruz..!
Korkuyorum!
Korkuyorsam sebebi belli be kardeşim!
Okuyucuya not: Ki bu yazıyı yazan, Van depreminden birkaç saat sonra “Sabredin bu felaket rahmete dönüşecek” diyen ilk kardeşinizdir!
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk / Haber 7
hasan.ozturk@kanal7.com
Yorumlar13