Suriye’nin kaderi Seul’de çizilirken…

28-29 Mart’ta Tahran’da Esad’ın “ne olacağı” karara bağlanacakken…

Cudi’de “ölmek var dönmek yok” diyecek kadar geri çekilmeyi değil, “sonuna kadar gitmeyi” düşündürecek kadar kararlılık varken…

Ben size yine 2014 projeksiyonu sunmak istiyorum.

Zira, önce Sabah’tan Yavuz Donat ardından Vatan’dan Okay Gönensin sözüm ona Ankara’da konuşulan bir senaryoyu dillendirerek 2014 perspektifi sundular.

İki yazarın da ortak düşüncesi, -aslında tam da böyle değil, Okan Gönensin’in Yavuz Donat’tan apardığı demeliyim- düşünce şu:

“Ankara’da geliştirilen bir formülün şu sıralarda AKP içinde yaygın olarak desteklendiği de ortaya çıktı. Formüle göre Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olmak üzere partisinden ayrıldığında yerine gelecek genel başkan kurultay toplayacak ve kurultayda tüzük değiştirilerek partinin birinci kuşağının Meclis’te kalmaya devam etmesi sağlanacak.

Eğer formül gerçekleşirse Erdoğan sözünden ve kararından dönmüş de olmayacak.”

Bu yukarıdaki formüle gerek duyulmasının nedeni de belli; 70 kadar Ak Parti milletvekili 3 dönemdir Meclis’te olduğu için tüzük gereği 2015’teki genel seçimlerde aday olamayacak.

ERDOĞAN SONRASI SENARYOLAR

Şimdi bir önceki yazımda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın “tüzük değişikliğine sıcak bakmadığını” hatırlattıktan sonra, Ankara’da neden senaryo üzerine senaryo geliştirildiğine bir ince tespitte bulunmak istiyorum.

Mahir Kaynak’ın, özellikle ANAP’ın nasıl ele geçirildiği ve tasfiye edildiği yönündeki bir çok yazısına temel oluşturan görüşü özetle şöyle:

“Bir partinin, tüm kadrolarının tasfiye edilmesi önemli değildir. O partinin başını ele geçirdiğiniz zaman sonuç alırsınız. Özal’ın ANAP’ı ile Mesut Yılmaz’ın ANAP’ı bambaşka partilerdir.”

Mahir Kaynak’ın bu tespiti ile birlikte aklımıza birçok komplo teorisi peş peşe geliyor öyle değil mi?

Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkması ile Ak Parti’yi ele geçirmeyi ya da etkilemeyi düşünen birçok uluslararası güç kim bilir kimleri “liderlik” için hazırlıyordur veya kimlere “havuç” uzatıyordur?

Yine Tayyip Erdoğan’ın 3’ncü dönem sonrası parlamento dışı kalması olasılığı karşısında partiyi yönetecek kadrolar ve en önemlisi genel Başkanın çizeceği profil Ak Parti’yi Özal sonrası ANAP’a dönüştürür mü?

Bütün bunları yaşayıp göreceğiz!

Lakin, Abdullah Gül’ün 2012 ile birlikte gösterdiği performansı ve Başbakan Erdoğan’ın bu konulardaki sessiz sakinliği bir yere not edilmeli.

Kalın sağlıcakla.

Hasan Öztürk / Haber 7
hasan.ozturk@kanal7.com