Asıl şike siyasette kime yapılıyor?
- GİRİŞ09.12.2011 09:57
- GÜNCELLEME09.12.2011 09:57
Muharrem İnce, hiç de soyadına yakışan bir incelikte davranmıyor…
Sesi Meclis Genel Kurulu’nun dışına taşarak “çemkiriyor!”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, aynı orijinden geldiği zamanın Adalet Bakanı Mehmet Moğultay’ın “Kendi adamlarımızı değil de MHP’li militanları mı alsaydık” sözlerini unutmuş bir eda ile yargıya militanların doldurulduğu yalanını pişkin pişkin söylüyor, Meclis Kürsüsü’nden…
Elmalarla armutları karıştırıp, katilleri bile “tutuklu gazeteciler” diyerek düşünce suçluları arasında sayıyor…
CHP Grup Başkanı Emine Ülker Tarhan, eski YARSAV üyeliğini ve o üyelik döneminde nasıl da Yargıtay’a “tulum liste” ile üye gönderdiklerini unutup, bugünün yargıçlarına “Musolini’nin politik yargıçları” diyor…
xxx
Başbakan Tayyip Erdoğan Kısıklı’daki evinde hastalığının nekahat dönemini tamamlıyor!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Yasa yapıcı Meclis’tir!” diyerek okuma ve anlama becerisi olanların anladığı dilden bütün tartışmalara noktayı koyuyor!
Kafası karışık Ak Partililer dün gün boyu başlarına örülen “şike çorabı”nın farkına vararak uykudan uyanma eğilimi gösteriyor…
Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı, iki gün önceki açıklamalarını “tevil” yapma ihtiyacı duyuyor!
Spor Bakanı Suat Kılıç “asıl şike”nin siyasette Ak Parti’ye yapıldığının farkına varıldığının ipuçlarını veriyor!
Xxx
Şike ile yatıp şike ile kalktığımız son on günde olup bitenlerin dünkü finalinin aşağı yukarı özeti yukarıdaki gibi!
Ben size “şike yasası” tartışmalarındaki “asıl şikeden” bahsetmek istiyorum bugün.
Zira, Ak Parti ile Cemaat arasına ”şike yasası” bahane edilerek kara kedi girdiği iddiaları…
Erdoğan sonrası senaryoların havada uçuştuğu…
Gül’ün Cumhurbaşkanlığı’ndan sonra Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan olacağı iddialarının servis edildiği…
Hatırı kalmasın (!) edasıyla Bülent Arınç’a “ara formül” ile geçici Başbakanlık formülü geliştirildiği…
Bu güzellemelere, “reverans” yaparak karşılık veren Bülent Arınç’ın topa girmesini…
İzledik bir on gündür!
Konuşulanlar, kaşınanlar, istenenler, arzu edilenler…
Olan değil olması beklenenler “miş gibi” yapıldı on günde!
Olmuş gibi, oluyormuş gibi, istenmiş gibi, isteniyormuş gibi yapıldı on günde!
Mış ve muş gibi bize sununlar “asıl şikecilerdir” bunu anlayalım.
Zira onlar asıl olup biten değil, kendilerinin arzuladıklarını bize sundular…
Ancak unutulan bir gerçek var sanırım!
Bütün bu kara, karmaşa, dağınık, kavgalı bir dönemde (ki bunların hepsinin sonuna birer ünlemi siz koyun HÖ) Türkiye terörle mücadele son yılların en büyük başarısına imza atıyor!
Türkiye ekonomisi öngörülenin üzerinde büyüyor.
ABD’nin 2 numarası Biden “Övünmek gibi olmasın ama Erdoğan ile 2 saat baş başa görüştüm” diyor.
Günlük rutin işlerimiz seyrine devam ediyor!
Yani ki bir “şike” yasası üzerinden koparılmak istenen fırtınanın sahibi “asıl şikeciler” bunu görelim.
Kim ne fırtına koparırsa koparsın “istikamet” konusunda Türkiye’nin karar vericileri açısından bir sorun görünmüyor!
Türkiye girdiği yoldan çıkmıyor!
Bu da “asıl şikecileri” çıldırtmaya yetiyor!
Ha bu arada sahiden Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül arasındaki hukuk, bir “veto” ile bozulacak kadar pamuk ipliğine bağlıydıysa, ne diyeyim “çekin kuyruğunu gitsin!”
Şimdi bana bu iki devlet adamının hangi badireleri nasıl atlattıklarını anlattırmayın!
Sadece şunu söyleyip bitireyim:
Şehirlerin bu kadar asfalt kaplı yolları yokken, bahar yağmurlarından sonra “solucanlar” toprak üzerine çıkardı!
“Şike” bahanesi ile “kafa gösterenler”e bu örneği vererek bitireyim en iyisi…
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk / Haber 7
hasan.ozturk@kanal7.com
Yorumlar10