Erdoğan bu kez İran’a “one minute” dedi
- GİRİŞ06.04.2012 08:57
- GÜNCELLEME06.04.2012 08:57
Manisa’daki Caferi İmam meselesi…
Suriye toplantısında, iki grubun salon önünde birbirine girmesi…
Sosyal medyadaki İran ve Suriye üzerinden devam eden ağız dalaşı…
Adıyaman, Mersin gibi illerde Alevi vatandaşlarımızın evlerinin işaretlenme provokasyonu…
Ulusalcılarla, İrancıların aynı safta yer alması… filan!
Bir yıldır yatıp kalktığımız Suriye krizinin arka planında devam eden bir de İran sorunumuz vardı.
Ve bu sorun devletin serinkanlı duruşu ile hep buzdolabında dondurulmuş bir kriz olarak gündemin dışında tutulmuştu.
Ancak artık, dondurularak ertelenebilecek bir sorun değildir.
Nedenini anlatayım.
HAYAL KIRIKLIĞI
İki yıl kadar oldu…
Başbakan Erdoğan ile Pakistan dönüşü İran’ın Başkenti Tahran’a gitmiştim. İran’a ilk ve tek ziyaretim bu vesileyle oldu. Orada edindiğim izlenimler İran’a olan “hasbi” düşüncelerimin bir kısmının yok olup gitmesine neden oldu.
Çünkü, “Acem oyunu” denen oyunların bir kısmını yakından görme fırsatı bulmuştum.
O ziyarette birçok ticari ve enerji alanında adımlar atılmıştı.
Devletin önemli bir ismine sevinçli bir ifadeyle memnuniyetimi belirtmiştim de o önemli isim, “İnşallah sözlerinde dururlar” demişti.
O gün bir kez daha anladım ki, “Acem oyunu” böyle bir şeydi!
İmzala, konuş, söz ver ama sözünde durma; oyala..!
Xxx
MODERNİZM KARŞITI DEVRİMDİ
Oysa İran İslam Devrimi’ni…
İmam Humeyni’yi, Beheşti’yi…
Hele ki Ali Şeriati’yi bilen, okuyan biri olarak…
Ya da İsfahan’ı, Hafız’ı bilen biri olarak İran hep gönlümün bir yerinde yer etmişti.
Tahran’daki kötü izlenimlerime rağmen.
20’ncı yüzyılda modernizme karşı “tek” diyebileceğimiz bir devrimi gerçekleştiren İmam Humeyni ve İran halkının o heyecanının uzunca bir süre beni de etkilediğini söylemeliyim.
Lakin İran’ın 1979’dan bu yana devam edem rejimi bildik totaliter rejimlerin dışına çıkmadı, çıkamadı. Bundan sonra da çıkma ihtimali yok zinhar.
Hal böyle iken yıllardır, uluslar arası arenada “nükleer projeleri” nedeniyle köşeye sıkıştırılan ya da “itham edilen” İran’a en büyük desteği Türkiye verdi ve ben bu desteği hep haklı buldum.
Zira, İran’ın yönetim sorunları filana beni çok da ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren kısmı, bölgemizin bir ateş topuna dönmesinin önüne geçilmesi o kadar.
“DÜRÜST OLMAK LAZIM”
İran’ı uluslar arası arenada yalnız bırakmayan Türkiye’ye İran’ın yaptıklarını tek tek sayacak halim yok.
En son, 13-14 Nisan tarihlerinde İstanbul’da düzenlenmesi kararlaştırılan nükleer zirvenin de amacı İran’ı yalnızlaşmaktan kurtarmaktı…
Suriye konusunda Türkiye ile farklı cephelerde olan İran’dan gelen “diplomasi dili” dışı ifadeler sonunda Başbakan Erdoğan’ın sabrını taşırdı.
Olayın skandala dönüşmesini önlemek için Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “izahat istedik” demesinin ardından, dün Başbakan Erdoğan aynen şunları söyledi:
“Dürüst olmak lazım. Dürüst olunmadığı için dünyada sürekli olarak itibar kaybına devam etmektedirler. Bu diplomasinin dili değildir. Bu başka bir dildir. O da bana yakışmaz…”
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu haklı öfkesi beni Davos’a götürdü. Davos’taki o “One minute” hadisesinin yaşandığı güne…
BİR ONE MİNUTE DE İRAN’A
Hatırlarsanız, Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Peres’e “One minute” dedikten sonra “Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz” demişti. Ancak bu sözlerden hemen önce Moderatör David İgnatius’a Başbakan Erdoğan’ı eliyle dokunarak uyarmak gibi diplomatik nezaketten uzak bir tavır sergilemişti.
Erdoğan’a daha sonra sorulduğunda, o anda İgnatius’a “Diplomatik üslubun dışında cevap vermek istediğini” ifade etmişti.
Yukarıda da alıntı yaptığım gibi, İran’ın diplomatik nezaketsizliği karşısında da aynı sözleri söylüyor Erdoğan, “Bu diplomasinin dili değildir. Bu başka bir dildir. O da bana yakışmaz…”
Dün itibariyle Türkiye-İran ilişkileri başka bir noktaya taşınmıştır. Aradaki güven sorunu derinleşmiştir. 10 Nisan’a kadar süre tanınan Esad yönetiminin destekçisi İran’ın bundan sonra uluslar arası arenada daha da yalnızlaşma süreci fiilen başlamıştır.
Türkiye’yi kaybetmenin bedeli İran’a pahalıya mal olmaz mı?
Bunu İran muhipleri, İranlılara bir anlatsa ne olur!
Kalın sağlıcakla.
Hasan Öztürk / Haber 7
hasan.ozturk@kanal7.co
Yorumlar45