'KCK Devleti'nin dini Zerdüştlük müdür?
- GİRİŞ09.11.2011 08:16
- GÜNCELLEME09.11.2011 08:16
“KCK paralel bir devlet modelidir. Kabul edilemez!” dedi, Başbakan Erdoğan!
O halde sonda söyleyeceğimi başta söylüyorum;
“KCK denen devletin dini Zerdüştlük müdür?”
Zira, Milli Gazete’de yayınlanmış olsa da…
Eleştirel bir dille sorgulanıyor görünse de…
PKK terör örgütü, Zerdüşt ayinini Türkiye kamuoyuna sızdırmıştır ve bu yolla bir “işaret” vermiştir..!
xxx
Bu KCK ne menem bir şeydir ki,
“Hükümet içinde çatlağa…”
“Aydınlar arasında kapışmaya…”
Medya içinde kavgaya neden olmuştur?
Bu KCK nasıl bir örgütlenme biçimidir ki,
hem “Saman altından su yürütmeyi…”
Hem, “Tehdidin en büyüğünü” yapabilme cüretini gösterebilmiştir!
(Tehdidin en büyüğünden kastım, KCK’dan tutuklanan Prof. Büşra Ersanlı’nın bir ifadesinde söylediği sözdür: “Başbakan dahil kimin nasıl öleceği belli olmaz yani…”)
Anlayabildiğimiz kadarıyla, KCK meselesi PKK terör örgütü meselesinin de üzerindedir artık.
Zira Başbakan Erdoğan’ın en son ifadesinden öğreniyoruz ki, bu yapı “paralel bir devlet” modelidir.
Erdoğan diyor ki, “KCK'yı iyi tanımanız lazım. İyi tanımıyorsanız ehillerinden iyi öğrenmeniz lazım. KCK'nın nereye vardığını bilmeden ve bu işin içerisinde kimlerin ne tür rol üstlendiğini bilmeden yaptığınız açıklamalar, ister medyada olsun, ister şurada, ister burada olsun; nerede olursa olsun teröre destektir, teröre hizmettir. Bu kadar açık konuşuyorum. Çünkü biz devletin içinde devlete paralel bir devlet anlayışına müsaade edemeyiz. Türkiye'de tek devlet vardır, o da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir.
Peki buna mukabil, Erdoğan hükümetlerinin vaz geçilmez ağır toplarından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ne diyor?
“Yaşını başını almış bir bilim kadınının tutuklanması bizleri tedirgin edebilir, üzebilir..!”
Erdoğan’ın en yakınlarından siyasi danışmanı Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan ise diyor ki,
“KCK denilen bu paralel devlet yapısına göz yummak, kan akıtan terörizme rıza göstermekten daha kötüdür.”
Bütün bu tartışmalara, Şahin Alpay’ın, Cengiz Çadar’ın yazdıklarını da ekleyecek değilim.
Lakin ortada öyle bir gerçek duruyor ki tam da gözümüze batmış durumda:
KCK Yürütme Kurulu Üyesi Duran Kalkan, müstear isimle yazdığı bir yazıda, BDP’ye akıl hocalığı yapmış!
Duran Kalkan, BDP’ye diyor ki, “Öyle bir zamanlama ile Meclis’ten çekilirseniz neler olmaz ki?
En önemlisi de “Meclis çalışmasından çekilirseniz mevcut meclisin demokratik meşruiyeti kalmaz. Meclis çözüm gücü olmaktan çıkınca sorunların çözümü sokakta ve dağda aranır. Bu da daha çok şiddet ve Türk-Kürt kopuşu demektir.”
Burada niyet okuması yapmamıza gerek kalmadan, KCK Yürütme Kurulu üyesi Duran Kalkan’ın ağızından bu bölücü yapının asıl amacı ortaya çıkıyor: TÜRK-KÜRT KOPUŞU!
Aslında, her vesile ile korkularımıza vurgu yaparken, bu korkularımızın temelinde, 30 yaş altı Kürt gençlerinde zihnen gerçekleşmiş olan ayrılık duygusunun fiili ayrılığa dönüşme endişesidir.
Zira görmüşsünüzdür, artık Zerdüşt ayinlerini de servis yaparak, Kürtlerin İslam ile olan rabıtalarını da bozuyorlar..!
Diyeceğim o ki, Duran Kalkan BDP’nin bir silah ve koz olarak Meclis’ten çekilme kartını her zaman masada tutmasına salık veriyor...
Terör örgütü KCK üzerinden paralel bir devlet modeli yürürlüğe koyuyor…
Bu paralel devletin inanç örgüsünü de arkaik Zerdüştlük ayinleriyle tamamlamaya niyetleniyorlar!
Ne diyelim..!
Biz bir şey demeyelim!
Kürt Mahallesi bu işe ne der, bekleyip görelim!
(Benim bildiğim Kürt mahallesinin İslam ile olan rabıtasını tek parti dönemi zihniyeti bile bozamamıştı!)
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk / Haber 7
hasan.ozturk@kanal7.com
Yorumlar18