Başkanlık padişahlık mıdır!
- GİRİŞ08.05.2012 11:07
- GÜNCELLEME08.05.2012 11:07
Ben, Burhan hocaya dönerek, “Hocam bu Başkanlık Sistemi denen meseleye benim aklım ermiyor. Amerika’nın dışındaki ülkelerde bu işler sağlıklı yürümüyor” diyerek sisteme itirazlarımı sıraladım.
Hoca, yüzüme baktı ve “sen bu işlerden anlamazsın” dedi.
Bunun üzerine, “iyi de” dedim, “Benim Anayasa Hukuku hocam Profesör Mümtaz Soysal’dır” deyince, Burhan hocanın yüzü ekşidi ve “Sen virüsü kapmışsın be Hasan kardeşim, ben sana bu işi anlatamam” deyiverdi..!
O günden bu yana düşündüm, okumalarımı yapmaya çalıştım…
61 İLE 82 ATANMIŞLARI GÜÇLENDİRDİ
Geldiğim nokta şu:
1961 Anayasası’nı bu ülkeye..
Bu ülkenin az buçuk mürekkep yalamış kesimine…
“En demokrat”, “en ilerici”, “en özgür” anayasası diye “yutturan” kesim;
Başkanlık Sistemi konusunda da “inandırıcı” bir kara propaganda yürütüyor…
“Siyaseten” değil, her alanda “hazım” sorunu çeken bu kesim, “Çankaya Köşkü’ne eşi başörtülü bir cumhurbaşkanı çıkmasın” diyerek olmadık manevralar yapanlar…
Olmadık hukuksuzluklara tevessül edenler…
Olmadık darbe çığırtkanlığı yapanlar…
İşin ilginci, ben de uzunca bir süre “Türkiye’ye Başkanlık Sistemi olmaz” diyenlerdendim.
Gerekçemse, “parlamenter rejim”de kuvvetler ayrılığının daha sağlıklı olduğu; lakin Türkiye’de henüz “Parlamenter rejim”in oturmadığı şeklindeydi; yanılmışım!
“Başkanlık Sistemi”ni “Padişahlık” gibi sunanlara inat, bu sistemi savunanlar bugüne kadar doğru düzgün anlatamamışlardır meseleyi, bir de bu durum var..!
Demokrasinin olmazsa olmazı “kuvvetler ayrılığı” prensibinin…
Ve özellikle “yasama”nın Başkanlık Sistemi’nde şimdiki “Parlamenter Sistem”den çok daha güçlü olduğunu anlatabilseler yetecek oysa!
KUVVETLER AYRILIĞINI KİM İSTİYORSA!
Bu tartışmanın taraflarına baktığımda gördüğüm şudur:
Sadece Tayyip Erdoğan karşıtlığı ya da düşmanlığı, Türkiye’nin geleceğini ipotek altına almış görünüyor.
Fakat Başbakan Tayyip Erdoğan, bütün bu kara propagandaya kulaklarını tıkamış ve şöyle diyor:
''Bu başkanlık sistemi mi olur, yarı başkanlık sistemi mi olur bunların hepsi tartışılabilir. Tartışmaların sonucunda eğer parlamento burada 'Şu sisteme de geçebiliriz, uygundur' diyorsa, bizim zaten söyleyebilecek hiçbir şeyimiz kalmaz. Ama bütün mesele müsademe-i efkardan barika-i hakikat doğar. Yani fikirlerin çatışmasından, çarpışmasından, müzakeresinden hakikat güneşi doğar.''
Sonuç:
1961 Anayasası ile başlayan 82 Anayasası ile pekişen, vesayet düzeninin bitmesini kim istiyorsa.
Atanmışların, seçilmişler üzerindeki tahakkümünü kim istemiyorsa, bu tartışmada Başkanlı Sistemi’ni önemsemelidir..!
Yürütmenin, yasama eliyle denetlenmesini savunan kim varsa, güçlü bir “Başkanlık Sistemi”ne evet demek durumundadır..!
Benim derdimse, “adalet!”
Adil olan kimse, o yönetsin bu ülkeyi…
İster parlamenter sistem, ister başkanlık, isterse padişahlık!
Çok zıpır gördük; yeter artık!
Derdim, adalet!
Kalın sağlıcakla.
Haber 7 - Hasan Öztürk
hasan.ozturk@haber7.com
Yorumlar1